Harika bir 13 aydı demek içim çan sakızı çoban armağanı. | Open Subtitles | دي هدية بسيطة بس بقولك اني كنت مبسوطة السنة اللي فاتت |
Ben akşam sona ermeden isteri armağanı sunan aletlerimi kullanan bir yabancıyım. | Open Subtitles | أنا مجرد غريب أعرض سلعي وأعرض هدية الهستيريا قبل أن ينتهي الليل |
Bunun üniversiteye giriş armağanı olarak uygun olup olmadığından emin değilim. | Open Subtitles | أتساءل أن كانت هذه هدية جيّدة كهدية للتهنئة الدخول للجامعة ؟ |
Gökler bu armağanı bana bağışlamışlarsa reddetmek tanrılara itaatsizlik olurdu. | Open Subtitles | إذا السماء منحتني هذه الهدية فإن الرفض سيكون عصيان للآلهة |
Ben akşam sona ermeden isteri armağanı sunan aletlerimi kullanan bir yabancıyım. | Open Subtitles | أنا مجرد غريب، أمارس مهنتي أعرض عليكم هبة الهيستيريا قبل انتهاء الليلة |
Bu yetenek benim kaderim, Tanrı'nın bana armağanı. | Open Subtitles | ،هذه الموهبة قدري" "نعمة وهبتني السّماء إيّاها |
Ama o kırık duvarların son bir armağanı vardı. | TED | ولكن مازال لهذه الأسوار المهدمة هدية لتقدمها. |
Ve işte, bu Bernoulli'nin armağanı. | TED | الآن، هذه هي هدية برنولي. هذا الإقتباس المباشر. |
Damat, bir düğün armağanı isteyebilir miyim? | Open Subtitles | يا عريس، هل يمكنني أن أحصل على هدية الزفاف؟ |
Camelot'lu Arthur. Bu güzel şey geline armağanı. | Open Subtitles | الملك ، آرثر ملك كاميلوت هذه الجميلة ستكون هدية لعروسه |
Evet,biliyorum. Kadınlara Tanrı'nın bir armağanı değilim. Ama olsun. | Open Subtitles | أجل، أعلم أنني لست هدية الله إلى النساء، ولكن لا يهم |
Arkadaşının Belfast'a son armağanı 180 kiloluk bir bomba oldu. | Open Subtitles | قنبلة بوزن أربعمائة رطل كانت كانت هدية رفيقك الأخيرة لمدينة"بلفاست". |
Sadece annesi ona böyle bir Noel armağanı verebilirdi. | Open Subtitles | الأم فقط من سيقدم له هدية عيد ميلاد كهذه |
Sanırım bu, Tan'ın 18. yaş günü armağanı olacak. | Open Subtitles | لابد أنها هدية عيد ميلاد تان اليس كذلك ؟ |
Ve biz bu armağanı 70'lerde ve 80'lerde aldık Kadınlar işgücüne katıldığı zaman. | TED | وحصلنا على تلك الهدية مرة أخرى في السبعينات والثمانينات عندما دخلت المرأة في قوة العمالة. |
Kutsal Ruh'un sana verdiği armağanı görmediler. | Open Subtitles | لم يروا الهدية التي أعطتها .لك الروح المقدسة |
Yaşam armağanı yalnızca en sadık kullarımıza ve kardeşlerimize ayrılmıştır. | Open Subtitles | هبة الحياة تستحق فقط لرجالنا المخلصين ولإخوتنا |
Ama şimdi senin gürültü kaynağı değil, aslında tanrının bir armağanı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكنى الان أعتقد أنك لست مصدر أزعاج ولكن هبة من الله |
Evlilik kararı alarak bu armağanı kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | و نرجوه ان تتبارك و تزدهر نعمة الزواج |
Tüm senin gibi yüksek ve kudretli kişiler Tanrının bize armağanı. | Open Subtitles | كل ما هو عالى وهائل يعتقد انه هديه الله الينا |
Şu küçük müzikal armağanı kabul eder misiniz, lütfen? | Open Subtitles | أود أن تقبلى هذا التذكار الموسيقى البسيط |
Gördüklerimizdeki armağanı bulmak bizim sınavımız. | Open Subtitles | التحدي الذي يواجهنا، هو إيجاد الهبة فيما رأيناه |
tanrının armağanı,bir "Chutki sindur" | Open Subtitles | " إنها بركات من الله، الـ " سيندور |