"annelerinin" - Translation from Turkish to Arabic

    • أمهم
        
    • أمهاتهم
        
    • أمّهم
        
    • والدتهم
        
    • أمهما
        
    • والدتهما
        
    • امهاتهم
        
    • أمهات
        
    • الأمهات
        
    • لأمهم
        
    • لأمهما
        
    • امهم
        
    • بأمهاتهم
        
    • أمهاتهن
        
    • أمّهات
        
    annelerinin listesini sana vermemi istediler. Teşekkür ederim. Open Subtitles طلبوا مني أن أقدم لك هذه القائمة من أمهم
    Çünkü senin, onlara iyi dövüşçü olmadıklarını... ve annelerinin katırlarla yattığını, söylediğinden bahsettim. Open Subtitles لأنني أخبرتهم أنك قلت عنهم أنهم ليسوا بمقاتلين جيدين و أن أمهم تمارس الجنس مع المعيز
    İlk olarak kendi annelerinin sesini öğreniyorlar. TED بادئ ذي بدء، يتعلمون نبرة أصوات أمهاتهم.
    Örneğin yavru mavi balinalar annelerinin karnında neredeyse bir yıl kalırlar. TED فعلى سبيل المثال تمضي صغار الحوت الأزرق عامًا كاملًا في أحشاء أمهاتهم.
    Her zaman annelerinin aynı çatı altında kalmasını istemediği adam olarak kalacak. Open Subtitles سيكون إلى الأبد الرجل الذي لم ترد أمّهم العيش تحت سقف واحد.
    annelerinin bugün öğleden sonra üç ayrı telgraf alacağını henüz öğrendim. Open Subtitles بلغنى تواً أنه مساء اليوم ستتلفى والدتهم البرقيات الثلاث
    Ama yaklaşık bir yıl önce, Jeremy ve Kelly annelerinin nöbet geçirip ölmesine tanıklık ettiler. TED ولكن قبل سنة، جيريمي وكيلي شاهدا أمهما تتألم وتموت أمامهما.
    annelerinin keskin koku duyusu onları sulak bir bölgeye getiriyor hem de, 1 saatten kısa sürede. Open Subtitles أمهم لديها حاسة شم حاده تجلبهم الى وجهتهم المائية بأقل من ساعة
    İki ay daha annelerinin koruması altında olacaklar. Open Subtitles سيبقون تحت حماية أمهم للشهرين القادمين على الأقل
    Büyüyüp, yetişkinlerin sorunlarının çoğunun geçmişte annelerinin yaptığı kötü bir şeyle bağlantılı olduğu teorisiyle ortaya çıktı. Open Subtitles يكبر و يصبح مشهوراً و يبتكر نظرية أن معظم مشاكل الكبار يمكن أن يعود أثرها لشيء سيء فعلته أمهم
    Olayı yarı yarıya anladık. Sağlıklı çocuklar, annelerinin antikorları onları koruduğu için hâlâ hayattalar. Open Subtitles لدينا نصف الصورة، الأصحاء عاشوا لأن أجسام أمهم المضادة أنقذتهم
    annelerinin yeni tanıdıkları birini s*kişini izlemek doğal bir şey değil. Open Subtitles ليس طبيعياَ أن يروا أمهم تضاجع شخصاَ بالكاد يعرفونه
    Bebekler yaşıyor ve gelişiyor çünkü annelerinin sütü onların besini, ilacı ve uyarımı. TED يعيش الأطفال ويكبرون لأن حليب أمهاتهم غذاء ودواء وإشارة.
    annelerinin tecavüze uğradığını ve babalarının parmaklarının doğrandığını gören çocuklarla çalışıyorum. TED أعمل مع الأطفال الذين رأوا أمهاتهم يُغتصبن، وأصابع آبائهم تُقطع.
    Bu iddia'nın dayanak noktası küçükken annelerinin sırtında taşınmaları, dolayısıyla denge duyularının gelişmemiş olmasıydı. Open Subtitles يفتقرون بطبيعتهم للأحساس بالتوازن و السبب راجع لكونهم يُحملون بكثره على ظهور أمهاتهم أثناء طفولتهم
    Çocukları annelerinin haykırışları arasında kollarından söküp aldılar sonra da anneleri dövdüler. Open Subtitles انتزعوا الأطفال من بين أحضان أمهاتهم المفجوعات ثم أبرحوا الأمهات ضربًا
    annelerinin sütü dışında beslenemeyen yavrular epeyce büyüdü. Open Subtitles الأشبال الذين مازالو لا ،يتغذّون إلا على حليب أمّهم نمو إلى حدّ كبير
    Büyük ihtimalle annelerinin arabalarını kaçıran gençlerle karşı karşıyayız. Open Subtitles ما لدينا هنا هو على الأرجح بعض المراهقين يقومون بجولة فى سيارة والدتهم
    annelerinin onları görebilmesi için ne gerekiyorsa yapın, lütfen Open Subtitles افعلي ما بوسعكِ لكي تتمكن أمهما من رؤيتهما.
    Zaten annelerinin ölümünden sonra üç bin pound alacaklar. Open Subtitles عندما تفكر أنهن سيحصلن على 3000باوند عند وفاة والدتهما
    Aslında, bazı çocuklar seçimlerini annelerinin yaptığı söylendiğinde çok utandılar. TED في الحقيقة بعض الاطفال اصيبوا بالاحراج عندما علموا اننا استشرنا امهاتهم
    Ölen her iki çocuktan, birinin ortak özelliği, annelerinin hamileyken röntgen çektirmiş olmalarıydı. TED بمعدل إثنين لواحد، الأطفال الذين توفوا كان لديهم أمهات تم فحصهم بالأشعة السينية خلال فترة حملهم.
    annelerinin ilk davası. Bu onlar için özel. Open Subtitles إنها المحاكمة الأولى لأمهم إنها نوعاً ما تعتبر مناسبة خاصة
    annelerinin ardından bir yerlere gitmek... Open Subtitles من الصعب الذهاب لأي مكان... . منذ ما حدث لأمهما
    annelerinin korumasına rağmen, sadece %2'si hayatta kalacak. Open Subtitles على الرغم من حماية امهم لهم فقط إثنان بالمئة سينجون
    Tembel hayvanların yavruları neredeyse bir sene boyunca annelerinin vücuduna tutunuyorlarmış. Ben ise dört ay sonra çalışmaya başlayacağım. Open Subtitles تتشبث أطفال حيوان الكسلان بأمهاتهم قرابة العام وأنا سأعود إلى العمل بعد أربعة أشهر فقط
    Hâlâ, muayenehaneme anneleri tarafından getirilen genç bayanları hatırlıyorum-- yetişkinler, odama gelmek için annelerinin yardımına muhtaç yetişkinler. TED مازلت أتذكر نسوة يُقدن إلى عيادتي من قبل أمهاتهن نسوة بالغات كن بحاجة مساعدة أمهاتهن لدخول غرفة الفحص
    Futbolcu annelerinin favori bebek bakıcıları olmadan bir gece Goshen'den ayrılıp kayıplara karışmamdan? Open Subtitles فقطأختفيفي ليلةواحدة, وأترك أمّهات كرة قدم "غوشين" بدون راعية أطفالهم المفضّلة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more