Siz de biliyorsunuz ki sıradaki atlıyı bulmak için Elçiler bize lazım. | Open Subtitles | كما تعلمون، أنا أفعل ذلك إننا بحاجة للرسل للعثور على الفارس المقبل. |
Şimdi tek yapabileceğimiz şey, bir dahaki atlıyı bulup, onu durdurmak. | Open Subtitles | كل ما يمكننا فعله الآن هو العثور على الفارس القادم، وإيقافه |
atlıyı tuzağa düşürdükten sonra sana ne öğretmiştim? | Open Subtitles | بعدما حجزنا الفارس ما الذّي لقّنتُكَ إيّاه ؟ |
Alınma ama son zamanlardaki görülerin herhangi bir atlıyı bulmaya yönelik değilde kişisel hayatınla ilgili gibi. | Open Subtitles | بدون إهانة، ولكن أحدث رؤياك بدت وكأنها تخص حياتك الشخصية أكثر بدلاً من إيجاد الفارس |
Bu mühür Banneker tarafından yapılmış ve atlıyı engelleyebiliyorsa kimbilir söylemediği orada başka neleri vardır? | Open Subtitles | اذا , اذا كان هذا وارد تم بناؤه من قبل بينيكر ولها قدرة على ردع الفارس ماذا كان في هذه الترسانة ؟ |
Ve J sokağını kullanarak atlıyı yakalarsa o zaman Atlı'yla pazarlık edecek güce sahip olacağız. | Open Subtitles | اذا كان يمكنه استخدام شارع ي لاعتراض الفارس اننا سوف نكون قادرين على المساومة من موقع القوة |
- Öyle ama hiçbiri atlıyı durduramaz belki yavaşlatabilir. | Open Subtitles | حسنا , لا شيئ من هذا سيوقف الفارس لكن قد يبطئه |
Hadi ama vaiz bey. atlıyı durdurduk. | Open Subtitles | هيّا أيها الوعظ لقد أوقفنا الفارس |
Hayalet atlıyı şu noktaya çekeceğiz. | Open Subtitles | مما سيجذب الفارس الشبح إلى هذه البقعة. |
Ama Katrina ikinci atlıyı durdurabilecek tek kişi. | Open Subtitles | ولكن (كاترينا) هي الوحيدة القادرة على إيقاف الفارس الثاني. |
atlıyı kontrol altında tutmakta baya işe yaramıştı. | Open Subtitles | في أبقاء سجن الفارس |
Sıradaki atlıyı bulmak için California'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب إلى (كاليفورنيا) للعثور على الفارس التالي |
- Şaka yapıyorsun herhalde. - Sıradaki atlıyı gördün mü? | Open Subtitles | لابد أنك تمزح - هل رأيت الفارس التالي؟ |
Rose bir sonraki atlıyı buluncaya dek hiç bir şey durduramaz onu. | Open Subtitles | لن تتوقف (روز) أبداً حتى تجد الفارس التالي |
Corey partide bir hayalet atlıyı görünür yaptığında, başka bir tane daha gelmişti. | Open Subtitles | حين قام (كوري) بجعل الفارس الشبح مرئيًا في الحفلة ظهر واحد آخر. |