"anlayamayacağın" - Translation from Turkish to Arabic

    • تفهمه
        
    • فهمها
        
    • تفهمها
        
    • تفهميها
        
    • تفهميه
        
    • تفهمينها
        
    Bu asla anlayamayacağın bir dünya ve insan anlamadığı şeylerden korkar. Open Subtitles لذا لا تأتي إلى هنا بغضبك فى محاولة أن تثبت شيئاً لنفسك هذا هو العالم الذي لن تفهمه قطّ
    Hiçbir zaman anlayamayacağın şey bazı insanlar liderlik eder bazıları da takip eder liderlik edemez ve takip etmeyi de reddedersen, çölde yalnız başına ölürsün. Open Subtitles أتعلم ؟ ما لا تفهمه , هو أن البعض يقود والبعض يتبع وعندما لا تستطيع القيادة
    Asla anlayamayacağın şeyleri sana anlatamam. Open Subtitles لا يمكنني إخبارك بأشياء لن تستطيع فهمها أبدا
    Çok güzel, senin asla anlayamayacağın şeylerdi. Open Subtitles كان بيننا أشياء جميلة أشياء لن يمكنك فهمها
    Senin hiç anlayamayacağın paylaşımlarda bulunduk biz. Open Subtitles لقد كانت شريكتي لسنوات عديدة وشاركت معي في أشياء لا يمكنك أبدًا أن تفهمها.
    Sevgili gelinim, kültürümüzde asla anlayamayacağın pek çok şey var. Open Subtitles هناك الكثير من الأشياء بشأن ثقافتنا أخشى أنك لن تفهميها
    Yani senin anlayamayacağın bir durum. Open Subtitles حسناً,إنه شيئاً لن تفهميه أبداً
    Benimle ilgili anlayamayacağın birçok şey var. Open Subtitles هناك الكثير عني لن تفهمه أبداً
    Bizim aramızdaki şey, senin hiçbir zaman anlayamayacağın bir şey. Open Subtitles ماحصلنا عليه معا لن تفهمه ابدا
    Biz sıradan insanlar hakkında asla anlayamayacağın bir şey bu Victor. Open Subtitles هذا الشيء الوحيد الذي لم تفهمه بشأننا البشر العاديين , يا(فيكتور)
    - Diğer şüphelilere bakarak senin şaşırabileceğini düşünmüyorum çünkü profesör senin anlayamayacağın bir seviyede çalışıyor. Open Subtitles -من سألك؟ لا أعتقد أنّه يجب ان تنشغل عن البحث عن مشتبه بهم آخرين لأن الأستاذ الجامعي يعمل في مستوى لا تفهمه.
    Bu senin asla anlayamayacağın bir kavram. Open Subtitles و هذا المفهوم لن تفهمه أبداً.
    anlayamayacağın dilden küfürlü konuşmalar ediyorlardı. Open Subtitles يلعنون ويضربون بالقسم بلهجات لا أستطيع فهمها
    Senin anlayamayacağın bazı şeyler var Theo. Open Subtitles هناك بعض الاشياء لا تستطيع فهمها لغاية الان يا ثيو
    Burada senin hiç anlayamayacağın şeyler oluyor. Open Subtitles هناك أشياء تحدث هنا لن تستطيع فهمها أبدا
    Hannah, hayatımda senin anlayamayacağın benim anlatamayacağım şeyler var. Open Subtitles هانا، هناك بعض الأشياء في حياتي التي لا تستطيعي فهمها و أنا لا أستطيع أن أشرحها لك
    Hiç anlayamayacağın bazı şeyler yaptım.. Open Subtitles الآن، أنا أتممت أشياء لا يمكن أن تفهمها أبداً
    Kadınlar kendi bedenleriyle asla anlayamayacağın bir bağa sahiptir. Open Subtitles النساء يتصلن بأجسادهن بطريقة لن تفهمها أبداً
    RR değişkenliği gibi senin anlayamayacağın şeylere ve dört ay önce sanat projesi için kafasını kazıtması gibi anlayabileceğin şeylere dayanıyor. Open Subtitles نختبر نظرية انها مبنية على أمور لا تفهمها كاختلاف تقلص البطينين
    Ebeveyn olana kadar asla anlayamayacağın bazı şeyler var. Open Subtitles هناك بعض الأشياء التي لن تفهميها أبدا الا ان تصبحين أحد الوالدين
    Asayişi sağlamanın, anlayamayacağın bazı hassas noktaları vardır. Open Subtitles هناك تداعيات للسلام بيننا ، لن تفهميها
    Tek niyetim kızımla yakınlaşmak ki bu senin asla anlayamayacağın bir şey. Open Subtitles أجندتي الوحيدة هي --التقرّب من ابنتي الأمر الذي لن تفهميه أبداً
    Mümkün olandan çok daha uzun bir süre ne olduğunu anlayamayacağın yollarla cezalandırılacaksın. Open Subtitles ستتم معاقبتك بطرق لا تفهمينها لمدة أطول مما تعتقدين بأنه عقلاني أو ممكن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more