Fahişelere verilen bozuk malları araştırıyordu. | Open Subtitles | إنه يحقق في بضاعة فاسدة تلقي على العاهرات |
Adam bir komployu araştırıyordu. - Buna izin veremezler. | Open Subtitles | كان الرجل يحقق في مؤامرة، لا يمكنهم أن يدعوا ذلك يحصل. |
Size söyledim, Vidocq simyacıyı araştırıyordu. Tanrım, adam gerçekten var! | Open Subtitles | قلت لك فيدوك كان يتحرّى عن فارس القرون الوسطى |
Belki de saldırganı başka bir suçtan araştırıyordu. | Open Subtitles | ربما مطلق النار كان متهماً في جريمة أخرى كان يحقق بها. |
Greely Başkent'te Morel'i araştırıyordu. | Open Subtitles | (غريلي) كان يتحرى عن (مورل) في وشنطن |
Starbridge'i araştırıyordu. Oraya gitmemiz gerek. | Open Subtitles | كانت تحقق في أمر سجن ستاربريدج نحتاج الى الذهاب الى هناك |
Belli ki o ve ortağı, benimkine benzer bir sürü vakayı araştırıyordu. | Open Subtitles | كانوا يحققون في الكثير من القضايا كمثل قضيتي تعلمان، حواسيب مسروقة من منتجعات ليستعملوها للتنصت إلى إئتمان الناس |
Eyalet müfettişi fonlardaki uygunsuzlukları araştırıyordu, reçete sahtekarlığı, ve çalınan malzemeler. | Open Subtitles | كان يحقّق في الإختلاسات من الأموال ووصفات طبيّة مزيّفة ، ومعدّات مسروقة |
Takas edilebilir çalıntı tahvillerle ilgili sizi araştırıyordu. | Open Subtitles | كانت تحقق معك فيما يتعلق بالسندات المسروقة |
Hunt, Chappaquiddick'te Kennedy'i araştırıyordu. | Open Subtitles | -هنت كان يحقق في حياة كينيدي في شاباكيديك |
Paul Reeves H5N1 virüsünün kaybolduğu laboratuvarı araştırıyordu. | Open Subtitles | "بول ريفز " كان يحقق في المعمل حيث عينة الفيروس فقدت |
Michael, Orange County'nin İngiliz mahallesinde babasının davasını araştırıyordu. | Open Subtitles | كان (مايكل) يحقق في قضية أبيه في القسم الأنجليزي لـ "أورانغ كاونتي" |
Geçen yıl Vadik'i araştırıyordu. | Open Subtitles | هو كان يتحرّى فاديك السنة الماضية. |
Bir cinayeti araştırıyordu. | Open Subtitles | هو كان يتحرّى قتل. |
Price, Darwin'in Doğal seleksiyon yoluyla evrim teorisini kullanarak iyilik ve kötülüğün genetik temellerini araştırıyordu. | Open Subtitles | بإستعمال نظريّة (داروين) لـ"الإصطفاء الطبيعيّ", كان (برايس) يتحرّى القاعدة الوراثيّة للخير والشرّ |
Müfettiş, Lestrade, kasaları araştırıyordu. | Open Subtitles | المفتش ليستراد كان يحقق بشأن الخزائن |
Ajan beni araştırıyordu, tamam mı? | Open Subtitles | هذا العميل كان يحقق بشأنى، حسناً؟ |
Harry, Goldind adında çok tehlikeli bir suçluyu araştırıyordu. | Open Subtitles | هاري كان يتحرى عن... ؟ مجرم خطير جداً أسمه (غولدنغ).. |
NYPD bir süredir bu gümüş soygunlarını araştırıyordu. | Open Subtitles | "شرطة نييورك" كانت تحقق في عدد من السرقات لقِطعٍ فِضية |
Frost, Emma faili meçhul bir dava araştırıyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تحقق في القضايا المجمدة |
Ama yine de düşünmekten kendimi alamıyordum. Acaba ben mi MÖHK araştırıyordum yoksa onlar mı beni araştırıyordu? | Open Subtitles | لكن رغم ذلك لم أستطع إلا أن أتساءل، أكنت أحقّق في أمر "جاي-سوك"، أم كانوا هم يحققون في أمري؟ |
Nedir? Josh çiftlik hayvanlarının ölümlerini araştırıyordu. | Open Subtitles | كان (جوش) يحقّق في معدّلات نفوق الماشية |