| Alamam. Çünkü bana yasak. Doktorlarım buna asla izin vermez. | Open Subtitles | اٍننى ممنوع ، لن يسمح لى أطبائى اٍننى آسف أيها الشاب |
| Hayır! Böylesi korkunç bir şeye Tanrı asla izin vermez! | Open Subtitles | لا, لا, مستحيل, إن الله لن يسمح بمثل هذا |
| Ayrıca Tanrı böyle bir şeyin olmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | وان الله .. لن يسمح لشيئا مثل هذا بالحدوث |
| Hakim buna asla izin vermez. Deliliğin de ispatlanması çok zordur. | Open Subtitles | فالقاضية لن تسمح بهذا أبداً , الجنون هو أصعب شىء يمكن إثباته |
| Bu da yeni buğday tohumlarının gitmesine asla izin vermez. | Open Subtitles | هذا يعني ان القمح الجديد لن يترك بذوره أبدًا. |
| Bak evlat, beyaz adamlar futbolda ilerlemene asla izin vermez. | Open Subtitles | انظر يا بني الرجل ذات البشرة البيضاء لن يتركك تحقق شئ لكرة القدم |
| Buna asla izin vermez. | Open Subtitles | لن يدع هذا يحدث |
| Hükümet, suikastçiye dönüşmüş 300 tane eski hükümlünün Başkan'ın izni olmadan öylece ortadan kaybolmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | لن تدع الحكومة 300 من المدانين السابقين والمتحولون إلى قتلة مأجورين أن يختفوا بدون موافقة من الرئيسة |
| Eğlenceli olan hiçbir şey yapmama asla izin vermez. | Open Subtitles | لا يسمح لي أبداً بالقيام بأي شيء به مرح. |
| Her durumda, ikimiz de biliyoruz ki Kral, mevkisi ve ünvanı olamayan biriyle ...evlenmene asla izin vermez. | Open Subtitles | ستكون بأمان، متأكدة من ذلك في كلا الحالتين، كلانا يعرف بأن الملك لن يسمح لكِ بالزواج |
| asla izin vermez. Imkani yok. | Open Subtitles | لن يسمح لك أن تذهب ابداْ ولا بعد مليون عام |
| Daha fazla yükselmene asla izin vermez. | Open Subtitles | هو لن يسمح لك أبداً بأن تحلق أعلى من هذا |
| Onunla gidemezsin. Senin geri dönmene asla izin vermez. | Open Subtitles | لا يمكنكِ الذهاب معه لن يسمح لكِ بالعودة أبداً |
| Yeni Başpiskopos asla izin vermez kutsanmış toprağa bir mezar. | Open Subtitles | رئيس الأساقفة الجديد لن يسمح بدفنها على أرض مقدسة |
| Bu at senin gibi çocuğun ağzına gem vurmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | حصان كهذا لن يسمح أبداً لفتى مثلك بوضع شيء في فمه ماذا لو أخذ عدوك السرج؟ |
| Bunu yapmana izin veremem. Ortada bir sürü insan var, polis asla izin vermez. | Open Subtitles | لن تتمكنى، يجب أن نحذر أناس كثيرون الشرطة لن تسمح بذلك |
| Hem zaten mülk sahibi buna asla izin vermez. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن صاحبة المنزل لن تسمح بذلك أبداً |
| Saygısızlık etmek istemem ama bence başkana söylemiyorsunuz, çünkü bilse asla izin vermez. | Open Subtitles | مع احترامي سيدي، أعتقد بأنك لا تخبر الرئيسة لأنك تعلم أنها لن تسمح بهذا أبدًا |
| Tanrı, Şeytan'ın gösteriyi çalmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | و الرب لن يترك الشيطان يكسب العرض |
| Gus yalnız gitmene asla izin vermez. | Open Subtitles | لن يتركك إيسموند الذهاب لوحدك |
| Batista Havana'nın düşmesine asla izin vermez. | Open Subtitles | باتيستا لن يدع هافانا تسقط |
| Ama bence Gaby buna asla izin vermez. | Open Subtitles | موافقة لكن أعتقد أن (غابي) لن تدع هذا الشئ يحصل |
| Sirk sahibi kaçaklara asla izin vermez! | Open Subtitles | أن مالك السيرك لا يسمح بالمسافرين المتخفين |