"anlamlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • منطقي
        
    • منطقياً
        
    • معنى
        
    • منطقية
        
    • ذات
        
    • مفهوماً
        
    • منطقيا
        
    • منطقيّاً
        
    • إحساس
        
    • معني
        
    • يعقل
        
    • معقولا
        
    • هادفة
        
    • أهميّة
        
    • سيعني
        
    Tartışın. Büyük yaratıcılık, saçmaca, şaşırtıcı, anlamlı ve anlamsızca güçlüdür. TED ناقش. الإبداع الجيد مذهل وسخيف ومنطقي، وغير منطقي في تأثيره
    Zaman, bir yanılsama mı, evreni anlamlı yapmak için yarattığımız? Open Subtitles هل الزمن هو وهم ابتكرناه لنجعل من الكون شيء منطقي
    Mantıksal olarak anlamlı hale getirmeden bilim yapamazsınız. TED لا يمكنك أن تقوم بالعلوم بدون أن تجعلها متسقة منطقياً.
    Filmlerin 100 yıllık tarihine hücum edebilsek belki bir anlatı inşa edebilir, gençlerin parçalanmış ve huzursuz dünyasına anlamlı bir şey iletebilirdik. TED لو استطعنا استكشاف تاريخ السينما لمئة عام مضت, قد نتمكن من بناء قصة يمكن أن توصل معنى لعالم الشباب القلق و المفكك.
    Sınırlar olmadığını gördüm, benim çalışmalarımın evrimine bakınca anlamlı bağlantılar görüyorum. TED تعلمت أنه ليس هناك حدود. وعندما أنظر إلى مراحل تطور عملي أستطيع أن أرى مواضيع و علاقات منطقية.
    Bu çok daha anlamlı, çok daha güçlü bir bileşim. TED لان تلك تركيبة ذات معنى اكبر .. وذات قوة اكبر
    Kulübü zayıf düşürmek ve kapımıza kadar bir sürü bela getirmek istiyorsan anlamlı. Open Subtitles منطقي إذا كنت تحاول إضعاف النادي. و تأتي بكم كبير من المشاكل إليه.
    JC: Tamam, bu çok anlamlı. Güzellik ve güzelliğin ve sanatın önemi ile ilgili çok güçlü bir davan var. TED جون كوهين: ذلك منطقي جدًا. سؤال آخر إضافي: أنت تصنع حالة قهرية للجمال وأهمية الجمال والفنون.
    İşte bu anlamlı. Open Subtitles هذا منطقي ثمة غرفة مليئة بالذهب والمجوهرات
    Eğer bir şey anlamlı değilse bu ne demek oluyor? Open Subtitles إن كان هناك أمر غير منطقي ماذا يعني ذلك؟
    Bana anlamlı hale gelmeye başlıyor -- içeri giren şey hamur, çıkan şey ekmek -- ya da canlı olarak giriyor, ölü olarak çıkıyor. TED لقد بدا الامر يصبح منطقياً ما يدخل الى الفرن هو العجين وما يخرج هو الخبز ما يدخل على قيد الحياة يخرج ميتا
    Herkesin aklında benzer şeyler var, yaptığım iş anlamlı. Open Subtitles على كل إنسانٍ أن يسأل نفسه أن كان كل ما يقوم به منطقياً.
    36 saattir uykusuzum. Dediklerim anlamlı oldu mu? Open Subtitles لم أنم منذ 36 ساعة، هل كان كلامي منطقياً ؟
    Tüm varlığımız alıp, kazandığımız o yeni bilgi etrafına sarmalı ve aralarında bağlar kurmalıyız, böylece daha anlamlı hale gelir. TED نريد ان ناخذ وجودنا ككل و نضعه حول تلك المعرفة الجديدة و نقوم بكل تلك الارتباطات و سيصبح ذو معنى
    ki bana sorulan bir sorudur, gösterimin olası en fazla sayıda insana anlamlı gelmesini mutlaka sağlamak istersiniz. TED وهو سؤال قد سُئلته، أنتم تريدون فعلَا أن تتأكدوا من أن هذه التصورات منطقية لأكبر قدر ممكن من الناس.
    Eğer yapamayacak olsaydım, son günlerimin mümkün olduğunca anlamlı olması için uğraşırdım. Open Subtitles إذا لم أستطع فعل هذا سأحاول أن أجعل أيامي الأخيرة ذات معنى
    İnan ya da inanma, bu anlamlı yarısı. Open Subtitles صدق أو لا تصدق , هذا هو النصف الذى من الممكن أن يكون مفهوماً
    Tüm dünyam birden anlamlı hale geldi. TED وجعلت كل العالم يبدو منطقيا بالنسبة لي.
    Hayatımda duyduğum her şeyden daha anlamlı geliyor. Open Subtitles أجل يبدو منطقيّاً أكثر من أيّ كلامٍ قد سمعته من قبل
    Kalıntılar sarılmıştı bu da anlamlı bir merasim, sevgi dolu bir cenaze hatta utanç ki bu da mantıklı olur çünkü çocuğun el ve ayakları iple bağlanmıştı. Open Subtitles حسناً، البقايا لفّت وهو ما يشير إلى إحساس بالمراسم دفن محبّ أَو محتمل على حد سواء، خزي
    Günlerinizi sevdiklerinizle anlamlı haline getireceğinize ahlaksız işlerin peşinde koşuyorsunuz. Open Subtitles انتم تملئون ايامكم بمطاردات ليس لها معني بدلاً من ان تقضوها مع من تحبون
    Kiliselerin büyük topraklarının ve kurumsal yatırımlarının hâlâ vergi dışı olması anlamlı mı? Open Subtitles هل يعقل أن تلك الكنائس ينبغي أن تظل معفية من الضرائب على ممتلكاتها الضخمة من الأراضي. و إستثمار الشركات؟
    Askeri güçlerin eşit olduğu bir durumda orantılı bir karşılık anlamlı olur. Avantajlı bir durumdayız. Open Subtitles الرد المناسب يكون معقولا حينما نكون متساويين ، لكننا نملك الأفضلية هنا
    anlamlı bir şekilde gerçekten katkıda bulunabiliyor. TED إنها قادرة على العطاء والمساهمة حقًا بطريقة هادفة.
    Ve düşünüyorum da bu etkinliğe katılmam anlamlı olabilir. Open Subtitles وأظن أن مشاركتي في هذا الحدث.. ستكون له أهميّة كبيرة
    - ...gelmeniz bizim için çok anlamlı. - Memnuniyetle gelirim. Open Subtitles حضورك لحفل التبرعات سيعني الكثير للعديد من الأشخاص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more