Ve bu yüzden, düşündüm ki, dümeni teknenin arkasından önüne alsak nasıl olur, Daha iyi kontrol sağlar mıyız? | TED | وبالتالي، فكرت في ماذا لو قمنا فقط بأخذ الدفة من خلف القارب إلى المقدمة، هل سنحصل على تحكم أحسن؟ |
Onu götür ve tam başının arkasından vur. Tam şuradan. | Open Subtitles | خذه للخارج ,واطلق النار عليه في خلف رأسه هنا بالضبط |
Salonun arkasına gidebiliriz ve zincirli parmaklıkların arkasından turne otobüsünü seyredebiliriz. | Open Subtitles | يمكننـا أن نذهب للخلف و نشـاهد حـافلة الجولة خلف سور السلاسل |
Dedikodunun tüm anlamı birinin arkasından konuşmaktır, yüzüne karşı değil! | Open Subtitles | ان الهدف من النميمة هو الكلام وراء الشخص وليس امامه |
Benim en gizemli hikayem kör adam tarafından anlatılmalı bir duvarın arkasından, yeraltından. | Open Subtitles | قصتى يجب ان تقال بواسطة رجل اعمى من وراء الجدار من تحت الارض |
Sen ateş etmeye başladığında biz de onu arkasından yakalayacağız. | Open Subtitles | سوف تدخل وأنت تطلق النار وسوف نمسك به من الخلف |
...ve kurutma makinesinin arkasından başka bir yerde uyumaz oldu. | Open Subtitles | ثم أصبح سميناً ولم يعد يريد سوى النوم خلف المجفف |
Kafalarının arkasından, insafsız ve duygusuz mermilerle, tıpkı oğlumu öldürdükleri gibi. | Open Subtitles | بلا رحمةٍ, وبطلقاتٍ خلف رأسهم ,مثل الطريقةِ التي قتلوا بها ابني |
Bana bak,eğer duvarın arkasından geldinse, geri dönüş için bir planın olmalı. | Open Subtitles | إذا كنتم قد أتيتم من خلف الجدار فلابد أن لديكم خطة للعودة |
..en parlak ışığın arkasından daha iyi bir saklanma yeri bulamazsınız. | Open Subtitles | فلا يوجد أفضل من البقاء خلف الضوء الأكثر سطوعا والمتاح لك |
Polis memurunun arkasından bir kamyonet geçiyormuş ve sekme görülebiliyor. | Open Subtitles | الشاحنة كانت تمر خلف ضابط الشرطة وأرتداد شظية كان واضحاً |
Gelecek sezonun açılış maçı, Wrigley yedek kulubesinin tam arkasından. | Open Subtitles | يوم إفتتاح الموسم القادم في ملعب ريغلي خلف الفريق المضيف |
Öğrenmemiz için uzman çağırmaya gerek yok, kafa oradan geldiyse sahnenin arkasından bırakılmıştır. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هو لا يَأْخذُ خبير سَيَعْرفُ، إذا خَرجَ الرئيسَ العودةَ، دَخلَ وراء الطريقَ. |
Demeden edemeyeceğim, masa arkasından çıkıp, pergelleri tekrar açmak güzel bir şey. | Open Subtitles | يجب القول, انه لطيف ان اخرج من وراء المكتب لأشدّ ساقى ثانية |
Fakat asla birinin imzasını taklit etmemeli ya da arkasından iş çevirmemelisin. | Open Subtitles | لكن أياك أن تزّور توقيع أحد وتفعل أيّ شيء وراء أيّ أحد. |
Bence katil infaz etmek için buraya getirmiş kız kaçmaya çalışırken arkasından vurmuş. | Open Subtitles | أظن أن القاتل قاد إلى هنا لإعدامها وقد هربت فأطلق عليها من الخلف |
Bu arada, polisler çatıya tırmanmış ve arkasından sessizce ona yaklaşmış. | Open Subtitles | و الشرطة ذهبت للأعلى إلى السطح يتسلّلون عليه من الخلف |
yani iyi fikilerimiz vardı. Eski otomobilin öncamını aldık, arkasından kağıt geçirdik ve beyaz tahtaya ilk alternatifi ortaya çıkardık. | TED | وكان لدينا بعض الأفكار الجيدة. أخذنا الزجاج الأمامي لسيارات قديمة، ووضعنا أوراق خلفها وصنعنا أول بديل للسبورة البيضاء. |
Brandi kafasının arkasından vurulmuş. Bu da demektir ki sadece söyleneni yapıyordu. | Open Subtitles | قتل براندي في الجزء الخلفي من الرأس مما يدل على أنها تراجعت. |
Onun arkasından iş çevirmek hoşuma gitmiyor ama sanırım bazen iyi bir baba olabilmek için, kötü adamı oynamak gerekiyor. | Open Subtitles | لا أحب حقاً أن أذهب من وراءه لكن أحياناً لكي تكون أباً جيد عليكَ أن تكون رجلاً سيء |
Tıbbi helikopter on dakika uzaklıkta, arkasından da bizi almak için ikincisi geliyor. | Open Subtitles | و المروحية الطبية على بعد عشر دقائق و المروحية الأخرى ورائها مباشرة لأجلنا |
Bence, karanlıkta arkasından biri geldi ve omzunun üzerinden iki el ateş etti. | Open Subtitles | أن أحداً ما أتى خلفه في الظلام وأطلق تلك الرصاصتين من أعلى كتفه |
Aslında beni en çok mutlu edecek şey, arkasından benim gelip onu kontrol etmeyeceğimi bilerek bir hastanın odasına girmesini izlemektir. | Open Subtitles | في الواقع لاشيء سيجعلني أسعد من مشاهدته يمشي لغرفة مريض بدون الشعور انه لابد لي من الدخول بعده ومراجعة كل شيء |
Bilmem, arkasından ona mağara adamı diye hitap etmendendir belki. | Open Subtitles | أوه, لا أعلم. أنت تشير إلية برجل الكهوف من ورائه |
Moodoo da güneyden yukardan onların arkasından gelecek. | Open Subtitles | "وأنا ســيكون عندي "مــوودو والذي سيصعد من الجنوب خلفهم |
Bir yetişkin olarak, biliyoruz ki bir kere iştahınızı kestiğinizde arkasından hemen bir tane daha geliyor. | Open Subtitles | كراشدين، نعلم أننا حتى وإن أفسدنا شهيتنا، فإن ثمة شهية أخرى قادمة وراءها |
Ölünün arkasından konuşmak olmaz ama bu karı iyice başa bela olmaya başladı. | Open Subtitles | ،أكره التحدث بسوء عن الموتى ولكن هذا يتحوّل إلى .ألم حقيقي في مؤخرتي |
Evet kafanın arkasından yani direksiyona vurmuş olmanın imkanı yok. | Open Subtitles | بمؤخرة رأسك , وهذا يعني أنك لم تضرب عجلة القيادة |
diye düşündüm. Bu kesik kafalara bir camın arkasından bakıyoruz. | TED | و نقوم بالنظر إلى هذه الجماجم من خلال حاجز زجاجي. |