Diğer üçü de 15 saniyenin altındaki aralıklarla. | Open Subtitles | الثلاث الباقيات ، تعمل على فترات مدتها 15 ثانية |
Düzenli... - ...aralıklarla harekete geçiyor. | Open Subtitles | إنه صوت آلي ، يبدو كما لو إنه يأتي علي فترات منتظمة |
Sonra kürelerin üzerine aralıklarla yansıtan projeksiyon cihazına sahiptim. | TED | كان لدي كشافات فيديو ضوئية التي تم تسليطها بشكل متقطع على الكرات. |
Diğer kayıp kızları ve bakıcılarını arama çalışmaları ...aralıklarla devam ediyor,5 yıl içinde bir sonuca varılamadı. | Open Subtitles | للبحث عن التلميذات المفقودات مع المربيه الخاصه بهم .استمر بشكل متقطع لسنوات القليلة القادمة دون نجاح |
Kendini aralıklarla ve karın ağrısı, polinöropati paranoya ve sanrılarla gösteren bir sendromumuz var. | Open Subtitles | لذا لدينا متلازمة متقطعة تأتي مع ألم بالمعدة اعتلال عصبي، وسوسة و أوهام |
Anomali aralıklarla meydana geliyor olmalı yoksa hepsi anında ölürdü. | Open Subtitles | لا بدّ أن هذا الشذوذ متقطّع وإلا لتوفّوا جميعاً خلال يومٍ واحد |
Şimdi arabaların 80 metre aralıklarla dizildiğini ve bu yolda durmaksızın gittiklerini düşünün. | TED | و لنفرض أن السيارات متباعدة 80 متراً عن بعضها البعض، وأنهم دوماً يسيرون على طول هذه الطريق |
Her ikimizin de kısa aralıklarla bilinçimizi kaybettiğimizi sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه كانت هناك فترات إغماء قصيرة لكلانا |
Ve bildiğimiz kadarıyla, sayı dizisinde rastgele aralıklarla bulunurlar. | Open Subtitles | وعلى حد علمنا فإنها تنتج على فترات عشوائية على طول خط الأعداد |
Devamlı ve kısa aralıklarla aşı olmaları gerekecek yoksa ölürler. | Open Subtitles | لذا فهم سيحتاجون إليه على فترات منتظمة جُرعات من اللقاح أو سيلقون حتفهم |
Düzenli olarak altı dakika aralıklarla şifresi değişiyor. | Open Subtitles | هذا الجهاز لديه نظام تغيير التشفير بصورة دائمة. تحدث في فترات مدتها ست دقائق |
3 dakikalık aralıklarla tekrarlayan, bir döngü yayını gibi görünüyor. | Open Subtitles | يظهر أنها تدور في حلقة تبث على فترات متكررة في 3 دقائق |
Böylelikle dört kilometreden fazla derinlikte kıta sahanlığının hemen dışında olan tabandan başlıyoruz ve düzenli aralıklarla yüzeye kadar örnek alıyoruz. | TED | هكذا نبدأ من القاع، والذى يمكن ان يزيد عمقه عن 4 كيلو متر قبالة الجرف القارى لدينا، وناخذ عينات على فترات دورية وصولا لسطح المياه |
Tamam, çanak sürekli mi yoksa aralıklarla mı korunuyor. | Open Subtitles | حسناً , هل حماية الطابق تتم بشكل متقطع أو مستمر؟ |
Sana otobüs falan çarpmadığına göre galiba aralıklarla meydana geliyor. | Open Subtitles | و بم أنه لم تصطدمك حافلة أفترض أنه متقطع |
Sana otobüs falan çarpmadığına göre galiba aralıklarla meydana geliyor. | Open Subtitles | لا يمكنك رؤية الأشياء وهي تتحرك و بم أنه لم تصطدمك حافلة أفترض أنه متقطع |
Bugün Fuji'de aralıklarla yağacak sağanak yağmurun yanında sert rüzgarların ve dağdan gelebilecek yer yer sisin olması bekleniyor. | Open Subtitles | وقد تنبأت الأرصاد الجوية بسقوط أمطار غزيرة متقطعة... هنا في "فوجي" اليوم، مصاحبة لرياح قوية... وتكوين ضباب بشكل عرَضي |
Düzenli aralıklarla bulaşmış. | Open Subtitles | لطخات دم متقطعة |
Son birkaç yıldır aralıklarla. | Open Subtitles | متقطعة خلال أخر بضعة سنين. |
Geçmiş olsa bile, Kutner'in teorisindeki olay aralıklarla olan bir olay. | Open Subtitles | وحتى لو حدث ذلك فنظرية (كاتنر) هي أن هذا الشيء متقطّع |
Dokuz yıl, aralıklarla. | Open Subtitles | تسع سَنَواتِ على نحو متقطّع. |
Ve çok sık aralıklarla oluyor. | Open Subtitles | وأنها متباعدة بشكل وثيق جدا معا. |