Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? | Open Subtitles | ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟ |
Burası Breakers, Newport, Rhode Island. Atlantik'e nazır dev muhteşem konak. | Open Subtitles | قصر كبير غاية في الروعة و الجمال يطل على المحيط الأطلسي |
Kuzey Atlantik'te gemisi torpillendi ve 25 gününü bir salın üzerinde geçirdi. | Open Subtitles | رجل أصيبت سفينته بطوربيد و يقضى 25 يوما على طوف بشمال الأطلنطى |
Bu durumda Atlantik Ticaret Bankası, yüzme havuzunun güvenliğini sağlamadan ve çocuklar için bir tehlike oluşturmadığından emin olmalıdır. | Open Subtitles | وفي هذا الحالة المالك هو بنك أتلانتك التجاري أن يؤمن سلامة المسبح وأن يضمن ألا يكون خطرًا على الأطفال |
O yüzden Atlantik City'e yalnız uçmanı istiyorum ve seninle orada buluşacağım. | Open Subtitles | لذلك أريدك أن تسافري لمدينة أتلانتيك بمفردك وعند رجوعي سأقابلكِ في المطار |
Önündeki ufak bot ise, 80 yıl sonra Kristof Kolomb'un içinde Atlantik'i geçtiği gemi. | TED | والقارب الصغير أمامها هو الذي صنع بعد 80 عام والذي ابحر فيه كريستوفر كولومبوس عبر الاطلنطي |
Klanımdan birisi. Kuzeydoğu Atlantik sürüsünden uzak bir akrabam oluyor. | Open Subtitles | إنّه من عشيرتي، نسيب بعيد من قطيع شمال الأطلسيّ. |
Hat gitti, efendim. Atlantik'te iki tane daha gemi var. | Open Subtitles | أنقطع الخط يا سيدي رصد جسمان آخران فوق المحيط الأطلنطي |
Güney Atlantik'te bir yere yönlendirilmiş beş milyon dolarlık bir füzenin | Open Subtitles | تساوى القذيفة خمسة مليون دولار متجهة نحو بقعة فى جنوب الأطلسى |
Artan sicaklik, Atlantik istakozunun uzun bir yolculuga baslamasi icin bir isarettir. | Open Subtitles | دفء المياه هو ما تحتاجه جرادات البحر الأطلسية لكي تبدأ رحلتها الطويلة. |
Genellikle, 16 yaşına gelene dek Atlantik'i tek başımıza geçmeyiz. | Open Subtitles | بالعادة، إننا لا نعبر المحيط الأطلسي لوحدنا حتى سن 16. |
Atlantik'ten gelen hava cephesi sağanak yağışı da sürüklemeye devam ediyor. | Open Subtitles | تستمر موجة التقلبات الجويّة هذه من المحيط الأطلسي بجلب أمطار غزيرة |
Bu sayı Atlantik denizi üzerinden Afrika'dan getirilen kölelerin sayısının iki katı | TED | وهذا ضعف عدد الأشخاص الذين تم أخذهم من أفريقيا خلال فترة تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي بأكملها. |
Atlantik Benekli Yunusları, birkaç nedenden dolayı çalışılmaya çok uygun bir türdür. | TED | فدلافين المحيط الأطلسي المرقطة هي كائنات لطيفة فعلاً للعمل معها، وذلك لعدة أسباب |
Ayrıca, zamanlamam da pek harika sayılmazdı. Benim Atlantik'i geçtiğim 2005 yılı, Katrina kasırgasının yılıydı. | TED | وكان التوقيت غير ملائم أيضاً فى عام 2005 عندما عبرت الأطلنطى كان ذلك عام إعصار كاترينا |
Kuzey Atlantik'teki tropik fırtınalar kayıtların başlangıcından beri hiç bu kadar fazla görülmemişti. | TED | وكان هناك كثير من العواصف المدارية فى شمال الأطلنطى أكثر مما سبق , منذ بدأ عمليات التسجيل الجوية |
Atlantik Ticaretinden 15 milyonla çıkmak acı vermez mi? | Open Subtitles | سينفعنا كثيرًا إن دخلنا ومعنا 15 مليونًا من بنك أتلانتك التجاري |
Ve 1945 yılında, “Atlantik Monthly” dergisinde bir makale yayınladı. | TED | وفي 1945، نشر مقالا في مجلة تُدعى أتلانتيك مانثلي. |
Ama Lindbergh Atlantik'i geçtiği zaman yükü de bir kişi ve biraz yakıt için anca yeterliydi. | TED | ولكن عندما قطع لندبيرغ الاطلنطي كان حمل طائرته مناسب فقط لشخص واحد وقليل من الوقود |
Biz biraz daha spesifik almak gerekir. Onlar Atlantik Okyanusu vurmadan önce. | Open Subtitles | علينا أن نكون أكثر دقّة قليلًا قبل بلوغهم المحيط الأطلسيّ. |
Atlantik'in diğer tarafında bir zamanlar bizim bir kolonimiz vardı. | Open Subtitles | وعبر المحيط الأطلنطي تقبع مستعمرة كانت يوماً ما ملكاً لنا، |
Eğer gemilerimi Atlantik'e gönderirlerse Özel Görev Kuvveti olarak nasıl savaşacağım? | Open Subtitles | الآن، أى جحيم تفترض لمحاربة لجنة العمل إذا هم أرسلوا مدمراتى وطراداتى إلى الأطلسى ؟ |
Bunlardan biri, Atlantik Mavi Yüzgeçli Orkinos'un nesli neredeyse tükenmek üzere. | Open Subtitles | واحد من المتبقين من هؤلاء، التونة الأطلسية |
- Atlantik'in bu tarafındaki tabii ki. | Open Subtitles | فى مكان ما عبر المحيط الاطلسى , انا متأكدة |
Sayın Büyükelçi, Atlantik sahilindeki Calderon Vilas deniz üssündeki keşif aracından ilk görüntüler geldi. | Open Subtitles | أيتها السفيرةأول ضرر حدث في شاطئ أتلانتا |
Sadece arkadaşım Lucia ile öğle yemeği için Atlantik Izgarada buluş. | Open Subtitles | فقط قابل صديقتي " لوشيا " على الغداء في مطعم اتلانتك جريل ودع الاقدار تلعب الدور الباقي |
Atlantik City deyiz, ve daha zamanım dolmadı. | Open Subtitles | (نحن في (أطلانتيك سيتي و لم ينتهي وقتي بعد |
Amacına göre çalışıyor Atlantik'in bu tarafında banka yatırımcılığı yapıyor. | Open Subtitles | لهذا يمكنه الإستمرار في هراء الإستثمار هذا في هذا الجانب من أطلنطا |
Fritz Hermann Virginian gemisine hoşgeldiniz der, ve Atlantik Caz Orkestrasıyla size eğlenceli akşamlar diler! | Open Subtitles | بيل دوجلاس يرحب بكم على متن الباخرة فيرجنيان ويتمنى لكم قضاء ليلة سعيدة مع فرقة جاز المحيط الاطلنطى |