- Bu konuyla ilgili bir dedektif aramıştı. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | ـ لقد إتصل بنا مُحقق بشأن هذا الأمر ـ أحقاً ؟ |
Unutmuşum. Sen dışarıdayken aramıştı. | Open Subtitles | نسيت إخباركِ، لقد إتصل عندما كنتِ بالخارج. |
Çünkü gayet eminim, Sarah bunlardan birisi için beni aramıştı. | Open Subtitles | لأنّني متأكد إنها الصورة التي إتصلت بيّ مِن أجلها. |
10 yaşımda iki haftalığına kampa gitmiştim sanırım yüzlerce kez aramıştı. | Open Subtitles | ذهبت الى التخيم مرة ،لإسبوعين عندما كان عمري 10 سنوات وأظن انها إتصلت 100 مرة |
Şehre döndüğünü söylemek için aramıştı. | Open Subtitles | -بعد ظهر هذا اليوم . اتّصل ليقول أنّه في طريق عودته إلى المدينة. |
Günün erken saatlerinde stüdyoyu aramıştı. | Open Subtitles | لمَ لمْ تُخبرينا ذلك من قبل؟ اتّصلت بالاستوديو بوقتٍ سابق من ذلك اليوم. |
- Kız kardeşim aramıştı. İçeride çok gürültü vardı, bu yüzden dışarı çıkmam gerekti. | Open Subtitles | حسناً ، لقد هاتفتني أختي وكان المكانُ مُزعجاً هُنا فتحتّم عليّ الذهابُ للخارج. |
Evet geçen hafta eyalet avukatı aramıştı. | Open Subtitles | نعم، حسنا، وهو محام العقارات دعا لي في الأسبوع الماضي. |
Arkasında kanıt bırakıp bırakmadığından emin olalım. İlk cinayette bir numaralı şüpheli saldırgan polisi aramıştı. | Open Subtitles | في الجريمة الأولى المجرم الأول هو من إتصل بالشرطة أليس كذلك ؟ |
Amanin, aramıştı. Geçen hafta. | Open Subtitles | يا إلهي, لقد إتصل حقاً في الإسبوع الماضي |
O da benim gibi aynı programı sormak için seni aramıştı. | Open Subtitles | إتصل بك سائلا عن نفس البرنامج الذي أسألك عنه. |
Ortağım aramıştı. Ben de tekrar görüşmeye geldim. | Open Subtitles | لقد إتصل شريكى ، أنا فقط أقوم بمتابعة الأمر |
O gece evin önünden beni aramıştı. | Open Subtitles | أتعلمان, لقد إتصلت بي في تلك الليلة من هاتفٍ عام |
Cole onu aradığına yemin etti çünkü onu gerçekten aramıştı. | Open Subtitles | به إتصلت أنها لقدأقسم بالفعل به إتصلت لأنها |
Cole onu aradığına yemin etti çünkü onu gerçekten aramıştı. | Open Subtitles | لقدأقسم أنها إتصلت به لأنها إتصلت به بالفعل |
Beni aramıştı. Benimle East Village'deki bir şarküteride buluşmak istedi. | Open Subtitles | اتّصل بي، وطلب مني مقابلته في مطعم في (ذا فيليج). |
Çünkü beni aramıştı. - Dün gece benimle buluşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | لأنّها اتّصلت بي، فقد طلبت منّي لقاءها ليلة البارحة. |
Tanrıya şükür ki karım aramıştı. | Open Subtitles | حمداً لله، هاتفتني زوجتي حينها |
Kamyonet havaya uçtuğunda seni aramıştı. Öyle değil mi? - Ne düşünüyorsun? | Open Subtitles | وحين انفجرت الشاحنة لقد دعا اسمك |
Çünkü menajerim o gece, diziden çıkmama izin verdiğini söylemek için aramıştı. | Open Subtitles | لأنّ وكيل أعمالي إتّصل بي في مساء ذلك اليوم وأخبرني أنّها وافقت على السماح لي بالخروج |
Annen aramıştı. Yaşlı kızları tatmin etmek beni hep mutlu etmiştir. | Open Subtitles | إتّصلت بي أمّكَ لأهزّ أردافها فأنا سعيد دائماً لتقبّل المرأة المسنّة |
15 dakika önce beni aramıştı. Sonra bağlantımız kesildi. | Open Subtitles | لقد اتصل بي منذ خمسة عشر دقيقة مضت وقطع الاتصال |
- Kim aramıştı? - Çok önemli. | Open Subtitles | هل استطيع معرفة المتصل? |
Tom beni, arayacağını söylediği gün aramıştı. | Open Subtitles | هاتفني توم في نفس اليوم وقال بأنه سيهاتفني. |
Beni daha önce de aramıştı. | Open Subtitles | لقد اتصل في وقت سابق أيضاً |