"avantajlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ميزة
        
    • الأفضلية
        
    • أفضلية
        
    • الميزة
        
    • الأفضليّة
        
    • الافضلية
        
    • وسيلةُ
        
    Sahada iki atış hakkı, Afrikalı Amerikalı erkeklerin ve beyaz kadınların tek atış hakkına göre daha avantajlı olmalıydı. TED ستكون لديها ميزة وجود وسيلتين لكسب القضية، بينما الرجال الأمريكيون من أصل إفريقي والنساء البيضاء يمتلكون وسيلة واحدة.
    Haklısın, bugün ayın 15'i, ama diğerlerinden daha avantajlı değilsin. Open Subtitles انت على حق انه الخامس عشر ولكن لم تعد لديك ميزة التقدم على الآخرين
    Bir şirket ve iş bazı faaliyetlerde avantajlı olabilir, ancak diğerlerinde dezavantajlı olabilir. TED يمكن لشركة أو مشروع تجاري ما أن تكون له الأفضلية في بعض الأنشطة ولكن له مساوئ في أخرى.
    Böyle bir durumda, bayanlar ve baylar, Ebola’ya benzer bir virüs avantajlı hale gelir. TED في هذه الحالة، سيداتي سادتي، فيروس كالإيبولا يأخذ الأفضلية في الإنتشار.
    Sokakda duruşuna göre avantajlı bir noktada gibi görünüyor, ...ama bina tam köşede. Open Subtitles من مستوى الشارع هنا إنهُ يُعطي أفضلية للرؤية، ولكن البناء في الزاوية أكثر بعض الشيء.
    Öyleyiz ama sinyalleri karıştıranlar bizden daha avantajlı. Open Subtitles نعم كذلك، لكن الأشخاص .. الذين يقومون بتشويش إشارتكم لديهم كل الميزة
    Bu avlanma metodunu uygulayan başka bir canlı türü bilinmiyor. Onları avantajlı kılan da bu. Open Subtitles هذه الدلافين هي وحدها المعروفة بابتكار هذا السلوك في الصيد، وتعطيهم الأفضليّة
    Bunu kendiniz açıklarsanız avantajlı konuma geçersiniz etkisi daha az olur, ...neden bunu ciddiye almanız gerektiğini anladınız sanırım. Open Subtitles عِنْدَكَ الافضلية تبرأ نفسك ويأْخذ البعض اللدغة بعيداً لهذا السبب أنت يَجب أَن تخُذ هذا بجدية
    Müzeni gördüğü zaman avantajlı duruma... - ...geçeceğin kesin. Open Subtitles وسيسيرون المتحف الخاص بك، يبدو انك ميزة خاصة.
    Bence, final masasında avantajlı duruma geçmek için onu, kazanmanın kaybetmekten çok daha büyük bir lanet olduğuna ikna etmek için elinden gelen her şeyi yapardın. Open Subtitles لإقناعهبأنذلكالفوزكانلعنة، أكثر منهنعمة، لتحصلي على ميزة بالطاولة النهائية.
    Anladım... Erken başlayanlar avantajlı oluyor. Open Subtitles أرىَ أن النازلين أوَّلاً عن القارب لديهم ميزة تقدّمية.
    Pekâla, bir soru daha soracağım. Ve bu sefer biraz daha avantajlı olacağım. Open Subtitles إذن ، أريد أن آسألك سؤال آخر وهذه المرة مع ميزة صغيرة
    Daha avantajlı, hem uzun hem besili. Open Subtitles لديها ميزة واضحة من حيث الطول و العرض
    Askeri güçlerin eşit olduğu bir durumda orantılı bir karşılık anlamlı olur. avantajlı bir durumdayız. Open Subtitles الرد المناسب يكون معقولا حينما نكون متساويين ، لكننا نملك الأفضلية هنا
    Sara'nın göğsünde kurşun olmadığı için daha avantajlı konumda. Open Subtitles كما ما أقصده أن سارة تملك الأفضلية بما أنها لم تتلقى رصاصة في صدرها
    Kızlar avantajlı, çünkü birbirleriyle konuşurlar ve kendinizi kandırmayın, penisten söz ederler. Open Subtitles حسناً، الفتيات لديهم الأفضلية لأنّهن يتحدّثن إلى بعضهنّ ولا تخدعوا أنفسكم إنّهن يتحدّثن عن القضيب
    Kurt olarak yeniden hayal edersin ve şimdiden avantajlı bir şekilde başlarsın. Open Subtitles تخيله كذئب فحسب، ولك الأفضلية بالفعل، أتفهمني؟
    Ama bu kadar az yırtıcı karşısında balıklar hala avantajlı. Open Subtitles ولكن مع عدد قليل جداً من المفترسين، لا تزال الأسماك تمتلك الأفضلية.
    Annen müdür olduğu için avantajlı olabilirsin. Open Subtitles ربمـا لديك أفضلية قليلا ، لأن أمـك المديرة
    Beni avantajlı bir duruma sokan birşey söyle. Open Subtitles اذكر لي شيئاً واحداً يمنحني أفضلية.
    Bilmiyorum. Bizden avantajlı olduğunu söylemeliyim. Open Subtitles لا أعلم، ولكن أقول أن له هذه الميزة
    avantajlı olacağımız bir yere. Open Subtitles إلى حيث نمتلك الأفضليّة
    Kimin avantajlı olduğunu anlıyorsunuzdur herhâlde? Open Subtitles أنت تعلم من لدية الافضلية صحيح ؟
    - avantajlı durumda olduğunu sanmasını için. Open Subtitles أجعلهُ يعتقد بأن لديهِ وسيلةُ الضغط. ما الذي حدث؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more