"asıl nedeni" - Translation from Turkish to Arabic

    • السبب الحقيقي
        
    • السبب الرئيسي
        
    • هذا هو السبب الذي جعلني
        
    Neden şimdi, muhabbetin öpücük kısmını dile getirmenin asıl nedeni hakkında konuşmuyoruz? Open Subtitles لِمَ لا نتحدث على السبب الحقيقي الذي جعل تلك القبّلة تغضبك ؟
    Fakat insanların da feromonlara sahip olduklarını düşünmemizin asıl nedeni bizler büyürken meydana gelen değişiklikler. TED ولكن السبب الحقيقي الذي قد يجعلنا نعتقد أن البشر لديهم فيرومونات هو التغيير الذي يحدث ونحن نكبر.
    Buraya gönderilmenizin asıl nedeni... değerlendirilmenizi istemeleri. Open Subtitles السبب الحقيقي لارسالك هنا انهم يريدون ان يتم تقييمك
    Aslında, kullanmamızın asıl nedeni anlamsal- belirginliğinin olmasıdır. TED وفي الواقع, السبب الرئيسي الذي يجعلنا نستخدمها هي توفرها على خصوصياتها الدلالية.
    Bunu yapmanızın asıl nedeni de budur. Open Subtitles ذاك هو السبب الرئيسي لرغبتك في القيام بذلك.
    Ama seni sevmemin asıl nedeni sen benim en iyi arkadaşımsın, Lily. Open Subtitles لكن السبب الرئيسي بأنني أَحبك بأنك أفضل صديقة، ليلي.
    Evet. Onunla konuşmanı istememin asıl nedeni buydu hayatını mahvettiğine ikna etmen için. Open Subtitles أجل، هذا هو السبب الذي جعلني أطلب منكِ محادثتها
    Buraya gönderilmenizin asıl nedeni... değerlendirilmenizi istemeleri. Open Subtitles السبب الحقيقي لارسالك هنا انهم يريدون ان يتم تقييمك
    Siyah kadınların ırklar arası ilişkiye kızmalarının asıl nedeni... Open Subtitles السبب الحقيقي ليغضب النساء السود من الموعد المختلط
    Siyah kadınların ırklar arası ilişkiye bu kadar kızmalarının asıl nedeni, siyah kadınların beyaz erkeklerden hoşlanmaması. Open Subtitles السبب الحقيقي كي يغضب النساء السود من الموعد المختلط هو أن النساء السود غير منجذبين للرجال البيض
    Ama bence kararımın asıl nedeni bu değil. Open Subtitles و لكن لا أعتقد أن ذلك هو السبب الحقيقي لقراري
    Yani benimle birlikte gelmek istememesinin asıl nedeni bu. Open Subtitles فهذا هو السبب الحقيقي في عدم رغبتها بأن تأتي معي
    Beni müşterileri ve yeminli dosyaları için odasına çağırmıştı ama asıl nedeni masasındaki bu resmi görmemi istemesiydi. Open Subtitles ،لقد إتصل بي ليطلب منّي الإتصال بالعملاء ،وإيداع ملفات لكن السبب الحقيقي أنّه أرادني .أن أرى الصورة على مكتبه
    Herneyse polis evimde beni bekliyor olabilir bugün buraya gelmemin asıl nedeni bu. Open Subtitles على أي حال، السبب الحقيقي لقدومي إلى هنا هو انني أعتقد أن الشرطة تنتظرني في منزلي
    Seni yemeğe çağırmamın asıl nedeni buydu. Open Subtitles هذا هو السبب الحقيقي لدعوتي لك على الغذاء
    Ama seni sevmemin asıl nedeni, Marshall Ericksen, beni mutlu ediyorsun. Open Subtitles لكن السبب الرئيسي أني أَحبك، مارشال إريكسن، أنك تجعلني سعيدة.
    Ve aslında bu küçük evi bu kadar zor satmamın asıl nedeni onu ciddi anlamda ucuzlatmış olmaları. Open Subtitles وفي الواقع السبب الرئيسي لصعوبت بيع ذلك البيت الصغير لانهم تركوه ينخفض بشكل مريع
    - Evet. Seni görmeye gelmemin asıl nedeni... Open Subtitles لأن السبب الرئيسي لقدومي لرؤيتك اليوم ، ..
    Ama tabi ki bitkilerin fotosentez yapmasının asıl nedeni şeker yaratmaktı. Open Subtitles ولكن بطبيعة الحال، فإن السبب الرئيسي أن النباتات تقوم بالتمثيل الضوئي هو من اجل خلق السكريات.
    Ama evet, gelmemin asıl nedeni onun katil olduğunu ispatlamak. Open Subtitles لكن ، أجل ، السبب الرئيسي لوجودي هُنا هو لإثبات أنه القاتل ألهذا السبب قُمت بلكمه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more