"ateşte" - Translation from Turkish to Arabic

    • النار
        
    • النيران
        
    • نار
        
    • بالنار
        
    • المدخّن
        
    • نارٍ
        
    • السوّي
        
    Florida'da gibi hissediyorken ateşte kestane kavurmayı kim ister ki? Open Subtitles من يريد كستناء محمص وعندما يفتح النار كأنه في فلوريدا؟
    Chuck görürse önce o ateş eder ve çapraz ateşte kalmak istemiyorum. Open Subtitles أذا شاهدك تشاك سيبدأ هو بإطلاق النار ولن اكون في مرمى نيرانكم
    Bir yamyamı kafanızda canlandırın, insan derisine batan insan dişleri, ateşte kavrulan insan eti. TED تصور أكل للحوم البشر, أسنان بشر في جلد بشر لحم بشري يحمص على النار
    Leary ateş ederse, çapraz ateşte kalarak biz ölebiliriz. Open Subtitles أن أمكن لـ ليري اطلاق النار قد نُقتل في النيران المتقاطعة.
    Annen bunu bir türlü öğrenemedi, şimdi ebedi ateşte yanıyor. Open Subtitles أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية
    Tabi ki Avrupalılar tostu tavada yaparken, ve çoğu öğrenci ateşte yapar. TED بينما يقوم الكثير من الأوروبيين بتسخين الخبز بالمقلاة، بالطبع، ويحمّص الكثير من الطلاب الخبز بالنار.
    ateşte yanmayan tek şey yeşil bir avokado dalıydı. TED وكان الشيء الوحيد الذي لم يُحرق في النار هو فرع أفوكادو أخضر.
    Bu kutsal ateşte, atalarımızın ruhları kabile reisi aracılığıyla konuşur ve bize, suyun nereden alınacağını, otlakların nerede olduğunu ve nereye gidip avlanılacağını tavsiye eder. TED وعند هذه النار المقدسة، روح أسلافنا تتحدث عبر الزعيم وترشدنا إلى مكان الماء، أين نجد المرعى، وإلى أين نذهب ونصيد.
    Herhalde insan kardeşlerine ateş yakmayı öğretti diye, o ateşte yakmışlardır onu. Open Subtitles ربما أحرقت النار يده ولكنه علم أخوته أن يضيئوا النور
    ateşte kahvemiz var. - Biraz ister misiniz? Open Subtitles لدينا قهوة على النار هل تريدون بعضا منها ؟
    Charlie, ateş etmeyin! Ç ocuklar çapraz ateşte kaldı! Open Subtitles شارلى , لا تطلق النار الفتيان موجودون بمجال إطلاق النار
    Duyar duymaz çağrısını denizde, ateşte, yerde, havada ne kadar ruh varsa başıboş gezen bir koşu gidermiş yerlerine. Open Subtitles يوقظ اله النهار وهذا النذير سواء اكان مسراه فى البحار او فى النار اوفي الارض او الجو يجعل الارواح تعود الى مستقرها
    Ayrıca şoförünü de çapraz ateşte vurmak istemezsin, değil mi? Open Subtitles بجانب ذلك ، لا تريد أن تطلق النار بالتقاطع مع سائقك ؟
    Açılan ilk ateşte bir güvenlik görevlisi ölmüş. Open Subtitles لدينا رجل حراسة ميت من اطلاق النار الاول
    Çapraz ateşte kalırlar. Open Subtitles سيُقتلون فى تبادل النيران يوجد مخرج طوارئ , عند البوابة الجنوبية رقم 12
    Çapraz ateşte o korumaları halletme şansımız daha yüksek. Open Subtitles سنحصل على فرصة أفضل لتجاوز الحراس خلال إطلاق النيران
    Yoksa seni maşaya batırıp ateşte kızartmasını bilirim. Open Subtitles من الحافه للأخري , وإلا سأضعك علي عصا لتلتهمك تلك النيران
    Annen bunu bir türlü öğrenemedi, şimdi ebedi ateşte yanıyor. Open Subtitles أمك لم تتعلم ذلك والآن هي تُحرق في نار أبدية
    - Her şey hazır, hanımefendi. Çorba ve balık turtası ateşte. Open Subtitles كل شيء مُحضر يا سيدتي، الحسـاء ويخنة السمك يطبخان على نار هادئة
    Magua'nın ölü çocuklarına karşılık Munro'nun esmer çocuğu ateşte yanacak. Open Subtitles الإبنة ذات الشعر الداكن لـ مونرو ستحرق بالنار مقابل وفاة أطفال ماجوا
    Kısık ateşte pişmiş domuz pirzolası. Open Subtitles اللحم المفروم المدخّن
    Berduşlar açık ateşte yemek yapıyormuş. Open Subtitles المالكون يطبخون على نارٍ مكشوفة.
    A la Grenoble'in ağır ateşte pişmiş beyincikleri. Open Subtitles آ لا غرونوبل) المخيخ السوّي) يبدو ذلك باهظاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more