| Ama bir eşin bir... bir anneden daha iyi anlayacağı şeyler olduğunu anlamalı. | Open Subtitles | لكن ينبغي أن تفهم هناك بعض الاشياء تفهمها الزوجة أفضل من الأم |
| Kral olarak bu dengeyi anlamalı ve tüm yaratıkları saymalısın, sürünen karıncadan, sıçrayan antiloplara kadar. | Open Subtitles | وأنت كملك يجب أن تفهم هذا التوازم وتحترم كل المخلوقات من النملة الزاحفة إلى الظبي الرشيق |
| O zaman sizin gibi herkes anlamalı ki fedakarlık buna değer. | Open Subtitles | إذن أنت من بين جميع الناس يفترض أن تفهم أن التضحية تستحق ذلك |
| Eğer beni seviyorsa durumumu anlamalı ve beni rahat bırakmalı. | Open Subtitles | إذا كان يحبني، عليه أن يتفهم الأمر ويدعني لشأني. |
| İyi bir lider, altındaki insanları anlamalı ihtiyaçlarını anlamalı ya da nasıl düşündüklerini biraz olsun bilmeli. | Open Subtitles | علي القائد الجيد ان يفهم من هم تحت امرته و يتفهم احتياجاتهم و رغباتهم و طريقة تفكيرهم قليلا |
| Yaptıklarının bir bedeli olduğunu baban anlamalı ama, tamam mı? | Open Subtitles | لكن والدك يجب أن يفهم أن هناك عواقب لأفعاله, حسناً؟ |
| Çocuklarımız, dışarıya açılan yolları anlamalı ve ailelerimiz onlara bu yolu göstermeli. | Open Subtitles | يجب على أطفالنا أن يفهموا طرقاً أخرى للحياة ويجب على عائلتنا أن تريهم ذلك |
| Tekrar çişi gelmeden önce uluslararası petrol piyasasını anlamalı. | Open Subtitles | لأنها يجب أن تفهم أسواق النفط العالمية قبل أن تضطر للتبّول مجدداً |
| Diyorsun ki sahibinin duygularını anlamalı. | Open Subtitles | ما تحاولين قوله هو أن تفهم المشاعر من المستخدم, |
| Ve polis memuru yolda dikiliyorsa, aracımız bunun dur demek olduğunu anlamalı ve devam et işaret yaptığında devam etmeliyiz. | TED | وعندما يقف شرطي المرور في الطريق، يتوجب على مركبتنا أن تفهم أن هذا يعني توقف، وعندما يشير لنا بالتحرك، يجب أن تتابع السير. |
| FBI benim ne kadar ciddi olduğumu anlamalı. | Open Subtitles | الإف بي آيه يجب أن تفهم كم أنا جاد |
| Başkan Johnson diyor ki, Hanoi artık anlamalı sabrımın bir sınırı var. | Open Subtitles | "يقول الرئيس جونسون... أن على هانوي أن تفهم أن لصبره حدود" |
| rol yapmadan önce, Shanti'yi anlamalı benimsemeli, | Open Subtitles | قبل أن تبدأ بالتمثيل، يجب أن ( تفهم من كانت ( شانتي |
| O benimkini anlamalı. | Open Subtitles | -يجب أن يتفهم هو موقفى |
| - Arnold'ın durumunu da anlamalı. | Open Subtitles | (عليه أن يتفهم موقف (آرنولد |
| Burada sürekli kalacaksanız Rick ve benim sözümüzün geçeceğini anlamalı. Onun her istediği olmayacak. | Open Subtitles | إن كنتم ستبقون هنا، فيجب أن يفهم أن ما يهم هو ما أقوله أنا و(ريك)، وليس ما يرغب به |
| Bu günkü Helen ile yarınki Helen'ın aynı olmayacağını anlamalı. | Open Subtitles | كان عليه أن يفهم أن شخصية (هيلين) اليوم ليست مثل شخصية (هيلين) غداً |
| İnanıyoruz ki, aile üyeleri ve hastalar mutlaka ALS hastalığının önemini anlamalı. | Open Subtitles | نظن أن أفراد الأسرة والمرضى يجب أن يفهموا ماهو مرض متلازمة لو جيهريج |
| Çocuklar anlamalı... | Open Subtitles | لابد الأطفال أن يفهموا ـ كلا! |