Güçlerimiz, atalarımızdan gelen bir armağandır. Ben bu armağanı onore etmek adına bir takım fedakarlıklarda bulundum. | Open Subtitles | قوّتنا هبة من الجدّات، وقد اضطررت للتضحية لكيّ أشرّف تلك الهبة. |
Her zaman "Tarafsız okuyucu edebiyata en büyük armağandır" ve "Okumak en kutsal meslektir" falan derdi. | Open Subtitles | هي كانت دائما تقول مثلا القارئ غير المتحيز" "هو اعظم هبة للأدب "و " القراءة هي اعظم عمل وما الى ذلك |
Dediğimiz gibi, kanser size bahşedilmiş bir armağandır. | Open Subtitles | كما نقول السرطان هو هبة |
Hayat bir armağandır. | Open Subtitles | {\cH031309\3cH457A17} الحياة هبة |
Kızıl gök insanlığa bir armağandır. | Open Subtitles | السماءُ الحمراءُ هديّةٌ للجنس البشريّ. |
James muhtasarlık, o hukuka bir armağandır diyecektim. | Open Subtitles | (أوليفيا)، ما الأمر؟ (جايمس)، (جوردن) للأمور القضائيّة سأقول وحسب أنّه هبة للقانون. |
Hayat, fevkalade bir armağandır. | Open Subtitles | الحياة هي هبة مجيدة. |
Bu, seçilmiş çok az kişiye bahşettiğimiz bir armağandır. | Open Subtitles | إنها هبة منحناها لقلة مختارة. |
Bu, Allah tarafından bize, sınırları kaldırdığı sırada sunduğu bir armağandır, bizi "Ben Ben Ben, Benim, Benim, Benim" demekte ısrar ettirmek yerine Rumi`nin hikayesindeki kişi gibi hissetmemizi sağlayan bir hediye, "Ah! Hepsi sensin." | TED | هذه هي اللحظة التي هي هبة من الله لنا ، هدية ،في تلك اللحظةحين ترفع الحدود التي تجعلنا نصر و نتشبث بالأنا و الكبرياء باستمرار وبدلا من ذلك ، مثل هذا الشخص في قصة جلال الدين الرومي ، نقول : "أوه ، هذا هو كل شيء لك." |
Hayatınız size armağandır. | Open Subtitles | حياتك هبة. |
- Onlar armağandır. | Open Subtitles | بل هم هبة |
Pepper bir armağandır. | Open Subtitles | بيبر هي هبة |
Acı bir armağandır. | Open Subtitles | . الألم هبة. |
Daenerys, Işığın Tanrısı'nın evlatlarına gönderdiği bir armağandır. | Open Subtitles | (دينيرس) هديّةٌ من إله النّور لأبنائه. |