| Müdür Reynolds'un ofisine sordum. Hastalanmamış. Hiç aramamış burayı. | Open Subtitles | راجعت مكتب المدير رينولدز لم يطلب إجازة مرضية ولم يتصل |
| Bir partide işleri ilerletmişler ama çocuk kızı aramamış. | Open Subtitles | و تبادلا القبلات بحفل و الآن لم يعد يتصل بها |
| Kenton, destek veya herhangi birşey için hiç aramamış. | Open Subtitles | كينتون, إنه لا يتصل أبداً من أجل الدعم أو المراقبة أو من أجل أي شيء |
| Olaydan sonra kimseyi aramamış. İşe de gitmemiş. | Open Subtitles | بعد ذلك ، لا يتصل و لا يراه أحد في العمل |
| Bu yüzden kocası, polisi aramamış. | Open Subtitles | لذا، لهذا السبب لم يتّصل زوجها بالشرطة. |
| Ancak, kayıtlara göre asistanın seni hiç aramamış. | Open Subtitles | لكن طبقاً لتسجيلاتنا، مساعدكِ لم يتصل بك إطلاقٍ. |
| Ama bugün işe gitmemiş. aramamış da. | Open Subtitles | ولكنه لم يظهر في عمله اليوم، ولم يتصل ولا أي شيء |
| Adam normal telefondan veya cep telefonundan aramamış. | Open Subtitles | الرجل لم يتصل من رقم محلي او شريحة هاتف, وانما اتصل من بطاقة اتصال |
| Bizi aramamış, FBI'yı aramamış. | Open Subtitles | ولم يتصل بنا، ولم يتصل بالمكتب الفيدرالي. |
| İki yıldır aramamış biri olarak telefonda konuşma adabın pek yok. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل لم يتصل بي منذ سنتين من المؤكد أنك تملك آداب اتصال رديئة |
| Önemli olan şey beni hala aramamış olması | Open Subtitles | ما أقصده ، أنه لم يتصل منذ ذلك الحين |
| - Neden hastaneyi aramamış ki? | Open Subtitles | لماذا لم يتصل بالمستشفى و حسب ؟ |
| Yüzbaşı 911'i hiç aramamış. | Open Subtitles | القائد لم يتصل من قبل بالطوارئ |
| Frank'ın Chicago'daki babası ile görüştüm. Tanıdık hiç kimseyi aramamış. | Open Subtitles | لقد اتصلت بوالد (فرانك) في شيكاجو، وتبين أن فرانك لم يتصل بهما أو بأى شخص نعرفه |
| Adi herif, aramamış. | Open Subtitles | هذا الأحمق لم يتصل |
| Neden evi aramamış? | Open Subtitles | لماذا لم يتصل بالمنزل؟ |
| - Ne? Neden beni aramamış? | Open Subtitles | لما لم يتصل بي؟ |
| Sizi geri hiç aramamış mı? | Open Subtitles | حَسناً، ألم يتصل بِك ثانيةً ؟ |
| Eski karısını son üç yılda hiç aramamış. | Open Subtitles | لمْ يتّصل بها منذ ثلاث سنوات على الأقل. |
| Dedi ki, 20 dakika önce karınız aradı mı diye sorduğunuzdan beri karınız aramamış. | Open Subtitles | قالت أن أخبرك أن زوجتك لم تتصل خلال 20 دقيقة منذ أن سألت لو أنها اتصلت |
| Anlaşma yapacaktı. Adamı sonradan aramamış mıydın? | Open Subtitles | ألم تتّصل أنتَ به؟ |