"anlamalıydım" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجب أن أعرف
        
    • كان يجب أن أعلم
        
    • أن أدرك
        
    • كان عليّ أن أعرف
        
    • كان علي معرفة
        
    • عليّ أن أعلم
        
    • علي أن أعرف
        
    • أن أعرف من
        
    • وجب أن أفهم
        
    • يجب أن أتوقع
        
    • كان يجب ان اعرف
        
    • كان يجب ان اعلم
        
    • أن ألاحظ
        
    • أن اعلم
        
    • بي أن أعرف
        
    Mazohist yönetmenler. Gelme sahnesini bilmemesinden anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أعرف عندما لم يكن يعلم ماهي لقطة البدايه
    Konuşma tarzından, handikap sistemini bilmenden anlamalıydım. Open Subtitles أجل لمرة واحدة كان يجب أن أعلم , طريقة حديثك عنه
    İkimiz de daha doğrusu. Bunu çok uzun zaman önce anlamalıydım. Open Subtitles كلانا فعل , وكان يجب أن أدرك هذا من زمن بعيد
    Yüzleri ve binleri gördüğümde anlamalıydım. Open Subtitles كان عليّ أن أعرف عندما رأيت المئات والآلاف.
    Bunun olacağını anlamalıydım. Elbette aileni bu işe dahil edeceksin. Open Subtitles كان علي معرفة أن هذا سيحصل بالطبع ستورطي والديكِ بهذا
    Ne halt yediklerini anlamalıydım. Open Subtitles كان ينبغي عليّ أن أعلم ما كانوا يفعلونه.
    Benn, gece görüşüyle bile, farkı anlamalıydım. Open Subtitles يجب علي أن أعرف الفرق حتى بالنطاق الليلي
    Üzgünüm. Burada çalışıyormuşsun. Üzerindeki şapşal kıyafetten anlamalıydım. Open Subtitles آسف, أنت تعمل هنا, كان يجب أن أعرف من خلال هذه الملابس السخيفة التي ترتديها
    Bu aptal prenslik işini beceremeyeceğimi anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أعرف أنه لا يمكننى تحقيق رغبة هذا الأمير الغبى
    Davayı üstlendiğinden beri... - bir şeyler döndüğünü anlamalıydım. Open Subtitles الدقيقة التى اختار فيها القضية كان يجب أن أعرف انه هناك شىء
    Seni yaşıyor bir biçimde gördüğüm an anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أعلم ذلك عندما كنتِ على قيد الحياة
    O'Leary, seni orospu çocuğu. Bu işin arkasında senin olduğunu anlamalıydım. Open Subtitles اوليرى " يا إبن العاهرة" كان يجب أن أعلم انه أنت
    Üzgünüm. Senin en baştan beri bir centilmen olduğunu anlamalıydım. Open Subtitles أنا آسفة ، كان يجب أن أدرك من البداية أنك نَبيّل
    Geçmişe bakınca, seni ilk gördüğüm anda katilin sen olduğunu anlamalıydım. Open Subtitles بالنظر إلى الخلف , كان عليّ أن أعرف بأنه أنت حين قابلتكَ للمرّة الأولى
    Böyle olacağını anlamalıydım. Elbette, aileni bu işe bulaştıracaksın. Open Subtitles كان علي معرفة أن هذا سيحصل بالطبع ستورطي والديكِ بهذا
    Bunun bir tesadüf olmadığını anlamalıydım. Open Subtitles كان عليّ أن أعلم أنّها لم تكن مصادفة
    Benn, gece görüşüyle bile, farkı anlamalıydım. Open Subtitles يجب علي أن أعرف الفرق حتى بالنطاق الليلي
    Senin nasıl biri olduğunu, şantaj yaptığını anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أعرف من تكونين، وأن الأمر كان إبتزازاً.
    Alicia'ya yardım etmek için takıntısını anlamalıydım. Ben de seni araştırdım. Open Subtitles لمساعدة (أليشا)، وجب أن أفهم هوسها، لذلك درستك
    Zavallı bir kelebeğin adımı bilemeyeceğini çoktan anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أتوقع فراشة سخيفة لن تعرف إسمِي
    Goldman Sachs için çalıştığını söylediğin an pisliğin teki olduğunu anlamalıydım, Nick. Open Subtitles كان يجب ان اعرف بأنك قذر نيك طالما كنت تعمل لدى غولدمان
    Bu işin boka saracağını anlamalıydım. Open Subtitles كان يجب ان اعلم أنَ هذا الامر يُصبح سيئاً
    Bir şeylerin ters gittiğini anlamalıydım. -Saplandı mı? Open Subtitles كنت معه في المختبر كان علي أن ألاحظ وجود أمر مريب
    Sabah dükkanın kapalı oluşundan ters bir şeyler olduğunu anlamalıydım. Open Subtitles كانَ عليَ أن اعلم أن هناكَ مشكلة عندما كانَ المتجر مغلقاً هذا الصباح
    Beni kandırdı, anlamalıydım. Open Subtitles ، فلقد خدعني . و كان يجدر بي أن أعرف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more