"anlamalı" - Traduction Turc en Arabe

    • أن تفهم
        
    • يتفهم
        
    • يفهم أن
        
    • أن يفهموا
        
    Ama bir eşin bir... bir anneden daha iyi anlayacağı şeyler olduğunu anlamalı. Open Subtitles لكن ينبغي أن تفهم هناك بعض الاشياء تفهمها الزوجة أفضل من الأم
    Kral olarak bu dengeyi anlamalı ve tüm yaratıkları saymalısın, sürünen karıncadan, sıçrayan antiloplara kadar. Open Subtitles وأنت كملك يجب أن تفهم هذا التوازم وتحترم كل المخلوقات من النملة الزاحفة إلى الظبي الرشيق
    O zaman sizin gibi herkes anlamalı ki fedakarlık buna değer. Open Subtitles إذن أنت من بين جميع الناس يفترض أن تفهم أن التضحية تستحق ذلك
    Eğer beni seviyorsa durumumu anlamalı ve beni rahat bırakmalı. Open Subtitles إذا كان يحبني، عليه أن يتفهم الأمر ويدعني لشأني.
    İyi bir lider, altındaki insanları anlamalı ihtiyaçlarını anlamalı ya da nasıl düşündüklerini biraz olsun bilmeli. Open Subtitles علي القائد الجيد ان يفهم من هم تحت امرته و يتفهم احتياجاتهم و رغباتهم و طريقة تفكيرهم قليلا
    Yaptıklarının bir bedeli olduğunu baban anlamalı ama, tamam mı? Open Subtitles لكن والدك يجب أن يفهم أن هناك عواقب لأفعاله, حسناً؟
    Çocuklarımız, dışarıya açılan yolları anlamalı ve ailelerimiz onlara bu yolu göstermeli. Open Subtitles يجب على أطفالنا أن يفهموا طرقاً أخرى للحياة ويجب على عائلتنا أن تريهم ذلك
    Tekrar çişi gelmeden önce uluslararası petrol piyasasını anlamalı. Open Subtitles لأنها يجب أن تفهم أسواق النفط العالمية قبل أن تضطر للتبّول مجدداً
    Diyorsun ki sahibinin duygularını anlamalı. Open Subtitles ما تحاولين قوله هو أن تفهم المشاعر من المستخدم,
    Ve polis memuru yolda dikiliyorsa, aracımız bunun dur demek olduğunu anlamalı ve devam et işaret yaptığında devam etmeliyiz. TED وعندما يقف شرطي المرور في الطريق، يتوجب على مركبتنا أن تفهم أن هذا يعني توقف، وعندما يشير لنا بالتحرك، يجب أن تتابع السير.
    FBI benim ne kadar ciddi olduğumu anlamalı. Open Subtitles الإف بي آيه يجب أن تفهم كم أنا جاد
    Başkan Johnson diyor ki, Hanoi artık anlamalı sabrımın bir sınırı var. Open Subtitles "يقول الرئيس جونسون... أن على هانوي أن تفهم أن لصبره حدود"
    rol yapmadan önce, Shanti'yi anlamalı benimsemeli, Open Subtitles قبل أن تبدأ بالتمثيل، يجب أن ( تفهم من كانت ( شانتي
    O benimkini anlamalı. Open Subtitles -يجب أن يتفهم هو موقفى
    - Arnold'ın durumunu da anlamalı. Open Subtitles (عليه أن يتفهم موقف (آرنولد
    Burada sürekli kalacaksanız Rick ve benim sözümüzün geçeceğini anlamalı. Onun her istediği olmayacak. Open Subtitles إن كنتم ستبقون هنا، فيجب أن يفهم أن ما يهم هو ما أقوله أنا و(ريك)، وليس ما يرغب به
    Bu günkü Helen ile yarınki Helen'ın aynı olmayacağını anlamalı. Open Subtitles كان عليه أن يفهم أن شخصية (هيلين) اليوم ليست مثل شخصية (هيلين) غداً
    İnanıyoruz ki, aile üyeleri ve hastalar mutlaka ALS hastalığının önemini anlamalı. Open Subtitles نظن أن أفراد الأسرة والمرضى يجب أن يفهموا ماهو مرض متلازمة لو جيهريج
    Çocuklar anlamalı... Open Subtitles لابد الأطفال أن يفهموا ـ كلا!

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus