| Orada, kendilerini bölgenin her yerindeki yerleşik güçler arasında yaşanan karışık bir çatışmanın içine attılar. | TED | ألقوا أنفسهم هناك وسط جملة كبيرة من الصراعات المتشابكة بين القوى القائمة في جميع أرجاء المنطقة. |
| Adelaide'ye geldik, küçük bir yerdi. Bizi Adelaide'ye attılar. | TED | ذهبنا الى أديليد و هي مكان صغير، حيث ألقوا بنا هناك وهذا حرفيا كل ما أستطيع قوله. |
| Bir keresinde, babaları bakmıyorken ona taş attılar. | Open Subtitles | مرة, عندما لم يكن العجوز منتبهاَ رموا حجراَ عليها |
| - Cinsel içerikli mesajlaşmanıza da mı geçmiş tarihi attılar? | Open Subtitles | هل وضعوا تاريخاً سابقاً على شكوى مراسلاتك الجنسية أيضاً؟ ماذا؟ |
| Cesetten kurtulmak için onu buraya kadar taşıyıp daha sonra suya attılar. | Open Subtitles | لكنهم أخدوا الجثة وقاموا بحملها الى هذا المكان ثم رموها في المياه |
| Sonra da koğuşlara gözyaşı bombası attılar. Çatı kirişlerinde saklanıyorsa çıksın diye. | Open Subtitles | ثم ألقوا بالقنابل المثيره للدموع على الثكنه |
| İçimizden bazıları kendilerini, canlı canlı çukurun içine attılar. | Open Subtitles | البعض من مجموعتنا ألقوا بأنفسهم داخل الحفرة أحياء |
| - Bir kere ona bir top attılar. O da ayağında sürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لقد ألقوا له بالكرة مرة حاول أن يربت عليها مرارا |
| -Kimse dinlemedi, bize sosisli attılar. | Open Subtitles | لا احد كان يستمع لقد رموا نقانق مقلية علينا |
| Üstümüze sosisli sandviçlerden attılar. -Onlara kömür ocağından bahsettin mi? | Open Subtitles | لا احد كان يستمع لقد رموا نقانق مقلية علينا |
| Cesedini yol ortasına attılar. | Open Subtitles | رموا جثّته على الطريق وعملوا تقريرا مزيفا |
| - Cinsel içerikli mesajlaşmanıza da mı geçmiş tarihi attılar? | Open Subtitles | هل وضعوا تاريخاً سابقاً على شكوى مراسلاتك الجنسية أيضاً؟ ماذا؟ |
| Ardından annesi onu korumaya çalıştığında onu kodese attılar. | Open Subtitles | و عندما حاولت أمه حمايته رموها فى الحبس |
| Sokağa attılar çünkü bu bu lanetlenmiş, farklı bir kız evlada sahip olmaktan daha kolaydı. | Open Subtitles | تخلصوا مني لأن هذا أسهل من أن يكون لهم إبنه مختلفه طفله أصابتها لعنه |
| Bizi başka yere, Meksikalıların mahallesine attılar. | Open Subtitles | ورموا بنا في الحلي الخطأ حيث يجتمع البيض |
| Sonra Yunus Peygamber'i denize attılar kuduran deniz sakinleşti. | Open Subtitles | حينها أخذوا يونس ورموه خارج السفينة والبحر الثائر بدأ بالهدوء |
| Vücudunu paramparça ettiler ve parçalarını nehre attılar. | Open Subtitles | امام مرأى عائلته , قطعوا جسده إلى اجزاء ورموها في البحر |
| Kreelonlar evrenin aciz yaratıklarıdır. Kar topu mu attılar? | Open Subtitles | .إنهم حثالة المجتمع ،إنهم يرمون بكرات الثلج |
| Dört kişi geldi, pantolonumdan tuttukları gibi dışarı attılar, bir atın önüne. | Open Subtitles | أربعة رجال أمسكوا بي من بنطالي... ورموني بالخارج، على صهوة حصان... |
| Bebeğin kafasını görüldüğünde onu söküp aldılar ve alevlerin içine attılar. | Open Subtitles | عندما ظهرت رأس الطفل أخيراً أخرجوه منها وألقوا به في النيران |
| Kendilerini kurtarmak için suçu sana attılar. | Open Subtitles | إنهم يقومون بإلقاء اللومِ عليك ليتمكنوا من الهروب |
| Polisler bana yardım etmek yerine beni bir hayvan gibi, bu küçük, ufacık hücreye attılar. | TED | وبدلاً من أن يقوم الشرطي ،بمساعدتي ، رموني بزنزانة صغيرة ، كالحيوان |
| - Romalılar kafasını kesip, nehre attılar. | Open Subtitles | الرومان قطعّوه ، و رموه في النهر |
| Sonra onu bagaja attılar... ve çekip gittiler. | Open Subtitles | قذفوا بها في صندوق السيارة ثمّ انطلقوا بعيداً |