İnsan olmayan atalarınızın yapamadığı bir şeyi yapabilirsiniz. | TED | أنت قادر على شيء لم يقدر عليه أسلافك غير البشريين. |
Bütün şehre yarın atalarınızın tapınağında... dövüşecekleri ilan edildi. | Open Subtitles | المدينة بأكملها تم إبلاغها أنهما سيتقاتلان غدا في معبد أسلافك |
Bacaklarınızın arasındaki pislik katlarından, atalarınızın çürüyen leş tadını alabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني تذوق رائحة كريهة من أسلافكم المتعفنة في طياتْ القذارة بين أرجلكم! |
atalarınızın toprağı. | Open Subtitles | أسلافكم. |
Size yapmak üzere olduğumuz şey babalarınıza, onların babalarına ve atalarınızın hepsine yapıldı. | Open Subtitles | ما نحن على وشك فعله بكم، حدث لآبائكم، وأبائهم من قبلهم وكل أجدادكم |
O sizin köle atalarınızın özgürlük belgesi. | Open Subtitles | إنها تذكرة حرية أجدادكم من العبودية |
Sorun şu ki, atalarınızın öfkeyle başa çıkma yolları, fiziksel olarak dövüşmeleri artık makul ya da uygun değil. | TED | والمشكلة أن الشيء الذي فعله أجدادك للتعامل مع غضبهم للقتال الجسدي، لم يعد هنالك شيء منطقي أو مناسب. |
Yine de şu çok açık ki atalarınızın kitlesel yok oluş boyunca hayatta kalması ve sonraki süreçteki tepkileri sizi bugün olduğunuz kişi yaptı. | TED | ومع ذلك، فهذا واضح حقاً أن أسلافنا عاشوا خلال الانقراض الجماعي، ولتصديهم بعد وقوع الكارثة جعلنا ما نحن عليه اليوم. |
Yeni sallar inşa edip, atalarınızın izinde yola koyulabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكَ أن تبني طوّافـات جديدة والترحّم على روح أسلافك |
Birleşik Devletler'de posta ile ölüm tehdidi yollamak ağır bir suçtur. Cinayet de öyle. Ya da atalarınızın dediği gibi... | Open Subtitles | وكذلك القتل، أو كما يُحبّ أسلافك أن يدعوها، التضحيّة البشريّة. |
atalarınızın bir cadı olduğuna inanmıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد بأن أسلافك كانوا سحَرة، أليس كذلك؟ |
Hepsi, bugün varolan bu karmaşık fizyolojik deneyimler modelinin bir parçası çünkü atalarınızın acımasız ve affedilmeyen doğa güçleriyle başa çıkmasına yardımcı oldular. | TED | هذا كله من هذا النموذج المعقد للتجربة الفيسيولوجية الموجودة اليوم لأنها ساعدت أسلافك للتعامل مع قوى الطبيعة المتوحشة التي لا ترحم. |
atalarınızın bize verdiği isimlerle onurlandırıldık. | Open Subtitles | نحن مشرفون بأسماء أعطوها لنا أسلافك |
atalarınızın topraklarının. | Open Subtitles | أرض أسلافكم |
Bu şey atalarınızın buraya neden bir ev inşa ettiğini açıklayabilir. | Open Subtitles | -أتبحثون عن مكان آمن؟ هذا الشيئ قد يفسر لماذا بنى أجدادكم هذا المنزل هنا |
Öyleyse burası, uzak atalarınızın geldiği yer olabilir. | Open Subtitles | اذا قد يكون هذا المكان الذي جاء منه أجدادك البعيدون. |
Köklerimize geri dönüp... atalarınızın öğretisini dinleyin... ve tekrar uyum içinde yaşayın. | Open Subtitles | "عودوا إلى بداياتنا" "إستمعوا إلى حكم أسلافنا" "و عيشوا مجددًا في وئامٍ" |