| Ne biçim insan bunlar, çocuklarını annelerinden ayırıyorlar? Ben... Üzgünüm. | Open Subtitles | أي نوع من الناس الذين يأخذون الأطفال من أمهاتهم ؟ أسفة |
| Çocuklar annelerinden bir şey gizleyemezler. | Open Subtitles | لايستطيع الأبناء إخفاء أي شيء عن أمهاتهم |
| Küçük çocukların annelerinden sır saklamaları çok normal. | Open Subtitles | الأطفال الصغار مفترض أن يخبئوا أسرار عن أمهاتهم. |
| Emzirme döneminde, Craig... bebekler annelerinden ayrıldığında kafaları karışır ve canları çok sıkılır. | Open Subtitles | خلال مرحلة التغذية بالثدى, الاطفال يصبحوا مرتبكين ومنزعجين عندما ينفصلوا عن امهاتهم. |
| Bıçkın ikili, zamanla annelerinden uzaklaşmaktan daha fazla keyif alıyorlar çevrelerini keşfetmek için. | Open Subtitles | يسعد الصغيرين المتشاكسين بالتجول حول أمهم لاستكشاف محيطهم |
| Bu, sana her ay ellerini, insanların annelerinden uzak tutmanı hatırlatacak. | Open Subtitles | الآن لديك رسالة تذكير شهرية لتبعد أيديك عن أمهات الناس |
| Her şeyin üzerine bu çocukları annelerinden mi alacaksın? | Open Subtitles | إنك ستأخذ هؤلاء الاطفال بعيدا عن امهم فوق كل شيء! |
| Yaşam tarzları da annelerinden aynı yoğunlukta ilgi görmemiş olanlardan farklıydı. | TED | وأسلوب معيشة مختلف عن تلك التي لم توليها أمهاتها نفس القدر من العناية المكثفة. |
| Kız çocuklar annelerinden uzaklaşır. | Open Subtitles | البنات تنسحب بعيداً عن أمهاتهن |
| Çoğu onlarca yıl, bazıları da sonsuza kadar annelerinden ayrılmıştı. | Open Subtitles | غالبيتهم انفصلوا عن أمهاتهم لعقود، وبعضهم إلى الأبد |
| Naziler gelip doğdukları zaman yavruları annelerinden alıp uzaklara mı götürüyorlar? | Open Subtitles | النازيون يدخلون فحسب و يأخذون الأطفال من أمهاتهم بعد ولادتهم |
| Al yanaklı maymunları, henüz yeni doğmuş bir bebekken annelerinden ayırıp yerine iki tane vekil anne verirler. | Open Subtitles | قرود هنديّة صغيرة فرّقوا عن أمهاتهم بعد الولادة :وأُعطوا لإثنين من الأمهات البديلة والصناعيّة |
| Bunlar, çocukları annelerinden alıyorlar. Onları birer katil yapıyorlar. Onları cehenneme göndermek gerekiyor. | Open Subtitles | أولئك الذين يفصلون الأولاد عن أمهاتهم ويحوّلوهم إلى قتلة، يجب أن يُرسلوا إلى جهنّم |
| Bebekler 3 aylıkken annelerinden koparılıyor. | Open Subtitles | يأخذون الأطفال من أمهاتهم بعمر الثلاثة أشهر |
| Ya da kafesler veya çocukları annelerinden uzaklaştıran hayvanlar olmayan. | Open Subtitles | أو أقفاص، أو حيوانات تسحب الأطفال بعيداً عن أمهاتهم. |
| Yavrular annelerinden ayrılıyor. | Open Subtitles | في الهلع، تنفصل العجول عن أمهاتهم |
| Emzirme döneminde, Craig... bebekler annelerinden ayrıldığında kafaları karışır ve canları çok sıkılır. | Open Subtitles | خلال مرحلة التغذية بالثدى, الاطفال يصبحوا مرتبكين ومنزعجين عندما ينفصلوا عن امهاتهم. |
| Hadi git de annelerinden izin alın. | Open Subtitles | إذهبي لسؤال امهاتهم إذا ليس هناك مشكلة في ذلك |
| Efendim, hiç kimse ne Kuledeki çocuklardan, ne de annelerinden bahsetmiyor. | Open Subtitles | جلالتك، لا أحد ذكر الولدين في البرج أو أمهم |
| Çocuklarım için üzücü olsa da annelerinden boşanıyorum. | Open Subtitles | حزانى كما هو الحال بالنسبة لأولادي قُمت بتطليق أمهم |
| - Ben 'in annelerinden biri misiniz? | Open Subtitles | أنا مع بن. - هل أنت واحد من أمهات بن ل؟ |
| Böylelikle annelerinden utanmazlar. | Open Subtitles | كي لايشعرن بالخزي من امهم |
| Doğumdan sonra iki gün içerisinde annelerinden alınan buzağılar, boğazlarından bağlanıyor ve kaslarının gelişmesi engelleniyor. | Open Subtitles | العجول، وتؤخذ من أمهاتها في غضون يومين من الولادة، وتربط من رقبتها وتبقى مقيده للحفاظ على العضلات من النمو. |
| Kızlar annelerinden nefret eder. | Open Subtitles | البنات يكرهن أمهاتهن |