"anlatmak istediğim" - Translation from Turkish to Arabic

• مقصدي
• وجهة نظري
• بيت القصيد
• أريد إخبارك
• أحاول قوله
• الذي اعنيه
• نقطتي
• وسأحكيها
• وهذه النقطة
• مغزاي
• السعة حسبت أني أتيت
• ما أود
• أود إخباركم
• الذي أردت
• حسبت أني أتيت من

Anlatmak istediğim, bir robot gerçek hayattaki varlığımız için fayda sağlayabilir.
مقصدي أن الانسان الآلي يمكن أن يستفيد من معيشته بالعالم الحقيقي

Anlatmak istediğim, olabilecek her türlü salı gününü yaşadım.
مقصدي هو اني مررت بيوم الثلاثاء بجميع الاحتمالات

Tatlısın ama benim Anlatmak istediğim nazik biri olmam için yere benim bakmam gerekiyor.
جميل ، ولكن وجهة نظري انه اذا كنت كمبيوتر لكنت على الارض

Planım yok. Anlatmak istediğim bu.
ليست لدي خطة هذا هو بيت القصيد

Sana Anlatmak istediğim her şey bu mektupta yazıyor.
كل ما أريد إخبارك به في هذا الخطاب.

Sana tam olarak Anlatmak istediğim yetişkin gibi görünüyorum, ama aslında çocuğum!
ما أحاول قوله لكِ هو أنني تحولت إلى رجل ولكنني في الحقيقة مجرد طفل

Anlatmak istediğim şey, biraz daha disiplinli olmamız gerektiği.
كل الذي اعنيه ، انه يجب علينا ان نكون منتظمين

(Alkış) Aslında benim anlatmak istediğim: Eğer imkansız birşey görürsen, onu imkalı yap.
(تصفيق) هذه هي نقطتي الاساسية إذا كنت ترى شيئاً غير ممكن ، إجعله ممكنا.

Anlatmak istediğim şey, şu anda yardım ettiğimiz müşteriye tanıdığını sandığı bir adam bunca zaman yalan söyle di sen de bu olayı fazla kişiselleştirdin.
مقصدي هو أنك تنظرين إلى إمرأة كذب عليها رجل ظنت بأنها تعرفه وأنت تأخذين الموضوع على محمل شخصي

Hayır, Anlatmak istediğim, sen gerçekten bu kadın için riske giriyorsun.
لا، مقصدي هو، أنت ذاهب بشكل حقيقي في ورطةلهذهالإمرأة.

- WINPAC'ın kontrolünde. Onları inceledik. Zaten Anlatmak istediğim de bu.
لدى "وينباك", وقمنا بفحصها وهذا هو مقصدي

Her neyse Anlatmak istediğim, sen gençsin. Hatta daha çocuk sayılırsın.
المهم، مقصدي أنك صغيرة،

Anlatmak istediğim, bir robot gerçek hayattaki varlığımız için fayda sağlayabilir.
انظر وجهة نظري هي أن الروبوت يمكن أن تستفيد من يجري في العالم الحقيقي.

Anlatmak istediğim şu: Hiçbir koşul altında, karalama yapmak, bir sınıf ya da bir toplantı odası, hatta bir savaş odasından bile defedilmemeli.
حسناً هاكم وجهة نظري : لا يجب تحت أي ظرف القضاء أو الحد على الخربشة سواء في الفصل الدراسي أو قاعة الاجتماعات أو حتى في غرف الحرب

Sana Anlatmak istediğim çok şey var.
هناك الكثير من الأمور أريد إخبارك إياها

Bakın Anlatmak istediğim neden herkes dünyanın sonuymuş gibi davranıyor.
انظر، ما أحاول قوله أنني لا أفهم لماذا يتصرف الجميع وكأنها نهاية العالم

Anlatmak istediğim, eğer Koothrappali basit ve haksız şöhretli yeni hayatı üzerinde ilerleyecekse, belki de bu daha iyi bir arkadaş yaratmak için bir fırsat olabilir.
..نقطتي أنه إذا كان (كوثربولي) مضى إلى حياة جديدة من الشهرة السطحية الغير مستحقة.. ربما هذه الفرصة لأن نخلق علاقة متجانسة أكثر

Sana Anlatmak istediğim bir öykü.
انها مثل قصة أحسها وسأحكيها لك

Anlatmak istediğim ayık kalmaya çalışıyorsun, ve bu seni bir kazanan yapar.
وهذه النقطة هي أن تحاول الحصول على الرصين، ووالذي يجعلك الفائز.

Dikkatini çektiğime göre Anlatmak istediğim şey basit.
الآن طالما حزت اهتمامك، فإن مغزاي بسيط.

Anlatmak istediğim her şey bundan ibaret benim.
على الرحب و السعة حسبت أني أتيت من رحم أغني و أسرق و ألعب و كل تلك الفوضى

Burada Anlatmak istediğim şey şu, bu Kahn'ın da yüreğinin bir parçasıydı; bir projede asıl önemli olanı nasıl keşfederiz?
ما أود الحديث عنه هو شيء كان هذا عزيز جدا على قلب كارين، الذي هو كيف نكتشف ما هو خاص حقا عن اي مشروع؟

En sonunda, size Anlatmak istediğim son ders: Minnettarlığın altı derecesini uygulayın.
وختامًا، أود إخباركم بالدرس الأخير: ممارسة ست درجات من الامتنان.

bu size Anlatmak istediğim ilk icadımdı.
هذا الاختراع الأول الذي أردت وصفه