"anlayacağın" - Translation from Turkish to Arabic

    • كما ترى
        
    • كما ترين
        
    • تفهمها
        
    • الجمّة
        
    • أعتقد أنه في معجم الشخص
        
    • ترين يا
        
    Anlayacağın Üstçavuş, artık sana ihtiyacımız kalmadı. Open Subtitles , هكذا كما ترى , جرانى هايواى نحن لم نعد فى حاجه اليك بعد الان
    Anlayacağın taşı Tanrı fırlattı. O taş benim. Roma da... Open Subtitles كما ترى الله رمى الحجر أنا الحجر وروما00
    Seni bir parça iplik hale yol koyar Anlayacağın gibi bizde fazlasıyla var Open Subtitles خيط صغير سوف يصلحها ونحن عندنا الكثير كما ترى
    Senin de Anlayacağın gibi onun lâhit'inin önünde tapınmak Mecdelli Meryem'in kemikleri önünde diz çökmek hakları gasp edilenleri ve zulme uğrayanları hatırlamak içindi. Open Subtitles كما ترين .. ليتعبدوا أمام ضريحها ليركعوا أمام عظام .. .. مريم المجدلية
    Ama kostümümden de Anlayacağın üzere planlarım var, o yüzden Ramada havaalanına gidiyorum! Open Subtitles لكن كما ترين من ملابسي فأنا لدي خطط بالفعل سأذهب الأن للمطار
    Senin Anlayacağın türden değil, Şerif. Open Subtitles ليست من النوع التي يمكنك أن تفهمها أيها الشريف
    Kadınlar birbiriyle yarış içindedir Anlayacağın. Open Subtitles إذن فأنت ولابد أن تستحق امتلاكها النساء فى منافسة مع بعضهن كما ترى
    Anlayacağın, Willie ile ben biraz daha senin tarzına uygun tiplerdik. Open Subtitles كما ترى , انا وويلى كنا من اكثر الاشخاص الذين تحولت حياتهم الى السعادة والحظ الوفير
    Anlayacağın biz etliye sütlüye karışmadan takılırız. Open Subtitles كما ترى , نحن نحب ان ندخل الى الساحة ونخرج دون ان يلاحظنا احد
    Kullanmıyordum. Anlayacağın üzere, tuğlayla kapattım. Open Subtitles لم أكن بحاجة إليه، فقمت بسدّه بالطوب كما ترى.
    Yani Anlayacağın burada kalmak zorundayım çünkü gidecek hiçbir yerim yok. Open Subtitles لذا كما ترى, عليّ البقاءُ هنا لأنه ليسَ لنا من مكانٍ آخر نذهبُ إليه.
    Anlayacağın üzere insanları hapse koymak yeterince iyi değildi. Open Subtitles كما ترى وضع الناس في السجون ليس أمراً كافياً
    Anlayacağın üzere bu ülkeye küçük biri geldiğinde korkarım ki ilk tanıştıkları insanın evinde yaşamaya başlamazlar. Open Subtitles كما ترى حين يأتي أشخاص يافعين لرؤية البلاد فهم لا ينتقلون هكذا، بالأشخاص الذين يلتقون بهم أولا
    Anlayacağın, bazen savaşta bazı arkadaşlıklar uygun görünmez ve sonradan sıkıntılı olur. Open Subtitles كما ترين .. أحياناً في زمن الحرب يعقد الشخص صداقات لا تكون ملائمة تماماً
    Anlayacağın asıl problem Daisy senin bu tehditlerinden korkmam için çetenizden on beş adamın Red Rock'ta beklediğine inanmam gerek. Open Subtitles كما ترين المشكلة يا ديزي لأكون خائفاً من تهديداتك
    Anlayacağın, ben küçük silahları severim iğne mesela ya da bir kalem veya anlaşmadaki güzel bir ayrıntı. Open Subtitles أحبّ الأسلحة الصغيرة كما ترين... الإبرة، القلم... الهدف الجميل للصفقة.
    Tatlım, Anlayacağın şekilde açıklayayım o zaman. Open Subtitles ليناقشوا هدنة مؤقتة عزيزي, دعني أقولها بطريقة تفهمها
    - Anlayacağın şekilde anlatayım. Open Subtitles ماذا؟ دعنى أضعها من ناحية أنت تستطيع أن تفهمها
    Anlayacağın bir dilden konuşmama izin ver-para. Open Subtitles دعنى أتحدث بلغة سوف تفهمها المال
    Soru yağmurundan kaçtım Anlayacağın. Open Subtitles لذا أردتُ أن أتجنّب الأسئلة الجمّة.
    Anlayacağın şekilde söyleyeyim, OS'miz yok. Open Subtitles أعتقد أنه في معجم الشخص العادي، سيكون عليك أن تقول أننا لا نتوفر على "ن.ت".
    Anlayacağın, sıçtık Zeynepcim açıkçası. Open Subtitles وكما ترين يا زينب أنا في وضع لا أحسد عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more