"aramıza girmesine" - Translation from Turkish to Arabic

• يحول بيننا
• يفرق بيننا
• يفرق ما
• يفصل بيننا
• يؤثر على هذا الأمر
• يقف بيننا
• تقف بيننا

Ve sendikanın tek istediği bizi birbirimizden ayırmak fakat ben kimsenin yada herhangi bir şeyin aramıza girmesine izin vermeyeceğim .
والنقابة لا تُريد سوى تفريقنا، لكنّي لن أدع أيّ شخص أو أيّ شيءٍ يحول بيننا.

Mükemmel şekillenmiş fiziğimin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لن أدع بنية جسمي المُتقن المنحوت يحول بيننا

Ama şunu bil ki, bunun veya hiç bir şeyin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لكن إعلم هذا، لن أسمح بذلك، أو لأيّ شيء آخر بأن يحول بيننا.

Bir daha hiç kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لا. لن اجعل اي احد يفرق بيننا مجددا.

Kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim. Kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim. Kaydediyorlar mı?
لن أدع أحداً يفرق ما بيننا بعد اليوم

Deniz kıyısında bir evde yaşarız ve hiçbir şeyin aramıza girmesine izin vermeyiz, ölümden başka.
سنعيش بمنزلٍ قرب البحر, ولاشيءولا أحد... يمكنه أن يفصل بيننا. لا شيء سوى الموت

Bunun aramıza girmesine izin vermedikçe...
ولكن طالما لم نجعل ذلك يؤثر على هذا الأمر

Seni sevdim ama güvenemediğin için aptal bir sırrın aramıza girmesine izin verdin.
انا احببتك, و ان تدعين سر غبي يقف بيننا لأنك لا تستطعين الثقة بي بخصوصه

Birkaç kaşınan noktanın aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
انا لن ادع تلك المجموعه من البقع تقف بيننا

Yeniden dost oluyoruz ve bir erkeğin aramıza girmesine izin mi veriyoruz?
أصبحنا للتو أصدقاء مجددا و تركنا ولدا يحول بيننا

Ned, bunun aramıza girmesine izin vermemeliyiz.
"نيد " ، لا يجب أن نسمح لهذا أن يحول بيننا

Asla hiç bir şeyin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لن أدع أبداً أي شيء يحول بيننا

Bir erkeğin aramıza girmesine izin vermeyeceğini söylemiştik.
قلنا بأننا لن نترك أي أحد يحول بيننا

Ama aramıza girmesine izin veremezdim.
لكني لم أستطع تركه يحول بيننا

Üç gecedir Batman'in aramıza girmesine müsaade ettim.
لثلاث ليالي سمحت لـ(باتمان) أن يحول بيننا

Lex'in aramıza girmesine izin vermemeliydim.
ما كان يجب أن أدع (ليكس) يحول بيننا.

Tommy'nin veya başka hiçbir şeyin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لن أدع (تومي) أو أي شيء آخر يحول بيننا

Richard, bunun aramıza girmesine izin vermemelisin .
ريتشارد، يجب ألا تدع هذا يفرق بيننا

Kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim. Kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim. Kimsenin aramıza girmesine izin vermeyeceğim.
لن أدع أحداً يفرق ما بيننا بعد اليوم

İş hayatının aramıza girmesine izin verdik.
جعلنا العمل يفصل بيننا

Bunun aramıza girmesine izin vermedikçe...
ولكن طالما لم نجعل ذلك يؤثر على هذا الأمر لن ندعه يؤثر

Sadece... bu tip şeylerin aramıza girmesine önceden izin verdik... ve tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.
... لقد تركنا أمور مثل هذه تقف بيننا من قبل و لا أريد أن يحدث ذلك مجدداً