| Ahırın yakınında durarak Aslanları kandırmaya çalışıyordum | TED | كنت أحاول أن أخدع الأسود بأنني واقف قرب الحظيرة. |
| Purity'nin Aslanları kovalayıp avcıları yakalama konusundaki öz güveni, atletik yeteneğinden ya da sadece inancından kaynaklanmıyordu. | TED | إن ثقة بيوريتي على مطاردة الأسود والقبض على الصيادين لم تنبع نتيجةً لقدراتها الرياضية ولا حتى من إيمانها بنفسها |
| Deniz Aslanları ben olmadan da iyi olacaklar, tamam mı? | Open Subtitles | اسود البحر سوف يكونوا على مايرام بدوني ، مفهوم ؟ |
| Bizden nefret eder. Deniz Aslanları'ndan. | Open Subtitles | الان هي مكروهه احدى اعضاء فريق اسود البحر الكريهات |
| Şöminenin rafındaki küçük taş Aslanları bulmak iki haftamı aldı. | Open Subtitles | كلفتني إسبوعان لإيجاد حجارة الاسود الصغيرة أبقيتها على رف الموقد |
| Deniz Aslanları dalgaların altında inanılmaz dayanıklı avcılar. | TED | فتحت الأمواج يكون أسد البحر صيادًا ذا قوة تحمل مدهشة. |
| Deniz Aslanları istedikleri şeyi toplayacak çevikliğe ve sürate sahip. | Open Subtitles | أُسود البحرتتمتع بخفة الحركة والسرعة التي تحتاجها لاي تجَمْع َ |
| Aslanları seversin sandım. | Open Subtitles | . كنت متأكد أنك ستحب الأسود قدماي العجوزتان متعبتان |
| Aslanları başıboş bırakıyorsun, itibarımı zedeliyorsun sonrada benden iyilik istiyorsun. | Open Subtitles | انك لم تغلق قفص الأسود بإحكام، لقد ألحقت بسمعتي الضرر ، ثم تريد أن أسدى لك معروفاً |
| Bu Aslanları deveyle getirdim. | Open Subtitles | لقد إضطُّرِرتُ لإحضار تلك الأسود بالجِمال |
| Hiç hayvanat bahçesindeki Aslanları seyrettin mi? | Open Subtitles | هل شاهدت في أيّ وقت الأسود في حديقة الحيوان ؟ |
| Sırtlanların birlikte saldırması sonunda Aslanları geri çekilmek zorunda bıraktı. | Open Subtitles | القوة المتحدة للضباع تُجبر الأسود للتراجع أخيراً. |
| Sen olmasan pankek yiyen o Aslanları asla keşfedemezdim. | Open Subtitles | لولاكِ ما كنت سأعرف أن الأسود تأكل البانكيك |
| Ama o zamana dek yeteneklerini kullanmak istersen, Deniz Aslanları'nda yerimiz var. | Open Subtitles | لكن اذا كنت تريدين ان تحافظي على مهارتك حتى ذلك الوقت عليك الانضمام لفريق اسود البحر |
| Aslına bakarsan, Deniz Aslanları'nın antrenmanlarına gideceğim. | Open Subtitles | في الحقيقة انا ذاهبة الى تدريب اسود البحر |
| Şimdi gidip Deniz Aslanları'nla yap bunu. | Open Subtitles | الان دربي فتيات اسود البحر الصغيرات هكذا |
| Eğer en iyi hâliniz buysa, Deniz Aslanları'ndan olmayı yeğlerim. | Open Subtitles | انا افضل ان اكون من اسود البحر اذا كان هذا كل مالديكم |
| 10 yıldır Aslanları ve filleri bir arada... ...yakalamaya çalışıyorduk. Ve bu özel geceye kadar... ...hiçbir şekilde başaramamıştık. | TED | فعلى مدى 10 سنوات حاولنا كثيراً ان نصور احتكاكاً مباشراً بين الاسود والفيلة .. ولم نستطع ذلك حتى ذات ليلة .. |
| Deniz Aslanları bu yırtıcı sürüngenleri kabulleniyor. | Open Subtitles | أسد البحر هذا يقبل هذه السحالي المتتطفلة |
| - Avcı Aslanları saldılar. - Avcı aslan mı? | Open Subtitles | لقد أطلقوا أُسود المطاردة - أُسود المطاردة ؟ |
| Deniz Aslanları, en sevdikleri yemeği bulmak için yarı suda yaşayan çoğu akranından daha derinde avlanır. | TED | للعثور على طعامها المفضل، تصطاد أسود البحر على أعماق أكبر كثيرًا من نظائرها من البرمائيات. |
| Galapagos deniz Aslanları, Kaliforniya deniz aslanlarıyla akrabadır,.. ...buraya Kuzey'den gelirler. | Open Subtitles | أسود بحر غالاباغوس تتعلّق بأسود البحر الكاليفورنية ، جاؤوا هنا من الشمال |
| Güneyde Nehir Aslanları yaşıyor.. | Open Subtitles | في الجنوب تعيش العائلة الملكية المجاورة للوادي |
| Şimdi, Aslanları öldürerek ve sonra giderek ben sana yardım edeceğim, ve sen de gidebilmem için her dediğimi yaparak bana yardım edeceksin. | Open Subtitles | ساساعدك بان اقتل الاسدين ثم ارحل وانت تساعدنى بتنفيذ ما اقول كى ارحل .. |
| Bastır, Deniz Aslanları! | Open Subtitles | هيا يااسود البحر |
| Avantajı ele geçirip Aslanları kargaşaya zorluyorlar, güvenlerini yok edip onları darmadağın ettiler. | Open Subtitles | يستغلون فوزهم ويُجبرون اللبؤات على التشتت يُحطمون ثقتهم ويبعثرونها في مهبِّ الريح. |