"arkeolojik" - Translation from Turkish to Arabic

    • أثري
        
    • الأثري
        
    • الاثار
        
    • الأثرية
        
    • آثري
        
    • أثرية
        
    • حفريات
        
    Resimlerden de görebileceğiniz gibi bu alan işlenmemiş ve neredeyse arkeolojik. TED ويمكنكم أن تشاهدوا من خلال هذه الصور أنّ الموقع مهجور و أقرب ما يكون إلى موقع أثري.
    Bazen arkeolojik bir alan sizi dayanıklılığıyla şaşırtabilir. TED في بعض الأحيان يفاجئك موقع أثري بمرونته.
    arkeolojik bir araştırmaya izin vermelisiniz. Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ تَسْمحَ لمسحِ أثري للمكان.
    Ancak kanıt öyle güçlü ki UNESCO Hisarlık'ı Truva arkeolojik sit alanı olarak kabul etti. TED ولكن الدليل واضح بما فيه الكفاية فاليونيسكو صنّفت هاسارليك بأنها الموقع الأثري لطروادة.
    arkeolojik keşfin heyecanı aşk kadar güçlü çünkü antik çağlar hayal edebileceğiniz en baştan çıkarıcı sevgilidir. TED إن إثارة الاكتشاف الأثري تعادل قوة الحب، وذلك لأن التاريخ القديم هو أكثر السيدات اللاتي يمكن تخيلهن فتنة.
    Niyetim oraya taşınıp bazı arkeolojik araştırmalar yapmak. Open Subtitles نواياى هى الانتقال الى هناك والقيام بابحاث فى الاثار
    Sizin arkeolojik teorilerinizin bu yaratığın doğasıyla bir alakası yoktur. Open Subtitles مقبول ، نظريتك الأثرية ليس لها أي صلة بهذا المخلوق
    John ve arkadaşları, Peru'da arkeolojik kazı yapıyorlardı Open Subtitles لقد كان (جون) واصدقائه يعملون في بحث آثري في (بيرو)
    arkeolojik kanıtlar, İrlanda'nın alkolün icadından önce çok farklı olduğunu gösteriyor. Open Subtitles دليل أثري يوضح أن أيرلندا كانت مختلفة قبل اكتشاف الكحول
    Kalıntılar Galler yakınında güney İngiltere'deki bir arkeolojik kazıda bulundular. Open Subtitles لقد عُثر على البقايا في موقع أثري جنوب إنكلترا قرب مدينة وولز
    Joseph, arkeolojik alanların birinde çok büyük bir elektromanyetik parazitlenme var. Open Subtitles إسمع ، جوزيف هناك شيء ضخم إضطراب كهرومغناطيسي في موقع أثري مثل الذي تنبأت به
    Julian'a göre, gördüğümüz her şey arkeolojik bir kazıdır. Open Subtitles بالنسبة لجوليان , فإن كل شيء نراه هو تعمق أثري
    Yakında zamanda eski bir evin bodrum katında gerçekleşen ürpertici arkeolojik keşife kadar. Open Subtitles إلى أن تمَّ اكتشاف أثري حديث مُثير للرعب
    Biraz önce müthiş bir arkeolojik keşfin yapılabileceğini söyledin. Open Subtitles لقد طرحت للتو عن كيان لما يمكن ان يكون إكتشاف أثري مذهل
    Lima'nın yakınlarındaki ünlü arkeolojik bölge Pachacamac'da, bu kadınların 24'ü ile zaman geçirme fırsatına sahip oldum. TED لقد أتيحت لي الفرصة لقضاء بعض الوقت مع 24 من هؤلاء النساء في موقع أثري معروف يسمى "باتشاكاماك"، خارج "ليما".
    Herkes bu arkeolojik buluş için çok heyecanlanmıştı zira sonunda bütün bir dodo iskeletini birleştirebilme ihtimalleri vardı. TED تحمس الجميع لهذا الكشف الأثري, لأنه أخيرًا أصبح بالأمكان تشكيل هيكل كامل لطائر الدودو.
    Öncelikle, Mısır hükümetine çok teşekkür etmek istiyorum bu büyük arkeolojik buluşun ilk sunumunun burada Open Subtitles في البداية، أود أن أشكر الحكومة المصرية للسماح بالعرض الأول لهذا الاكتشاف الأثري
    O kadar zengin bir arkeolojik alan ki burayı araştırmak için ormanda kalıcı bir kamp inşa etmiş. Open Subtitles و في هذا الموقع الأثري الغني أقام مُخيم دائم في الغابة
    Asıl işimiz arkeolojik araştırma. Silah geliştirme'nin ayrı tesisleri var. Open Subtitles نحن اساسا نعمل فى الاثار اما عملية تطوير الاسلحة فلها قسم منفصل
    Ancak bu tarz tünelleri genellikle arkeolojik kazı bölgelerinde görmüştüm. Open Subtitles لكن في العادة نرى هذه الأنفاق فقط في المواقع الأثرية.
    Dick'in şirketi arkeolojik kazı mı yapıyor? Open Subtitles ديك) يموّل موقع حفر آثري ؟
    Bütün bunlar bana Kuzey Afrika'da arkeolojik bir kazıda asistanlık yaptığım yazı hatırlattı. Open Subtitles هذا يذكّرني بالصيف الذي قمت فيه بالمساعدة في حفريات أثرية في شمال إفريقيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more