"anlayacağını" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستفهم
        
    • سيفهم
        
    • ستتفهم
        
    • ستتفهمين
        
    • ستفهمين
        
    • تتفهم
        
    • سيتفهم
        
    • تتفهمين
        
    • ستتفهمي
        
    • ستدرك
        
    • ستفهمها
        
    Anlatabileceğimi sanmıyorum. Senin de Anlayacağını. Open Subtitles أنا أشك أني أستطيع توضيح الأمر وأشك أنك ستفهم
    Ona senin için büyük bir gece olduğunu söylemeye çalıştım Dean ve ...ona başka bir zaman gelmesini söyledim ama bir iş olduğunu söylememi ve senin ne olduğunu Anlayacağını söyledi. Open Subtitles حاولت إخباره بأهمية الليلة لك وطلبت منه العودة في وقتٍ لاحق لكنّه طلب مني أن أخبرك أن لديه مهمة وقال أنك ستفهم معنى هذا
    İnsan olduğunu şu ana dek anlamadıysa... bir daha Anlayacağını sanmam. Open Subtitles إذا لم يكتشف انه انسان حتى الان فلا اعتقد انه سيفهم
    Bunu şimdiye kadar Anlayacağını sanıyordum. Open Subtitles لقد اعتقد انك ستتفهم ذلك بعد مرور هذا الوقت
    Anlayacağını biliyordum. Keşke senin için yapabilecek bir şeyim olsaydı. Open Subtitles كنت أعرف أنِك ستتفهمين ليت بيدي أن أقدم لكِ شيئاً
    Bakış açımı Anlayacağını sanmıştım ama sen de onlar gibisin. Open Subtitles أتعلمين ، لقد ظننت أنكِ ستفهمين مُعاناتي ولكنكِ مثلهم جميعاً
    Şu durumlar altında Anlayacağını düşünüyorum, neden kendi adamlarımla kalmayı tercih ettiğimi. Open Subtitles تحت هذه الظروف , أعتقد أنك تتفهم لم أفضل التمسك بجماعتي الخاصه
    Tanrı'nın onu Anlayacağını söyledim. Pişman olduğu sürece affedileceğini söyledim. Open Subtitles اخبرته بأن الرب سيتفهم, وسيكون غفوراً
    Anlattıklarımdan tek bir şey Anlayacağını sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد أنك ستفهم شيء واحد مما سأتحدث فيه.
    Bir gün bunun nedenini Anlayacağını umuyorum. Open Subtitles كثيرا بأنّني تركت لم يذكر للأسباب... أتمنّى يوم واحد أنت ستفهم.
    Bir gün bunun nedenini Anlayacağını umuyorum. Open Subtitles كثيرا بأنّني تركت لم يذكر للأسباب... أتمنّى يوم واحد أنت ستفهم.
    Eşi de bilmiyor efendim, ona ne hakkında olduğunu Anlayacağını söylemişler. Open Subtitles الزوجة لا تعلم حتى، سيدي أخبروها بأنه سيفهم عن ماذا ذلك
    Neyse, neler hissettiğimi ancak senin Anlayacağını düşündüm. Open Subtitles على أي حال، كنت أعرف أنه لو كان أحد سيفهم شعوري فسيكون أنت
    Uzun zaman önce, küçük bir çocuğa bir gün babasının onu ne kadar sevdiğini Anlayacağını söylemiştin. Open Subtitles قبل زمن قلت لصبى صصغير أنه يوما ما سيفهم كم يحبه والده
    Bunu şimdiye kadar Anlayacağını sanıyordum. Open Subtitles لقد اعتقد انك ستتفهم ذلك بعد مرور هذا الوقت
    Lois'in yeni erkek arkadaşının neden çifte hayatının olduğunu Anlayacağını sanmıyorum. Open Subtitles لست متاكد من ان لويس ستتفهم حقيقة ان صديقها لديه حياة مزدوجة
    Anlayacağını biliyordum. - Seni sonra ararım. Open Subtitles أنت الأفضل، علمت أنك ستتفهم سأنصل بك لاحقاً
    Ama ne olursa olsun beni Anlayacağını, hatalarımı affedeceğini biliyorum. Open Subtitles لكن مهما يحدث أنا أعلم أنكِ ستتفهمين وستسامحيني
    Beni Anlayacağını biliyorum. Bu, yapılabilecek en şerefli şey. Open Subtitles . أنا واثق أنكى ستتفهمين - . انها الطريقة الوحيدة كى نحافظ على شرفنا
    Bak, yanlış Anlayacağını biliyorum ama ben NCIS'tenim. Open Subtitles أعرف أنك ستفهمين الأمر خاطئا لكن أنا من فريق التحقيق ان سي آي أس لا تعملين أي خطأ
    Yani kumarhanenin büyümesindeki yerinin artık mümkün olmadığını Anlayacağını umuyorum. Open Subtitles وأنا واثق من كونك تتفهم أن اشتراكك في تطوير الملهى أصبح أمرًا مستحيلًا
    Yapmak istememenin nedenini Anlayacağını sanmıyorum. Open Subtitles ولا أعتقد أنه سيتفهم غدم قيامك بالأمر
    Gerçekten çok gençtim. Sadece bir hataydı. Kesinlikle Anlayacağını sanıyorum. Open Subtitles لقد كنت يافعة حقًا، كان ذلك خطأ أعني، بالتأكيد تتفهمين ذلك
    - Anlayacağını söylemiştin. Open Subtitles ! إبتعد عن طريقي - لقد قلتي أنك ستتفهمي -
    Bir gün gerçek duygularını Anlayacağını biliyordum ama bu kadar çabuk olacağını düşünmemiştim. Open Subtitles كنت أعرف أنك ستدرك مشاعرك الحقيقة يوما ما لكنه أقرب كثيرا مما توقعت
    Anlayacağını biliyordum. Open Subtitles كنت أعلم أنك ستفهمها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more