| Gündüz uyuyup gece avlanan şeyler var. | Open Subtitles | تلكَ الأشياء التي تنام بالنهار و تصطاد بالليل. |
| Trilobitler, deniz tabanında büyük sürüler halinde avlanan zırhlı canlılardı. | Open Subtitles | ثلاثية الفص كانت حيوانات مصفحة تصطاد بقطعان ضخمة خلال قاع البحر. |
| Dünyada takım halinde avlanan tek kuş türü bunlardır. | Open Subtitles | إنها الجوارح الوحيدة بالعالم التي تصطاد كمجموعة |
| İzinsiz avlanan biri tavşanları kaçırıp büyük bir oyunu bozabilir. | Open Subtitles | الصياد المتطفل الذي يصطاد الأرانب ، لربما يخيف قطيعا كاملا |
| Burdan Pasifik'e kadar, sadece bir kez değil defalarca, tuzak kurup avlanan adam mı? | Open Subtitles | الرجل الذي كان يصطاد ويضع الفخاخ من هنا حتى المحيط الهادي عدة مرات وليس مرة واحدة |
| Bizim gibi aileler daima avlanan ailelerdir. Her zaman değil. | Open Subtitles | اي عائله مثل عائلتنا تجدهم دائماً مايقومون بالصيد. |
| avlanan adam profiline uyuyor. | Open Subtitles | يناسب أسلوب رجل مُطارد. |
| Bu kuşlar, sürü halinde avlanan tek yırtıcı kuş türüdür. | Open Subtitles | إنَّ هذه هيَ الطيور الجارحة الوحيدة التي تصطاد في packs. |
| Kanalda avlanan bu köpekbalıkları 3 - 4 metrelik boylarına ve yüzlerce kiloluk ağırlıklarına rağmen henüz erişkin değiller. | Open Subtitles | اسماك القرش هذه اللتى تصطاد هنا يبلغ طولها ما بين 8-14 قدما ويزن مئات الارطال ولدهشتنا, فإنهم لا يزالون صغارا |
| Bir tarih müzesindeki tabloda avlanan bumeranglı bir Aborjin gibisin. | Open Subtitles | أنت كأحد الأصليين ومعه قطعة خشب تصطاد بالـ"ديوراما" الخاص بمتحف تاريخٍ طبيعي |
| Bununla avlanan tek bir grup var. - Kim? | Open Subtitles | مجموعة واحدة تصطاد بهذه السهام |
| Merhametsizce avlanan vahşi yokediciler. | Open Subtitles | قيل بأنهم حيوانات شرسة تصطاد بدون رحمة |
| Spinosaurus bir avcıdır ama suda avlanan bir avcı. | Open Subtitles | كانت الـ(سباينوصوراس) حيوانات مفترسة، و لكنها تصطاد في المياه |
| Bu avda avlanan bir tazı değil havlayan bir tazı oldum. | Open Subtitles | اننى اطاردك هنا.. .. ليس كا لكلب الذي يصطاد . و لكن كالكلب الذي يعوى ويملأالدنيا صياحا |
| Muhtemelen, rastgele avlanan birini arıyoruz. | Open Subtitles | من الممكن اننا نبحث عن شخص يصطاد بدون تمييز |
| Bu geceleri avlanan bir adam. Onu gündüz yakalayacağız. Diaz, Vargas. | Open Subtitles | ذلك الرجل يصطاد في الليل، سنذهب له في النهار. |
| Mavi Kanat... grup halinde avlanan güçlü yırtıcılar. | Open Subtitles | --سمك تريفاللي ذات الزعنفة الزرقاء مفترس قَوِيّ و يصطاد بشكل جماعي |
| avlanan kartalı görüp uyarısını yapıyor. | Open Subtitles | يكتشف نسرا يصطاد ثم يرسل تحذيرا |
| İlgilendiğim ilk konulardan biri avlanan insanlardı | Open Subtitles | احد الموضوعات التي بدأت انظر اليها، الناس المعنيين بالصيد. |
| Dobilere karşı yargısız infaz yapmamım hırçın, eğitimsiz melezleşmeyi beceremeyen sürü halinde avlanan köpekler olmalarıyla alakası yok. | Open Subtitles | فهذا ليس بسبب انهم فصيلة هجينة شريرة لديهم صعوبة فى التفاهم ويقوموا بالصيد فى مجموعات، حسنا؟ |
| Stephen biz süper kahraman değiliz. Biz avlanan bir türüz, hayatta kalmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | لسنا أبطال خارقين يا (ستيفن) نحن جنس مُطارد يحاول النجاة |