| Özellikle de burada önlerinde durduğumuz sürece bir avantajımız olmayacak. | Open Subtitles | خاصة إذا وقفنا هنا بالخارج أمامهم هذا يبدو وأنه لن يكون لدّينا أيّة ميزة |
| Ne zaman avantajımız olduğunu düşünsek Amon hep bizi alt etti. | Open Subtitles | كل وقت نفكر فيه نمتلك ميزة . آمون تغلب علينا |
| Arada bir büyük bir değişiklik olduğunda, bizim yedi saniyelik bir avantajımız oluyor. | Open Subtitles | في كلّ فترة يحدث تغيّر ضخم ونحن نملك أفضلية الـ 7 ثواني |
| İç saha avantajımız var. Bunun bir anlamı yok mu? | Open Subtitles | أفضلية اللعب على الأرض هذا لا يعني أي شيء؟ |
| Şu anda tek avantajımız peşinde kimsenin olmadığını düşünmesi. | Open Subtitles | أفضليتنا الوحيدة أن يظن هذا الشخص أن لا أحد يلاحقه |
| Elimizde,önerdiğin savaşta dövüşecek, ne askeri güç ne de mühimmat var, bölge avantajımız olsa da. | Open Subtitles | لا نملك القوى المسحلة ولا الذخيرة للمحاربة في هذا النوع من المعركة حتى لو كانت التضاريس في صالحنا |
| İlk biz saldırmalıyız, ve bunu şimdi yapmalıyız.. ..hala bir avantajımız varken. | Open Subtitles | علينا المهاجمة أولًا وفورًا، طالما ما زالت لدينا الأفضلية. |
| Tek avantajımız onu bulduğumuzu bilmemesi. | Open Subtitles | إيجابيتنا الوحيدة ، هو أنّه لا يعمل أننا وجدناها |
| Çok büyük bir avantajımız var. Halk benden nefret edebilir, Clayton West kar ettiği sürece benim hissedarlarımın umurunda olmaz. | Open Subtitles | نحن نملك ميزة واحدة، الرأي العام يمكنه أن يكرهني، لكن طالما كلايتون ويست |
| Teknolojik avantajımız olmadan Espheni'nin kontra vuruş fikrinden bir farkı yok. | Open Subtitles | بدون ميزة التكنولوجية، هذه هي فكره الاشفيني بهجوم معاكس |
| Birazcık alıştırmadan sonra bunu yapabilmek bir insan için çok kolay. Ancak yere basan iki ayak ve iyi iş gören iki elimizi kullanma avantajımız var. | TED | مع قليل من التدريب، من السهل جدا على إنسان القيام بهذا، لكننا لدينا ميزة التوفر على قدمين على الأرض واستخدام يدين متعددتي الاستعمالات. |
| - En azından avantajımız var. | Open Subtitles | ــ علي الأقل لدينا ميزة واحدة ــ ماذا ؟ |
| Size karşı inanılmaz derecede büyük bir taktik avantajımız var. | Open Subtitles | لدينا ميزة تكتيكية نتفوق بها عليكم |
| İç saha avantajımız var. Bunun bir anlamı yok mu? | Open Subtitles | أفضلية اللعب على الأرض هذا لا يعني أي شيء؟ |
| Taktiksel avantajımız var. Yapacakları her hamleyi biliyorum. | Open Subtitles | إنها أفضلية تكتيكية فأنا أعرف كل حركة قد يتخذونها |
| Bir avantajımız var. Onlar bizi hafife alacak. | Open Subtitles | حسنٌ, لدينا أفضلية واحدة, وهي إنّهم سيظنوننا أقل قدرة منهم |
| Şu anda bizim tek avantajımız kim olduğumuzu bilmeyecek olması. | Open Subtitles | أفضليتنا الوحيدة هي, أننا الوحيدون الذين نعرف من نكون |
| En iyi avantajımız, denizde kaybolduğuna inandığımızı sanmaları. | Open Subtitles | أفضليتنا الفضلى هي أن يحسبوك ضعت في البحر. |
| Tek avantajımız Henry'nin geldiğimizi bilmiyor olmasıydı. | Open Subtitles | كانت أفضليتنا الوحيدة بأن "هنري" لم يكن على علم بوجودنا |
| Sayı bizim en üstün avantajımız. | Open Subtitles | الفرص إلى صالحنا |
| Rüzgarlara hükmediyor, ama avantajımız var. | Open Subtitles | إنه يأمر الرياح ولكن لنا الأفضلية |
| Tek avantajımız onu bulduğumuzu bilmemesi. | Open Subtitles | إيجابيتنا الوحيدة ، هو أنّه لا يعمل أننا وجدناها |
| Ama bir avantajımız var: | Open Subtitles | ولكننا متفوقين عليهم فى شئ واحد |