| Arkadaşlarıyla birlikte bu yarıştan bahsediyorlarmış. | Open Subtitles | أخبرتني أنها تتحدث مع أصدقائها عن هذا السباق |
| Şu anda Arkadaşlarıyla birlikte. | Open Subtitles | إنها منشغلة قليلاً مع أصدقائها الآن، |
| Charlotte Miller'ın kulüpten Arkadaşlarıyla birlikte ayrıldığını gösteriyor. | Open Subtitles | تظهر ان شارلوت ميلر وصلت و غادرت مع اصدقائها |
| Bakın o Değişken kanatlar Arkadaşlarıyla birlikte geri dönecektir. | Open Subtitles | انظروا، التشانجون ستعود مره اخرى مع اصدقائها |
| Belki Arkadaşlarıyla birlikte kumsalda yatmaya zaman harcamıyordur. | Open Subtitles | ربّما لم يهدر الوقت في التنزه على الشاطيء برفقة أصدقائه |
| Evet, ve Arkadaşlarıyla birlikte Steve gelmişti. | Open Subtitles | نعم، وظهر ستيف مع رفاقه |
| Beni arayıp... Arkadaşlarıyla birlikte diskoteğe gideceğini söylemişti. | Open Subtitles | ..لقد إتصلت بي وأخبرتني أنها ذاهبة إلى الملهى مع زملائها |
| Onu şair, sanatçı ve müzisyen Arkadaşlarıyla birlikte öğle yemeğine çıkardı. | Open Subtitles | أخذها للغداء مع أصدقائه شعراء , فنانون، و موسيقيون |
| O mutlu Arkadaşlarıyla birlikte Sherwood Ormanlarında yaşar. | Open Subtitles | ومع رجال الحق, المقيم في غابة .. شيروود |
| Babam annemi Arkadaşlarıyla birlikte sanıyor. | Open Subtitles | أبى يعتقد أنها مع أصدقائها |
| Arkadaşlarıyla birlikte. | Open Subtitles | انها مع أصدقائها |
| Yarın Arkadaşlarıyla birlikte ölebilir. | Open Subtitles | ستموت مع اصدقائها غدا |
| Polly Phelps Arkadaşlarıyla birlikte oynarken kuyuya düşmüş, ve öğlen saatlerinden beri orada mahsur kalmış bulunuyor. | Open Subtitles | فتاة بعمر 8 سنوات سقطت في بئر (بولي فيلبس) وقعت في البئر بينما كانت تلعب مع اصدقائها وهي في القاع منذ الثانية عشرة ظهراً |
| Çılgın Arkadaşlarıyla birlikte içerideler. | Open Subtitles | .إنه هناك برفقة أصدقائه المجانين |
| Arkadaşlarıyla birlikte! Baba! | Open Subtitles | إنه برفقة أصدقائه أبي |
| Tim futbolu bıraktığından beri bin küsur saatini oyun Arkadaşlarıyla birlikte farklı zindanlarda geçirmişti. | Open Subtitles | منذُ أن ترك كرة القدم، يقضي (تيم) أكثر من ألف ساعة مع رفاقه في لعبة متنوعة |
| Çünkü yeni rol Arkadaşlarıyla birlikte buluşmada ve ben de sonra kalacağım onda. | Open Subtitles | لديها لقاء مع زملائها الجدد، لذا سألتحق بها في المنزل لاحقاً هنيئاً مريئاً... |
| Yedi yaşımdayken büyük babam beni Arkadaşlarıyla birlikte günübirlik bir tekne turuyla balık tutmaya götürdü. | Open Subtitles | عندما كنت في السابعة اخذني جدي للصيد في أحد تلك السفن مع أصدقائه |
| Arkadaşlarıyla birlikte Avrupa'daki her Rus konsolosluğunun önüne gittiler, ve orada fotoğraflarıyla birlikte durdular, "Haklarımız var." demek için. | TED | ذهب مع أصدقائه إلى أمام كل سفارة روسية في أوروبا ووقفوا هناك مع الصور للقول، "لدينا حقوق". |
| O mutlu Arkadaşlarıyla birlikte Sherwood Ormanlarında yaşar. | Open Subtitles | ومع رجال الحق, المقيم في غابة .. شيروود |