Hastalık hâlâ Ao'nun canını acıtıyor ama gün geçtikçe vücudu hastalıktan arınıyor. | Open Subtitles | المرض لايزال يهــز روح (آو). لكن يوماً بعد يوم قام جسده بإزالتــه. |
Ao'nun dediklerini anlamıyorum ama, artık kalbinin sesini duyabiliyorum. | Open Subtitles | و لا أفهم الذي يقوله (آو). و لكنني الآن أستطيع سماع قلبــه. |
Ao, vücudunu benimkiyle birleştirmek istemişti ama benden çok farklı biri. | Open Subtitles | (آو) يريد أن يوحد جسده مع عقله. و لكنه مختلف جداً بالنسبة لي. |
Ao, sizlere çok çok yeni başarı enstitümüzde hayatınızı kontrol etme şansını bahşediyor. | Open Subtitles | أيه أند أو تقدم لكم جميعا الفرصة لأخذ حياتك الآن وراجع نجاحنا الجديد. |
Ama sonra bunlardan birinin satıldığını ve Ao olarak etiketlendiğini gördüm. | Open Subtitles | اكتشفت لتوي ان احد اصحاب العمل باع العقار وغير المنطقة الى م إ |
Artık, Ao'nun kollarında Nea'nın büyümesini izliyorduk. | Open Subtitles | نشاهد (ني يا) و هي تكبر. بين ذراعي (آو). |
Ao, diğer dünyayı tanımaya artık hazır. | Open Subtitles | (آو) الآن جاهزاً لمعرفة العالم الآخر. |
Yaşlı adam bizim gibi değildi. Ao'ya benziyordu. | Open Subtitles | الرجل العجوز لا يشبهنا إنه مثل (آو). |
Ao, artık, neslinden geriye kalan son insandı. | Open Subtitles | (آو) الآن هو آخر من تبقى من قبيلته. |
Ao, Son İlkel İnsan | Open Subtitles | (آو) آخر البشر البدائيون |
Ao'nun gördüğünü ben görmüyorum. | Open Subtitles | إنني لا أرى ما يراه (آو). |
Ao, bu barakaları biliyordu. | Open Subtitles | (آو) يعلم تلك الأكواخ. |
Ao, yemek yemedi. | Open Subtitles | (آو) لم يأكل بعد. |
Ao, onların üzerinde bir etki bıraktı. | Open Subtitles | أستطاع (آو) التأثير عليها. |
Adım, Ao. | Open Subtitles | أنا (آو). |
Ao, uyumadı. | Open Subtitles | (آو) لم ينم. |
Ao'ya gelmeden önce, ayyaş, tüketici, ezik biriydiniz. | Open Subtitles | قبل أن تأتي إلى أيه أند أو، كنت فاشل، مستخدم، خاسر. |
Bütün bu olanlardan sonra, Ao orada neden bir şey inşa ediyor ki? | Open Subtitles | لماذا أراد أيه أند أو بناء أي شيء هناك بعد ما حدث؟ |
Ao, bir şirketten ötedir. | Open Subtitles | أيه أند أو هى أكثر من مجرد شركة. |
AO: Bulmacamız bir "eğer öyleyse-böyle" kuralıydı. | TED | إ. أ: اللغز الذي جئنا به كان قاعدة "إذا كان - فإن" |
AO: Bu proje benim için gerçekten heyecan vericiydi çünkü keşfetme sürecini yaşamıma soktu ve herkesin, gerçekten herkesin yeni bir şey keşfetme potansiyeli olduğunu ve küçük bir sorunun büyük bir keşifle sonuçlanabileceğini gösterdi | TED | إ. أ: كان هذا المشروع مثيرا حقاً بالنسبة لي، نظراً لأنه جلب عملية الاكتشاف للحياة، وتبين لي أن أي شخص، وأعني أي شخص، لديه القدرة على اكتشاف شيء جديد، وأن سؤالا صغيرا يمكن أن يؤدي إلى اكتشاف كبير. |