"anlayacaksınız" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستعرف
        
    • ستفهم
        
    • ستفهمين
        
    • ستعرفين
        
    • ستفهمون
        
    • ستدركان
        
    • ستدركون
        
    • ستتفهم
        
    • ستفهمن
        
    • سوف تفهم
        
    • وسوف ترون
        
    • وتعرفوا
        
    • سوف تفهمون
        
    • ستفهمان
        
    • ستكتشفون
        
    Ben ölünce ne iyi bir dost olduğumu anlayacaksınız. Open Subtitles عندما اموت وارحل ستعرف كم كنت صديقا مخلصا لك
    Ben kükreyemiyorum bile. Varlığımı nasıI anlayacaksınız? Open Subtitles أنا لا أستطيع أن أزأر كيف ستعرف أنني هناك ؟
    Ve nihayet zavallı Buddy hakkında anlamanız gerekenleri anlayacaksınız. Open Subtitles ثم ستفهم مهما يمكن أن تفهم عن المسكين هذا
    Fazla tedbirli davranıyormuş gibi görünmek istemiyorum ama yakında neden bunu aramızda tutmak isteyeceğimizi anlayacaksınız. Open Subtitles لا أريد أن أبدو مغالية في الاحتياطات، لكنّي أظنّ أنّك ستفهمين قريباً لم سنريد إبقاء هذا الأمر بيننا.
    Ordaki çocklar da biliyor. Ve sanırım yakında siz de anlayacaksınız Open Subtitles و هؤلاء الاطفال يعرفون و اعتقد انك قريبا ستعرفين ايضا
    yani beni bir kaç dakika daha dinlemenizi istiyorum işte o zaman onun neden orada benimse burada olduğumu anlayacaksınız. TED لذا فقط اود منكم ان تنصتو لدقائق معدودة و ستفهمون لم هو هناك و انا هنا.
    Sonra bir gün bir striptizciyle çıkacak ve onunla evliliğin eşiğinden döndükten sonra da striptiz kulüpleriyle işinizin bittiğini anlayacaksınız. Open Subtitles و بعدها ، يوما ما ستواعدان راقصة متعرية و تكادون تتزوجونها ، وبعد ذلك ستدركان أنكما اكتفيتما من الملاهي الليلة
    İkiniz de kaderinizde olmadığını anlayacaksınız. Open Subtitles سيكون مرعب ستدركون أنه ليس مقدر لكم أن تكونوا معاً
    Ama kozaya dönüştüğünüz zaman o zaman anlayacaksınız. Open Subtitles لكن متي يجب أن تدور داخل شرنقة أنت يومها ستعرف وبعد ذلك تتحول الي فراشة جميلة
    Ve neden öyle dendiğini onu keşfetmeye başladığımızda anlayacaksınız. Open Subtitles وبينما نبدأ فى استعراضهـا ستعرف سبب التسمية
    Böylece ödemesinin yapıldığını anlayacaksınız. Open Subtitles و ستعرف أنت أنه تم الدفع من أجله نوفي ؟
    Ordu donatımı anlamıyorsanız emri nasıl anlayacaksınız? Open Subtitles إذا لم تستطيع أن تفهم الإحداثيات العمودية إذاً كيف ستفهم الأوامر؟
    Bana gelince neden sizin teşkilatta görünmek istemediğimi anlayacaksınız. Open Subtitles أمّا بالنسبة لي، ستفهم لاحقاً لماذا لا أرغب بأن يراني أحد برفقتكم
    Biliyorum ki bir gün bu videoları izlediğinizde tedaviye son vermenin ne kadar yanlış olduğunu anlayacaksınız. Open Subtitles اعلم بانه يوم ما عندما تشاهد ذلك التصوير ستفهم كم كنت مخطئاً بايقافك للعلاج
    Pekâlâ, sinirli olduğunuzu görüyorum ama biraz sonra siz de anlayacaksınız. Open Subtitles ،حسناً، يمكنني أن أرى انك منزعجة ...لكن أعدك خلال لحظة، ستفهمين
    Eğer izin verirseniz, anlayacaksınız. Open Subtitles ،إذا تركتيني فقط أوضّح ستفهمين
    Onları görünce, adımın ne olduğunu anlayacaksınız. Onlar, benim taklitçilerimdi. Open Subtitles ستعرفين إسمي عندما تريهم لقد كانوا دجالين
    Şimdi, biliyorum ki bunlar size kafa karıştırıcı geliyor ama yakında hepiniz neden bahsettiğimi anlayacaksınız. Open Subtitles وفيلسوف اخلاقي والآن انني على علم ان هذا يبدو مشوشاً لكم جميعاً لكن قريباً , ستفهمون ما اتكلم عنه
    Böylece yumruklarınızı savuşturmama bile gerek olmadığını anlayacaksınız. Open Subtitles ستدركان أنّي في غنى عن تجنّب لكماتكما.
    O pornoyu izlemiştim. Hatta ben yazdım. Ne zaman hayatım ile porno arasındaki tek farkın yalnızca benim hayatımın daha ışıltılı olması olduğunu anlayacaksınız? Open Subtitles ـ بل لقد صنعته أنا ـ متي ستدركون يارفاق أن الفارق بين حياتي الحقيقة
    Eğer almazsanız, kesinlikle anlayacaksınız okuyucuları ve onu köylü sevgilisi hindistan cevizi önerileri. Open Subtitles متأكدٌ أنكَ ستتفهم إن لم أقبل نصيحة قارئة كفٍِ حسناء وحبيبها الفلاح
    Büyüdüğünüzde doğruluk ve adalet için mücadelede kendi mutluluğundan nasıl fedakârlık ettiğini anlayacaksınız. Open Subtitles عندما تكبرن, ستفهمن كيف أنها ضحت سعادتها في الحرب من أجل العدل والحقيقة
    Ve en önemlisi ise efendim her şeyi anlayacaksınız ama kimseye açıklayamayacaksınız. Open Subtitles وأكبر شيء يا سيدي هو أنك سوف تفهم كل شيء ولكن لن تكون قادرة على شرح ذلك لأحد.
    Şimdi ne demek istediğimi anlayacaksınız. Open Subtitles من نصاب كبير أحضرناه للبرنامج وسوف ترون ما أعنيه
    Geriye dönüp lise günlerinize baktığınızda zamanınızı boşa harcamadığınızı anlayacaksınız. Open Subtitles هل تريدوا أن تتذكروا أيامكم هنا وتعرفوا بأنكم أحسنتم إستغلالها علي أفضل وجه؟
    Size söyleyemem -- aile işi hikayesi: anlayacaksınız -- babam olabilecek en samimi insandı. TED لا أستطيع أن أخبركم، قصة عمل العائلة، سوف تفهمون أن كان أبي من أكثر الناس اخلاصا على الاطلاق
    Ve büyüdüğünüz zaman siz de anlayacaksınız. Open Subtitles ‫وعندما تكبران، ستفهمان
    - Ciddi olduğumu anlayacaksınız. - Öyleyse o şapkayı niye takıyorsun? Open Subtitles ستكتشفون أنني جادة تماما في الأمر- إذن لم ترتدين تلك القبعة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more