Ama anlamalısın ki Asgard için başka dertler de var. | Open Subtitles | ، ولكنكَ يجب أن تفهم هناك إهتمامات أخرى للأسجارد |
Şunu anlamalısın ki artık bu gelecek. | Open Subtitles | اسمع يجب أن تفهم هذا هو المستقبل الآن المستقبل؟ |
Bak, anlamalısın ki orda meydana gelen olay gibi şiddet içeren tartışmalara izin veremem. | Open Subtitles | إسمع ، يجب أن تفهم بأني لا أقبل إحتكاكات جسدية مثل التي حصلت |
Ama şunu anlamalısın ki taraf tutarken setimde olmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لكن يجب أن تفهمي أني لا أستطيع إبقائك في مجموعتي فيما تقدم العطاء |
Ancak, anlamalısın ki hayatının her günü Tanrı'ya hizmet etmiş bir kadındı. | Open Subtitles | الآن ، عليك أن تتفهم هذه امرأة خدمة في سبيل الله كل يوم من حياتها |
Şunu anlamalısın ki bazı ilişkiler zahmete değmez. | Open Subtitles | تعلمين، عليك أن تفهمي أن هناك بعض العلاقات ببساطة لا تستحق المشاكل. |
Bunu anlamalısın ki işim sebebiyle sürekli arabadayım. | Open Subtitles | أعني، أنت فقط يجب أن تفهم ذلك.. أنا في السيارة طوال الوقت بسبب وظيفتي. |
Şunu anlamalısın ki Larry önümüzdeki yüzyıl içinde hiçbir Poppler, rezil olmaksızın, ya da hapse girmeksizin o paranın bir kuruşunu bile yiyemeyecek. | Open Subtitles | يجب أن تفهم هذا، يا (لاري), لن يقدر أحد من عائلة (بوبلر) للمائة سنة القادمة أن يصرف نيكل من ذلك المال |
Bak, Marcus, şunu anlamalısın ki; | Open Subtitles | إسمع ماركوس، يجب أن تفهم |
- Şunu anlamalısın ki... | Open Subtitles | -كان يجب أن تفهم ذلك .. |
Farkındayım fakat sen de anlamalısın ki bu belediyeyi ilgilendiren bir mesele. | Open Subtitles | أعرف، ولكن عليك أن تتفهم... |
Maya, anlamalısın ki... | Open Subtitles | ...مايا ، يجب عليكِ أن تفهمي أن |