"atlatmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • تجاوز
        
    • تخطي
        
    • التغلب
        
    • ننجوا
        
    • لتخطي
        
    • للتغلب
        
    • لتجاوز
        
    • تضييعه
        
    Kavgacılar, mizahın zor zamanları atlatmak ve gülmenin bakış açısını değiştirmek için faydalı olduğunu bilirler. TED المشتبكون يدركون أن الدعابة تساعدك على تجاوز الأوقات الصعبة، والضحك يساعدك على تغيير وجهة نظرك.
    Eğer bu günü atlatmak istiyorsak, size sakin olmanızı tavsiye ediyorum, efendim. Open Subtitles أنصحك أن تهدأ سيدي إذا أردنا تجاوز هذا اليوم
    İstediğim, sadece bu işi atlatmak ve her şeyin normale dönmesini sağlamak. Open Subtitles أنا أريد تخطي هذا فقط وكل شيء يعود لطبيعته
    Suçlu olsaydım ve yalan makinesini atlatmak isteseydim, bu hiç de zor olmazdı. Open Subtitles إذا كنت مذنبه و أردت التغلب على هذه الآله فلن يكون هذا صعبا
    Eğer bu geceyi atlatmak istiyorsak, hepimiz birbirimize güveneceğiz. Open Subtitles ...لابد أن نثق فى بعضنا البعض إن كنا نريد أن ننجوا هذه الليلة
    Bu hafif küçük sırt sıvazlama en zor kısmı atlatmak için tam aradığım şeydi. Open Subtitles هذا التشجيع كان ما إحتجته تمامـًا لتخطي هذه الجزئية الصعبة
    Bunu atlatmak istiyorsak, hayvan olmak az bile kalıyor. Open Subtitles علينا أن نكون أكثر من مجرد حيوانات للتغلب على هذا
    Çünkü berbat bir şey oldu ve atlatmak için bizim yardımımızı istemedi. Open Subtitles ﻷن شيئا مريعا حدث و هي لا تقبل مساعدتنا لتجاوز تلك المحنة
    Yok, onu atlatmak bebek işi. Open Subtitles لا، يسهل تضييعه
    Sen ve ben bunu atlatmak istiyorsak onları yakalamaları için dua etmeliyiz. Open Subtitles اذا كنا نريد تجاوز هذا الامر احياء علينا الصلاة لكي يمسكوه
    - Atlatmanın tek yolu atlatmak. Open Subtitles . و الطريقة الوحيدة لتجاوز هذا الأمر هو تجاوز هذا الأمر
    Bunları atlatmak için dandik bir hapa ihtiyacım yok. Open Subtitles لا احتاج لبعض الحبوب الغبية لتساعدني على تجاوز كل هذا
    Tek yapmamız gereken önümüzdeki birkaç günü çatlak eski karımla atlatmak. Open Subtitles جلّ ما علينا القيام به هُو تجاوز الأيّام القليلة المُقبلة مع زوجتي السابقة المجنونة.
    Sadece bu haftayı atlatmak ve mezuniyetin tadını çıkarmak istiyorum. Open Subtitles كل ما أريد فعله هو تخطي هذا الأسبوع ومحاولة الأستمتاع بالتخرج.
    Bu tür bir olayı atlatmak çok zor olmalı. Olan oldu artık. Open Subtitles لابد وأنه من الصعب تخطي أمر كهذا - إنه ما هو عليه، تعرفين -
    Ama Gürcistan her zaman yoluna devam edecek ve bunu atlatmak için her şeyi yapacağıma söz veriyorum. Open Subtitles "وأعد بأنني سأفعلُ كل شيء لمساعدتنا في تخطي ذلك"
    Bu durumu atlatmak istiyorsanız bunu kendinize sık sık hatırlatmanız lazım. TED وإذا كنتم ترغبون في التغلب عليهم، عليكم تذكير أنفسكم بذلك، مرارًا وتكرارًا.
    Yöntemi şuydu... Ağlama krizini en çabuk ve en gizli şekilde atlatmak. Open Subtitles كان هدفها هو التغلب على الأزمة بأسرع ما يمكن و على أكبر قدر من السرية
    Eğer bu geceyi atlatmak istiyorsak, hepimiz birbirimize güveneceğiz. Open Subtitles ...لابد أن نثق فى بعضنا البعض إن كنا نريد أن ننجوا هذه الليلة
    Bunu birlikte atlatmak zorundayız. Open Subtitles علينا أن ننجوا معاً
    Kim birine bebeğinin ölümünü atlatmak için oyuncak bebek edinmesini önerir ki? Open Subtitles لتُخبر شخص ما أن يستخدم دُمية لتخطي موت طفله؟
    Whitney bunu atlatmak için zamana ihtiyacım var dedi. Open Subtitles قالت أنها بحاجة لبعض الوقت لتخطي الخسارة
    Evet, hepimizin bildiği üzere çatışma içinde bulunmanın verdiği yaygın sonuçları atlatmak için ilaç tedavisi uyguladığımı biliyoruz. Open Subtitles نعم، حسنا، اه، نعلم جميعا أنني أخذ الخطوات المقررة للتغلب على القضايا المشتركة جدا الناجمة عن الحالات القتالية.
    Üç yıl önce karısını ve oğlunu trafik kazasında kaybetti. Bunu atlatmak zaman alır. Open Subtitles لقد فقد زوجته وثلاثة من أبنائه فى حادث سيارة قبل ثلاثة أعوام وهذا يتطلب وقتاً لتجاوز ذلك
    Yok, onu atlatmak bebek işi. Open Subtitles لا، يسهل تضييعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more