Eğer Santillan arkadaşınızı aldıysa yapabileceğiniz bir şey yok demektir. | Open Subtitles | إذا سانتيلان أخذ صديقك ليس هناك ما يمكنكم القيام به |
arkadaşınızı beklerken size bir şey daha getirmememi istediğinizden emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنتي متأكدة أنك لا تريدين شيء؟ حالما تنتظرين صديقك ؟ |
Arkadaşınızın bir şaka yaptığını ve o şakaya çok komik olduğu için değil de arkadaşınızı sevdiğiniz için güldüğünüzü düşünün. | TED | لذا تخيل صديقك يحكي نكتة، و أنت تضحك لأنك معجب بصديقك، و ليس حقيقةً بسبب النكتة. |
Neden arkadaşınızı bir film yıldızı olduğunu daha önce söylemediniz? | Open Subtitles | لم لم تخبروني أن صديقكم هو نجم أفلام الأكشن ؟ |
Barlar burada, orada, kızlar her tarafta, tuvaletler arkada ve arkadaşınızı bir saniye çalıyorum. | Open Subtitles | بار هنا, بار هناك الفتيات فى كل مكان الحمام بالخلف و اريد سرقة صديقكم للحظة |
Çünkü arkadaşınızı keş halde bulduk, Ama kimse onu, kullanırken görmemiş? | Open Subtitles | لأننا وجدنا صديقتكم مليئة بالمخدرات لكن لا أحد قط رأها تتعاطى؟ |
- Bana inanın Bayan Palmer, sizi ya da arkadaşınızı tutuklamak istemiyordum. | Open Subtitles | (صدقينى يا سيدة (بالمر لم أرد أن أقبض عليكِ أو على صديقكِ |
Bayanlar yardımınız bana eski erkek arkadaşınızı bulmama yarar ve makbule geçer. | Open Subtitles | أي مساعدة تقدمانها لأيجاد صديقكما السابق ستكون مفيدة |
arkadaşınızı meydana taşıyan üç tane adam vardı. | Open Subtitles | ساعد ثلاثة رجال على حمل صديقك إلى التمثال |
Bir uçan dairenin inip arkadaşınızı alarak uzaya götürdüğüne inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقع مني ان اصدق ذلك الصحن الطائر هبط واخذ صديقك بعيدا للفضاء الخارجي؟ |
Haftaya görüşelim efendim. Gelirken arkadaşınızı da getirin. | Open Subtitles | سوف أراك الأسبوع القادم ياسيدى وأحضر صديقك معك |
Ödedikten sonra arkadaşınızı da alıp geri dönün. | Open Subtitles | حينما تفى بالدين إصحب صديقك المخلص الى هنا |
Arkadaş bölgesi ezikler içindir. Lütfen arkadaşınızı arabadan çıkarıp hayatınıza devam ediniz. | Open Subtitles | محيط الصداقة للخاسرين فقط تخلص من صديقك وأستمر حياتك |
Silahı arkadaşınızı evini yanında buldular benim değil. | Open Subtitles | تلك البندقية وجدت في فناء صديقك الخلفي، لا ينقّب. |
Birisi yeni arkadaşınızı elinizden almaya çalışıyorsa yalan söylemeniz gerekebilir. | Open Subtitles | فإذا حاول أحدهم سلبكم صديقكم الجديد فقد يتحتم عليكم أن تكذبوا |
arkadaşınızı tekrar canlı görmek istiyorsanız sakın polisleri aramayın! | Open Subtitles | و إذا أردتم أن تروا صديقكم حياً لا تتصلوا بالشرطة |
Eğer şanslıysanız Boyalı Bayan bu gece sizi ziyaret eder ve arkadaşınızı iyileştirir. | Open Subtitles | ربما إذا كنتم محظوظين السيده المرسومه ستزوركم بالليل و تعالج صديقكم |
O da dört numaralı kural. Haydi bulalım arkadaşınızı. | Open Subtitles | تلك القاعدة الرابعة دعونا نبحث عن صديقكم |
Eğer benden kurtulmanın arkadaşınızı mucizevi bir şekilde değiştireceğini düşünüyorsanız bir daha düşünün. | Open Subtitles | اذا اعتقدتم انتم الاثنين ان التخلص مني سيعيد بطريقة سحرية صديقتكم, فكروا من جديد |
Tavsiyesiniz için sağ olun, Detektif ama artık arkadaşınızı aramıyorum. | Open Subtitles | -أقدّر النصيحة أيّتها المُحققة . لكنّي لمْ أعد ابحث عن صديقكِ. |
arkadaşınızı vuran adam bu binada gizleniyor. | Open Subtitles | الرجل الذي قتل صديقكما طليق في هذا المبنى، |
Tamam, ayrılalım. arkadaşınızı bulalım ve buradan gidelim. | Open Subtitles | حسنٌ ،لنفترق ونجد صديقتكِ ،ونرحل من هُنا. |
Sizden istediği her ne ise,o şey arkadaşınızı öldüren kişiye yarayacak. | Open Subtitles | لذا، كلّ ما يريده منكما هو أن تساعدا قاتل صديقتكما |
arkadaşınızı temize çıkaracak deliller bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نُحاولُ مجرّد أَنْ نَجِدَ دليلَ الذي يُمْكِنُ أَنْ يُبرّئَ صديقَكَ. |
Lütfen, İngiliz arkadaşınızı aramadan önce, söyleyeceklerimi dinleyin. | Open Subtitles | ورجاءً لا تتّصل بصديقكَ البريطانيّ حتّى تسمع كلّ كلامي. |