| Ama Johnny, cesedi arabanın bagajında bırakamayız. | Open Subtitles | لكن يا جونى ، لا يمكننا ترك . جثة فى صندوق السيارة |
| Hiçte bile, arabanın bagajında geldiği için birazcık solmuş o kadar. | Open Subtitles | إنها لم تذبل قليلاً من جولتها في صندوق السيارة |
| Bazen arabanın bagajında bulundurursun.. | Open Subtitles | شيء تستطيع الإحتفاظ به في صندوق سيارتك الخلفي |
| Bu tek kullanımlık telefonu arabanın bagajında bulduk. | Open Subtitles | هذا هاتف مسبق الدفع وجدناه في صندوق سيارتك |
| Hangisi olursa olsun, çok geçmeden bir otobanda... bir arabanın bagajında bulacaksın kendini. | Open Subtitles | و على كل حال، أنت ستنتهي في صندوق سيارة في جراج ما قريبا |
| En son sana benzeyen birini gördüğümde adam bir arabanın bagajında bir ay yaşamıştı. | Open Subtitles | آخر مرة رأيت شخصًا بحالك.. كان قابعًا في صندوق سيارة لمدة شهر |
| Dün arabanın bagajında onun kramponunu buldum. | Open Subtitles | بالأمس، وجدتُ حافظة النعل خاصته في صندوق السيّارة |
| Sadece benim kiralık bir arabanın bagajında tıkılmış halde olacağını sanıyordum. | Open Subtitles | تخيّلتني فقط مدسوسة في صندوق سيّارة مأجورة |
| Arkada bir yere kelepçelenmiş, arabanın bagajında 200,000 papel var. | Open Subtitles | لقد كان مقيداً بالأنابيب في الخلف، مع 200 ألف دولار في صندوق سيارته. |
| Cesedi, onu gönderdiğiniz evin önünde duran bir arabanın bagajında bulundu. | Open Subtitles | جسمه وجد في صندوق السيارة أمام البيت الذي أرسلته إلى. |
| Bilmek istersin diye düşündüm: arabanın bagajında bulduğunuz saç tellerini karşılaştırdım. | Open Subtitles | أعتقدت أنك تريد أن تعلم لقد فحصت الشعر الذي وجدناه على صندوق السيارة |
| Merhaba. Önümde giden arabanın bagajında biri var sanırım. | Open Subtitles | مرحباً هناك شخص عالق داخل صندوق السيارة أمامي |
| Bebek arabası da getirdim. arabanın bagajında. | Open Subtitles | أحضرت سرير للطفلة، موجود في صندوق السيارة |
| Birlikteyken her zaman geri dönebilirdi, senin arabanın bagajında ulaşabilmek için her zaman şansı vardı ve sonra sorumu cevaplaman gerekecek | Open Subtitles | إذاً فكري جيداً للوقت الذي كنت معها عندما وجدت الفرصة للوصول إلى صندوق سيارتك ثم أريد منك الإجابة عن سؤالي |
| Bunun gibi 45 kitap daha bulduk arabanın bagajında. | Open Subtitles | لقد وجدنا 45 كتاباً آخراً كهذا في صندوق سيارتك |
| arabanın bagajında bunun gibi 45 kitap daha bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا 45 كتاباً آخراً كهذا في صندوق سيارتك |
| Peki kafasının çalıntı bir arabanın bagajında ne işi var? | Open Subtitles | إذاً, ماذا يفعل هذا الرأس في صندوق سيارة مسروقة؟ |
| Gerçekten de bir arabanın bagajında 1 milyon papel bulup... - ...merkeze teslim ettin mi? | Open Subtitles | هل قمت حقاً بإيجاد مليون دولاراً في صندوق سيارة وسلـّمته؟ |
| - Demek ki Chrissy Watson bir arabanın bagajında taşınmış. | Open Subtitles | حتى كريسي واتسون كان نقلها في صندوق سيارة. |
| Bağlı bir şekilde arabanın bagajında. | Open Subtitles | مقيّد في صندوق السيّارة. |
| Neyse, bir süre kendimden geçmişim ve uyandığımda bir arabanın bagajında çıplak haldeydim. | Open Subtitles | بأيّة حال، فقدت الوعي لفترة وأفقت وأنا عارية في صندوق سيّارة. |
| Park halindeki bir arabanın bagajında bir adam bulunmuş. | Open Subtitles | وجدت شخصا في صندوق سيارته متوقف |
| Günün büyük bölümünü arabanın bagajında geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم عالقاً بحقيبة تلك السيارة |