"aracı olarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • كأداة
        
    • كوسيلة
        
    • كمركبة
        
    • كوسيط
        
    Düşkün devletler silahı barış ve istikrar aracı olarak görmezler. TED الدول الفاشلة لا تعلم كيف تستخدم السلاح كأداة للسلام و الاستقرار
    Ve diğer insanlar da internet üzerinden irtibat kurarak onu demokrasinin bir aracı olarak kullandılar. TED وآخرون، متصلون أيضاً عبر الإنترنت، تمكنوا من استخدامها كأداة للديموقراطية.
    Çoğu erkek hayvan, çayır sinekleri gibi, penislerini kur aracı olarak da kullanır. TED تستخدم كثير من ذكور الحيوانات أعضاءها الذكرية كأداة للتودد، كالذباب البجعي.
    Bu, planı faaliyet yerine risk kontrol aracı olarak kullanmaktır. TED إنها إستخدام هذا كوسيلة تحكم في المخاطر, ليس كبديل للعمل.
    Bu tankı ulaşım aracı olarak kullanabilir miyiz? Open Subtitles أيمكننا إستعمال هذا الخزان كمركبة هروب؟
    Rengi hem bir iletişim aracı olarak hem de toplumda tanımlandığım kaçınılmaz bir şekil olarak daha iyi anlamak için her şeyimi verirdim. TED كنت سأقدّم أي شيءٍ لأفهم اللون بطريقة أفضل كوسيط وكطريقة محتومة أُعرَف فيها في المجتمع.
    İnanıyorum ki bu sosyal Pan-Afrikanist düşünceyle ve interneti bir aracı olarak kullanarak biz, her birimizi ve en sonunda bizleri kurtarmaya başlayabiliriz. TED أعتقد بأننا مع التفكير بالأمة الأفريقية الأجتماعية و بإستخدام الأنترنت كأداة يمكن أن نبدأ بمساعدة أحدنا الآخر ، و في النهاية مساعدة أنفسنا.
    Ancak zaman içinde tasarım Sanayi Çağı'nın bir aracı olarak görüldü. TED ولكن في ذلك الوقت، كان التصميم يرى كأداة من أدوات العصر الصناعي.
    Modayı sosyal bir değişim aracı olarak kullanma çabam sadece kişisel. TED إن اهتمامي بتوظيف التصميم كأداة للتغيير الاجتماعي هو اهتمام شخصي.
    Bayan? Koltuğumun bir yüzme aracı olarak kullanılabileceğini söylediniz. Open Subtitles لقد قلت للتو بأنه يمكن أن يستعمل الكرسي كأداة للطفو
    Koltuk minderleriniz yüzme aracı olarak kullanılabilir. Open Subtitles بإمكانكم إستخدام وسائد مقاعدكم كأداة عوم
    Biriyle sıtmayı tanı aracı olarak kullanabileceğine dair iddiaya mı girdin? Open Subtitles هل راهنتَ أحدهم على أنّه يمكنكَ إستخدام الملاريا كأداة تشخيصيّة؟
    Mahkemede geçerli olmaz ama soruşturma aracı olarak süper. Open Subtitles أنا لا أقول بأنّه سيصمد في المحكمة، لكن كأداة تحقيق، إنّه رائع جدّاً
    Devlet Güvenlik Bürosu Komünist güç aracı olarak kuruldu. Open Subtitles يتم تأسيس مكتب أمن الدولة كأداة للسلطة الشيوعية
    Baban ilk Bilgisayar'ı bir öğretim aracı olarak tasarlamıştı. Open Subtitles والدك طوّر أصلاً التداخل كأداة تعليميّة.
    Bunu kurbanın dizine yerleştirirdi ve bir uyarı aracı olarak kullanırdı. Open Subtitles كان يضعه على ركبة الرجل ويستعمله كأداة تحذير
    Ve o an fark ettim ki bu bizim için önemli bir fırsattı dünya toplumu bir araya gelerek araştırma aracı olarak işkencenin kullanılmasını bitirebilirdik. TED وما أدركته أيضاً كان نافذة مذهلة من الفرص بالنسبة لنا كمجتمع دولي لنجتمع سويا وننهي التعذيب كوسيلة للتحقيق مع المتهم
    Çatışmanın bir aracı olarak şiddet, aynen okların ve yayların terk edildiği gibi terk edilebilir. Çünkü biz onları daha etkili olan silahlarla yer değiştirmiştik. TED حينها يمكن أن يتم هجر العنف كوسيلة للصراع، كما تم هجر الأقواس والأسهم، لأننا استبدلنا بهم أسلحة أكثر فاعلية.
    Güney Sudan'da, başka bir iç savaş açlığın benzer bir kullanımına bir soykırım aracı olarak sahne oldu. TED في جنوب السودان، شهدت حرب أهلية أخرى مماثلة استخدام التجويع كوسيلة من وسائل الإبادة الجماعية.
    James ve Richard saldırı aracı olarak yemek kamyonunu kullanacak. Open Subtitles (جيمس) و (ريتشارد) سيستخدمان شاحنة الطعام كمركبة هجومية
    Twitter aslında bir medya yayın aracı olarak tasarlandı. Bir mesaj gönderiyorsunuz ve o herkese ulaşıyor ve ilgilendiğiniz mesajlar da size geliyor. TED صمم تويترالى حد كبير كوسيط إذاعي. ترسل رسالة واحدة ثم تصل للجميع، ويمكنك إستقبال الرسائل التي تهمك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more