| İyi bir savunma avukatının bilmesi gereken son şey gerçektir. | Open Subtitles | آخر ما يرغب محامي الدفاع الماهر في معرفته هو الحقيقة. |
| İyi bunu da kayıt et, canın cehenneme avukatının da canı cehenneme. | Open Subtitles | إذن سجلي هذا تبا لك وتبا لمحاميك ايضا إذا كان لديك محامي |
| Haklı. Tüm ihtiyacı olan, avukatının onu çıkarması. | Open Subtitles | إنها علي صواب، كل ما يحتاجه للخروج هو محاميه |
| avukatının gelip teslim olmasını ayarlamasını istedi. | Open Subtitles | لقد طلب منا ان يأتي محاميه ليفاوض على إستسلامه. |
| Sayın Yargıç, bu isteği için karşı taraf avukatının iki haftası vardı. | Open Subtitles | حضرة القاضية، المحامي المعترض لقد إتمرّ إسبوعين بهذا الطلب. |
| Müvekkilem avukatının refakati dışında Hiç bir soruya yanıt vermek istemiyor. | Open Subtitles | لا يمكني الموافقة على ذلك لا يمكنك التحقيق معها من دون محاميها |
| avukatının savunmasından etkilenmiş ve senin bir şansı daha hak ettiğine inanıyor. | Open Subtitles | لقد أبهره جدال محاميك و هو يظن أنك تستحق أكثر من فرصة |
| Hapisteyken avukatının seni ziyaret ettiğinde sana masum olduğunu ispat etmek istediğini söylediğinde avukatını gönderip hücrene geri döndüğünün doğru olup olmadığını sordu | Open Subtitles | لقد أراد معرفة صحة أن محامية زارتك بالسجن وأخبرتك بأنها ترغب بإثبات برائتك فتركتها وذهبت إلى زنزانتك |
| Karşı tarafın avukatının da bu gece buraya gelmiş olması beni mutlu etti. | Open Subtitles | أنا سعيد أن محامي الخصم قد وجد أنه مناسب أن ينضم إلينا الليلة |
| Teşkilat avukatının karşısında senin yaptığın gibi diklenmek yürek ister. | Open Subtitles | يتطلب جرأةً كبيرة للوقوف أمام محامي القسم كما فعلت أنت |
| Çete avukatının oğlu olarak mimlenmiş bir hayat kolay olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من السهل عيش حياة يتم وصفكَ فيها بإبن محامي العصابة |
| O halde... savunma avukatının etik olarak bir ikileme düşmesine yol açacak bir neden yok. | Open Subtitles | إذاً محامي الدفاع هذا سيقع في معضلة أخلاقية |
| İtiraz ediyorum. Savunma avukatının ne ima ettiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أعترض، أريد معرفة ما يرمي إليه محامي الدفاع |
| avukatının gelip teslim olmasını ayarlamasını istedi. | Open Subtitles | لقد طلب منا ان يأتي محاميه ليفاوض على إستسلامه. |
| Parayı işaretlettirmeme de izin verdi, çünkü eninde sonunda avukatının paraya dokunacağını biliyordu. | Open Subtitles | و تركني أُعلِم النقود لأنه علم بنهاية المطاف محاميه سيلمسه |
| avukatının, Sam Holbrook, onun Premier Lig'in en... önemli oyuncularından biri olmasında önemli bir katkısı oldu. | Open Subtitles | محاميه , سام هولبروك يبدو فى المجموعة ليصبح لاعباً رئيسيا فى الدوري الممتاز |
| Ne yani, onun ve oğlumu almak isteyen kişinin avukatının... | Open Subtitles | ومن الصدفة أنّ محاميها هو المحامي نفسه الذي يحاول أخذ ابني؟ |
| Faturalarını ödemek sizin işiniz değil avukatının işi. | Open Subtitles | ليست مسؤوليتك أن تدفع ثمن فواتيرها إنّه محاميها |
| avukatının önemli yerlerde tanıdıkları olabilir ama ben tuzağa düştüm teorisine kanmam. | Open Subtitles | ربما محاميك لديه أصدقاء في أماكن حساسه ولكني لست مؤمناً بنظرية التساهل |
| Pittman'ların arasındaki büyük sorun, avukatının tesise gelmesi... | Open Subtitles | مع هذه المعركة الكبيرة بين آل بيتمان ومن ثم رئيس محامية يظهر في مؤسسة التدريب |
| Boşanma avukatının kartviziti mi acaba? | Open Subtitles | حقاً ؟ . أجل قسائم مشتريات لمحامي الطلاق ؟ |
| Adi avukatının ne söylediği umurumda değil, bir şey saklamıyorum! | Open Subtitles | أنا لا أُريدُ ما محاميكَ تَقُلنَ، لا أَصْمدُ عليك |
| - Hiçbir şey, çok güçlü avukatının verdiği akıl sayesinde. | Open Subtitles | ماذا قال؟ لا شيء، وفقاً لنصيحة مُحاميه ذو النفوذ العالي. |
| Eminim evet demeden önce avukatının fikirlerini almak istersin. | Open Subtitles | أنا متأكدة من رغبتك بالقاء محاميكِ نظرة فاحصة سريعة قبل أن توافقين |
| Buradan başlıyoruz. Telefonlarını görüşmelerini istiyorum. İlk önce avukatının. | Open Subtitles | لنبدأ بهم، أريد تنصتا على الهواتف وأولا لمحاميه |
| Üzgünüm avukatının yanında olması Maia için çok önemli. | Open Subtitles | اسفه ان الامر مهم ان مايا تكون بحضرة محاميتها |
| Bölge avukatının bürosu kefaleti kabul etmiyor. | Open Subtitles | مكتب مدعي عام المنطقةَ يُعارضُ بشكل متحمس للكَفْاله. |