"arttırır" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيزيد
        
    • يزيد
        
    • يرفع
        
    • تزيد
        
    • وتزيد
        
    • ستزيد
        
    • تعزز
        
    • يُزيد
        
    Bu önerdiğiniz şey, evlilik dışı çok fazla seksin olma ihtimalini arttırır. TED ما كنت اقول انه سيزيد من احتمال حدوث الكثير من الجنس خارج اطار الزواج
    Senatoya bildirmek arttırır düşmanlarımızı. Open Subtitles إن إعلامنا لمجلس الشيوخ بذلك سيزيد من عدد أعدائنا
    O zaman pozitif bir yük yayar ve Martha'nın elektron ışın gücünü arttırır. Open Subtitles هو اذا سيبعث شحنة إيجابية ما يزيد من ضربة مارثا لشعاع البوزيترون بالضبط
    Gerçek iletişim anlayışı arttırır ve daha ilgili ve şefkatli bir dünya yaratır. TED التواصل الحقيقي يرفع من الفهم ويخلق عالم أكثر عطف ورحمة.
    Doping. İlave alyuvar, dayanıklılığını arttırır fakat aynı zamanda kanı yoğunlaştırır. Open Subtitles إنه نقل الدم حقن خلايا حمراء زائدة تزيد من قوة تحملك
    Yeni teknoloji bir toplumdaki üretkenliği arttırır, ki bu da uzun vadede kârı arttırır. TED وتزيد التكنولوجيا الجديدة من إنتاجية المجتمع، مما يؤدي على المدى البعيد إلى زيادة الربح.
    Portakal suyu da glikozunu arttırır. Open Subtitles ولو شربت عصير برتقال ستزيد نسبة الجلوكوز
    Pınarcım, Keynes'in dediği gibi; "Rekabet iş verimini arttırır." yani rekabet! Open Subtitles كما قال "كينز": المنافسة تعزز الإنجاز الوظيفي.
    Filmin peşinde olduğumu bilirse fiyatı arttırır, hepsi bu. Open Subtitles كل ما في الأمر أنه لو علم بأنني أريد هذا الفيلم سوف يُزيد المقابل
    Onun davasını tehlikeye atabilir, bu nedenle ona karşı tedbir almak sadece riski arttırır. Open Subtitles هذا سيعرّض قضيتها للفشل، لذا القيام بتصرف ضدها سيزيد من المخاطرة فحسب
    Büyük ligde atıcı olma şansını arttırır. Open Subtitles سيزيد هذا من فرصِه بأن يكون قاذف بيسبول مشهور
    Kalan iki silahın değerini arttırır. Open Subtitles بهذا سيزيد ثمن القنبلتين المتبقيتين كثيراً
    Stres, artan kan basıncı sonucu kardiyovasküler hastalığı arttırır. TED والإجهاد يزيد من أمراض القلب والأوعية الدموية كنتيجة لزيادة ضغط الدم.
    Işık, uyanıklılık seviyelerini arttırır ve uykuyu geciktirir. TED فالضوء يزيد مستويات التنبّه، مما يؤدي إلى تأخير النوم.
    Kronik yalnızlık, erken yaşta ölme ihtimalinizi % 14 arttırır. TED فالاكتئاب المزمن يزيد من احتمالية الموت المبكر بنسبة أربعة عشر بالمائة.
    Adrenalin kalbinizin daha hızlı atmasını sağlar ve kan basıncınızı arttırır, zamanla da hipertansiyona sebep olur. TED يسبب الأدرينالين تسارعًا في نبضات القلب، و يرفع ضغط الدم، مسبباً على المدى الطويل ارتفاع ضغط الدم.
    Bu sendrom bazı hastalıkların gelişim riskini arttırır. Kardiyovasküler hastalık ve tip 2 diyabet gibi. TED الذي يرفع من خطورة الإصابة بحالات خطيرة كمرض القلب و الأوعية الدموية و الصنف الثاني من داء السكري
    Nefes alamama sertliği arttırır. Tabii riskleri de yok değil. Open Subtitles يرفع الخنق حدّة النشوة ولكنّه لا يخلو من المخاطر
    Bu sırada, bitkisel ilaç sarı kantaron, karaciğerdeki özel bir enzimin üretimini arttırır. TED وبينما تزيد عشبة القديس جون من إنتاج الكبد لإنزيم معين.
    Buda oksijen tükettirir ve kanınızda CO2 arttırır. TED كما أنه ينقص الأكسجين و تزيد نسبة ثاني أكسيد الكربون في دمك، لهكذا، تعلمت أن لا اتحرك أبداً
    Diğer taraftan yenilikçi tarım, toprak sağlığını ve verimliliği geri kazandırır, üretimi arttırır, su tutuşunu arttırır, küçük çiftçilere ve büyük tarım faaliyetlerine faydaları olduğu gibi karbonu da toprağa geri kazandırır. TED بينما الزراعة المتجددة، من ناحية أخرى، تستعيد صحة التربة وإنتاجيتها، وتزيد العائد، وتحسن احتباس الماء، ويستفيد منها المزارعون الصغار وعمليات الزراعة الكبيرة على حد سواء، وتعيد الكربون إلى الأرض.
    Tür birleşmesi. İyi fikir. İzleyici potansiyelinizi arttırır. Open Subtitles ربط النوع، فكرة جيدة ستزيد من جمهورك من المحتمل
    "Rekabet iş verimini arttırır" dedi bana da. Open Subtitles قال: المنافسة تعزز الإنجاز الوظيفي.
    Gelişmede daha lüks evleri olan talebe arttırır. Open Subtitles و الإزدهار يُزيد الطلب علي المساكن الفاخرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more