Bir tarih bilimci olarak bildiğim şeylerden birisi, insanın aptallığı hiçbir zaman hafife alınmamalıdır. | TED | أحد الأشياء التي أعلمها كمؤرخ أنك يجب أن لا تقلل من قيمة الغباء البشري. |
Budha bununla aptallığı kastetmedi; hayatın durgun ve öngörülür olduğu illüzyonuna tutunmayı kastetti. | TED | وبهذا فإن بوذا لايعني بذلك الغباء هو يعني التشبث بوهم أن الحياة مستقرة ويمكن التنبؤ بها |
Onlar yüreklerimizdeki aptallığı _BAR_yok etmek içindir. | Open Subtitles | إن الهدف منها كبح الغباء الذي في أعماقنا |
Onun aptallığı yüzünden ev elimizden alınıyor. | Open Subtitles | بسبب غبائه. سيتم أخذ هذا المنزل منّا. |
Kanıtlardan anladığım kadarıyla insan, zeka ve aptallığı ayırt edemeyen, duygularıyla beynini yöneten, etrafındaki her şeyle savaşan bir yaratık-- kendisiyle bile. | Open Subtitles | من الأدلة ، تبين لي أنا حصافته توازي حماقته أحاسيسه يجب أن تحكم بعقله لا بد و أنه كان مخلوقا مولعا بالحرب ، فخاض معارك |
"Evren ve insanın aptallığı... "ve ilkinden emin değilim". | Open Subtitles | الكون" "وغباء الإنسان وأنا لست متأكداً بخصوص ما ذكر |
Birinin kesilmesi gereken taşakları ve aptallığı var. | Open Subtitles | شخص ما لديه الخصيتان و الغباء ليسرقني . هه. |
her gün kanından bir damla aksın, ve yaşlanıp bu aptallığı yüzünden ölsün. | Open Subtitles | دعيها تقطر دماً كل يوم ولتهرم و تموت بهذا الغباء |
Pekâlâ, ikinize de aptallığı bırakıp yetişkin gibi davranmanız için bir şans daha vereceğim. | Open Subtitles | حسناً سأعطيكما كلاكما فرصة أخيرة لكي تضعوا الغباء جانباً وتتصرفوا كبالغين |
(Kahkahalar) Tarihteki en etkili güçlerden birisi bu, insan aptallığı ve insan şiddeti. | TED | (ضحك) إنها واحدة من أقوى القوى في التاريخ، الغباء البشري و العنف البشري. |
Artık çılgınlıkla aptallığı ayırt etmeni istiyorum. | Open Subtitles | بس لازم تميز بين الجنون و الغباء |
Yani dinde aptallığı ve üşengeçliği öne sürüyorsun? | Open Subtitles | إذن تفضّلين الغباء والكسل عن التديّن؟ |
Nükleer silahlanma yarışının aptallığı silahların gelişimi sorunlarınızı bu siyasal partiyi ya da şu siyasal partiyi seçerek siyasal olarak çözmeye çalışmak ki tüm politik görüşler yolsuzluk içine dalmışlardır. | Open Subtitles | الخيار لك. الغباء في السباق للحصول على الترسانة النووية... تطوير الأسلحة... |
Antibiyotiklerin aptallığı geçirememesi büyük talihsizlik. | Open Subtitles | من المحزن أنّ المضادات الحيويّة لا تشفي من "الغباء". |
Biz bu aptallığı nerede yapmıştık, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين عندما كنا بذلك الغباء ؟ |
Güzel Tanrım, bir şeyler yapmazsam aptallığı onun ölümü olacak. | Open Subtitles | يا الهي إذا لم أفعل شيء سوف يقتله غبائه |
Aşkı ve aptallığı yüzünden. | Open Subtitles | بسبب الحب, وبسبب غبائه. |
Onun bencilliği, onun aptallığı. | Open Subtitles | أنانيته، غبائه |
Hayatı darmadağın olacak, sonunda babasının öldüğünü farkedecek ve gerçekten sevmediği biriyle evlenerek yaptıgı aptallığı anlayacak, ve gidecek hiçbir yeri olmayacak İstediğin bu mu? | Open Subtitles | , سيكون في حالة فوضوية و في النهاية سيلاحظ ان والده متوفي و سيلاحظ مدى حماقته للتزوج , من شخص لا يحبه حقاً و لن يجد مكاناً للاقامة به أهذا ما تريدينه؟ |
Siz demiştiniz ki iki şey sonsuzdur insanoğlunun aptallığı ve evren. | Open Subtitles | أنت بنفسك قلت ذات مرة أن هناك شيئين لا حدود لهما... الكون وغباء الإنسان. |
Ayrıca onun savaş alanındaki aptallığı yüzünden Robb Stark, Jamie dayımı yakalayabildi. | Open Subtitles | ... وغباء جدي في أرض المعركة هو سبب إستحواذ (روب ستارك) على خالي جيمي) في المقام الأول) |