"aradaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفرق
        
    • بينهما
        
    • الفارق
        
    • الإختلافِ
        
    Ama aradaki fark, sen daima... ayrılıktan bahsediyorsun... ben ise ilişkimizi sağlamlaştırmaktan. Open Subtitles لكن الفرق أنك دائماً تتحدثين عن إنهاء العلاقة وأنا أتحدث عن إستمراريتها
    Tek yapmam gereken zilzurna sarhoş olmak, böylece aradaki farkı kimse anlamaz. Open Subtitles كل ما علي هو ان ابقى مخموراً و لن يلاحظ احد الفرق
    aradaki tek fark, onlar iman için mücadele olduğunu neden gecikmeksizin öldürebilir. Open Subtitles الفرق الوحيد أنهم يقاتلون بحافز إيمان، مما يسمح لهم بالقتل دون تردد
    Bu aradaki bağı ve niye ondan daha önce kurtulmadığını açıklar. Open Subtitles هذا يفسر العلاقة بينهما ولما لم يسعى للتخلص منها قبل اليوم
    Ve aradaki numaralar size olasılığın gri seviyelerini verecektir. TED والأرقام بينهما تعطيك المستويات الرماديّة من عدم اليقين.
    Güzel. Çünkü bu günkü laboratuar çalışmamız aradaki farkın gösterilmesi. Open Subtitles جيد بما أن عمل مختبرنا اليوم هو توضيح هذا الفارق
    İyi tarafı ise, önümüzdeki iki yıl daha aradaki farkı anlamayacak. Open Subtitles الشيء الجيد هو ، انه لن يلاحظ الفرق حتى تمر سنتان.
    aradaki farkı kapatmaya çalışmak için karda 1,5 ayımı harcamıştım. Open Subtitles قضيت شهراً ونصف آخر في الثلج، في محاولة لتعويض الفرق.
    Hisler içgüdülerimize dayalıdır. Model, mantığa. aradaki temel fark budur TED فالإحساس مبني على حدسنا. النموذج مبني على الأسباب. هذا هو الفرق ببساطة.
    Ama kopya istemem, aradaki farkı söyleyemesem de (istemem). TED ولكن لا اريد شيئاً تقليداً حتى لو لم اكن أعي الفرق
    Ve 70 yaşındaki bu kaplumbağalara baktığımızda, ... ... bu kaplumbağalara ve 20 yaşındaki kaplumbağalara ... ... bakarak aradaki farkı söyleyemezsiniz. TED وعندما تنظر الى تلك السلاحف ذات السبعين عاماً لا يمكنك تحديد الفرق بالنظر بينها وبين السلاحف البالغة من العمر 20 عاماً
    aradaki fark %'4'den %11'lere varıyor, ve kadınlar arasındaki fark daha da fazla. TED يتغير الفرق من 11 بالمائة إلى أربعة بالمائة ويكبر الفرق لدى النساء
    Mesela Hindistan, Filipinler, Çin, Ukrayna gibi örneklerle aradaki büyük farkı görebiliyorsunuz. TED ويظهر الفرق الشاسع في الهند والفلبين وأكرانيا، من هذه الأمثلة،
    aradaki farktan, suyun buza ne yaptığını anlayacağız. Open Subtitles ونستطيع أن نعرف ما حدث للجليد بدراسة الاختلاف بينهما
    Biri ona, aradaki farkı anlayamayacağı kadar iyi bir soya pastırması vermiş. Open Subtitles حسنا,أحدهم أعطاه لحما مقددا من الصويا و كان جيدا جدا بحيث أنه لم يتمكن من التفريق بينهما
    Çünkü o gotik, ve bazı bilinçsiz insanlar aradaki farkı bilmezler. Open Subtitles . إنّها قوطيّة و بعض الجهلاء، لايعرف الفرق بينهما
    aradaki fark, gerçek polisler seni ele verir. Open Subtitles الفرق بينهما هو أن الشرطة الحقيقيّة ستقوم بالإبلاغِ عنكَ.
    aradaki fark ise gerçek polisler seni ele verir. Open Subtitles الفرق بينهما هو أن الشرطة الحقيقيّة ستقوم بالإبلاغِ عنكَ.
    Hepsi kendini düşünüyor. aradaki fark, ben kendime itiraf edebiliyorum. Open Subtitles يسعون جميعاً لأجل أنفسهم الفارق أنّني أستطيع الاعتراف بذلك لنفسي
    - Hala Santana ve Karofsky'den yarım puan öndeyiz ve kampanya stratejimiz gözdağı vererek ve korkutarak aradaki farkı kapatmak. Open Subtitles ما زلنا نتقدم على سانتانا و كروفسكي بنصف نقطة لذا أستراتيجية حملتنا هي أن نقلل الفارق بيننا بأستعمال مزيج من
    aradaki fark çok büyük geliyordu. Bu ikisini bağdaştırmanın bir yolunu göremiyordum. TED يبدو الفارق شاسعًا، لا أستطيع رؤية سبيل لإيجاد أرضية مشتركة.
    Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek değiştirebileceklerimi değiştirecek cesareti bulmak aradaki farkı algılayacak kadar bilge olmak. Open Subtitles فلتمنحنى الشجاعه لتغيره والحكمة لمعْرِفة الإختلافِ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more