"austin'i" - Translation from Turkish to Arabic

    • أوستن
        
    Ve sonra bize yapacağı son şey bile olsa Austin'i Senden çalacağını söyledi Open Subtitles ومن ثم قالت لنا أنها ستأخذ أوستن منك ولن تتنازل عن ذلك أبداً
    Austin'i McDonald's a götürdüm Open Subtitles أنا فقط أَخذتُ أوستن أَنْ يُصبحَ ماكدونالد.
    Eddie, Austin'i satmayacaklar. Open Subtitles انهم لا يبيعون أوستن. حصلت عليه؟
    Miss Austin'i kimin öldürmek istediğiyle ilgili bir fikriniz var mı? Open Subtitles هل لديك أي فكرة عمن يريد قتل الآنسة "أوستن" ؟
    Küçük bir ölçü bile Celia Austin'i öldürebilirdi. Open Subtitles "لقد تكفلت كمية صغيرة منه بقتل "سيليا أوستن
    Yani bu Celia Austin'i öldüren zehirden daha mı önemli? Open Subtitles و هذا هو أهم من السم الذي قتل "سيليا أوستن" ؟
    Hayır, ama Austin'i bu yüzden seviyorum küçük bir kasaba olduğu için. Open Subtitles "لا ولكن هذا ما أحبه بشأن "أوستن إنها صغيرة جدا
    Badigard Austin'i arka tarafa çıkarken görmüş. Burada sigara içmeyi sever. Open Subtitles حارس الملهى رأء أوستن تخرج للخلف
    Ya da üçüncüsü, Austin'i öldürdü ve ortadan kayboldu. Open Subtitles أو ثالثاً : قتلت (أوستن) وهربت من مسرح الحادثة
    Demek Abby ile Austin kavga ettiler sonra da Abby Austin'i aynı gece öldürdü diyorsun? Open Subtitles إذن (آبي) و(أوستن) يتشاجران ، ولاحقاً بنفس الليلة ، تقوم بقتله؟
    Bak, işleri batırmış olabilirim ama Austin'i ben öldürmedim. Open Subtitles أنظر ، أعلم أنني أسأتُ التصرّف ولكنني لم أقتل (أوستن)
    Austin'i burnumun dibine soktun. Open Subtitles أنت تقودين (أوستن) في الأرجاء كما تريدين،
    Ben Austin'i sonra görürüm. Open Subtitles بعمل مايتعلق بعيد الميلاد سويا. سأرى (أوستن) لاحقا.
    Austin'i biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف أوستن ؟
    Planımdaki ilk adım Austin'i daha iyi hissettirecek. Open Subtitles الخطوة الأولى في خطتي أن أجعل (أوستن) يشعر بشكل أفضل.
    Austin'i bu durumdan haberdar ettik ve sonuç olarak Kaliforniya Devleti'ne savaş açmış bulunmaktadırlar. Open Subtitles لقدْ أخطرنا الحكومة في (أوستن) و كرد فعل على ذلك أعلنوا الحرب على دولة (كاليفورنيا)
    Austin'e gidemiyorsan, Austin'i sana getiririz. Open Subtitles لا يمكننا أخذكَ إلى (أوستن), لذا جلبنا (أوستن) إليكَ
    Austin'i önce ben buldum. Open Subtitles وصلت إلى أوستن أولا.
    Austin'i severim. Arkadaşlarım var. Ama çok da sırlarım var. Open Subtitles أحببت (أوستن)، كان لدي أصدقاء، لكن كانت لدي أسرار كثيرة أيضًا.
    Fakat ben Austin'i seviyorum. Yollarımız ayrılsın istemiyorum. Open Subtitles لكن أنا أحب (أوستن) لا أريد المضي قدماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more