"ayağa kalktı" - Translation from Turkish to Arabic

• نهض
• وقف
• وقفت
• المسن
• جاء دور

Bir gergedan gibi yere devirdiğim halde o deli yeniden ayağa kalktı.
لقد نهض بعد أَن وضعت رصاص بما فيه الكفاية فيه ليسقط كركدن

Bugün ayağa kalktı ama doğrusu onun için endişeleniyorum.
لقد نهض اليــوم لكن بــالي لا يزال مشغولا بـه

ayağa kalktı, teyzemi arayıp beni bir daha görmek istemediğini söyledi.
لقد نهض وأتصل بعمتي وأخبرها إنه لا يريد رؤيتي بعد.

William Whewell adlı genç bir Cambridge öğrencisi ayağa kalktı ve seyirciyi susturdu.
ثم وقف طالب شاب في جامعة كامبردج يُدعى ويليام ويول وعمل على تهدئة الحضور.

Evet, ve oyunun sonunda ayağa kalktı, ve ellerini böyle birbirine vurmaya başladı.
ياه و فى نهاية المسرحية ولقد وقف و بدأ فى خبط يديه مع بعض

Sabahın erken saatlerinde, istasyonun tuvaletleri açıldığında, acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.
في الصباح الباكر، عندما كانت حمامات المحطة مفتوحة وقفت على قدميها بشكل مؤلم وشقت طريقها الى دورة المياه

ayağa kalktı ve bu yaşlıca zenci adama gitti.
فنهض ذلك النائب واتجه فوراً لذلك الرجل المسن الأسود.

Kızının seçtiği kıyafetle beraber Lindsay konuşmak için ayağa kalktı.
جاء دور (لينزي) للتحدث في زي اختارته أبنتها

Sonra o 10 yıllık örnek mahkûm ayağa kalktı gülümsedi ve yüzüme bir tane geçirdi.
فإذا بالسجين المثاليّ لـ 10 سنين نهض وتبسَّم ولكمني في وجهي

ayağa kalktı, masanın etrafını dolaştı ve önümde durdu.
ثم نهض واستدار حول المنضدة ووقف قبالتى

Evet, bayıldı. Ama ayağa kalktı, değil mi?
نعم أغمى عليه, ولكنه نهض ,اليس كذلك؟

Koba'yı yere indirdi ama Rus tekrardan ayağa kalktı.
لقد أسقط كوبا, لكن نهض الروسي سريعاً.

Üçüncü gecenin sonunda, birbirimizi kıpırdayamayacak kadar zayıf düşürmüştük. Ölüm ayağa kalktı.
لقد كان الأمر مثل الأفلام لقد نهض

ayağa kalktı ve bir süre öyle durdu.
لقد نهض و كان واقفا هناك لفتره

Yaralıydı. Ama ayağa kalktı.
لكنه نهض ووقف ... و علىالرصيفصرخ

Sonra da birden ayağa kalktı ve çekti gitti.
حينذاك نهض كي يغادر

Ama hayır Balboa ayağa kalktı...
ربما تكون نهاية المباراة الإستعراضية ، لكن لا... . "بالبوا" نهض.

Ama araçtan çıkınca size yemin ederim ayağa kalktı, tıpkı sert adamlar gibi hâlâ bombayı bu şekilde elinde tutuyordu, çocuklar.
لكن عندما خرج من الجيب أقسم لك وقف متظاهرا كرجل صلب حاملا القنبلة اليدوية في يده

Ama uzun sürmedi, ayağa kalktı, hem de çok sinirlenmişti.
لم يدم الأمر رغم ذلك، لقد وقف مجددا. يا فتى، لقد كان غاضبًا جدا.

Büyüleyiciydi, çünkü sunumumdan sonra akademisyenlerden birisi ayağa kalktı ve "Sizin konuştuklarınızı duymak insanı derinden yaralıyor.
وكانت مذهلة لأن أحد العلماء وقف بعد المحاضرة وقال : " حسناً أتعلم أن ما سمعناك تتحدث عنه مزعجٌ للغاية بالنسبة لنا."

O kiliseye gittik ve Rahip Moss'un vaazını dinledik ve vaazdan sonra o muhteşem kadınlar korosu, 100 güçlü kadın ayağa kalktı ve şarkı söyledi.
ذهبنا الى تلك الكنيسة واستمعنا إلى القس ريفو موس وبعدما أكمل موعضته، وقفت جوقة من النساء الرائعات، جوقة تتكون من 100 امرأة قوية، وبدأن بالغناء.

Ama tekrar ayağa kalktı kıçını iyice sıktı, bacaklarını ısıttı ve ölümüne dans ederek o dans okuluna girmeyi başardı.
أتريدون أن تسمعوا شيئا مجنون تماما؟ وقفت مجددا ، شدت نفسها و مددت قدميها و رقصت تماما إلى قلوبهم

dedi. Yaşlıca zenci adam ayağa kalktı, müdür yardımcısına ve bana baktı ve "Bu salona, bu genç adama gözünü ödülden ayırma ve dayan demek için geldim."
فوقف ذلك الرجل المسن الأسود ونظر لذلك النائب ثم نظر إلي وقال : " قدمت لقاعة المحكمة هذه لأخبر هذا الرجل اليافع ، إبق الهدف نصب عينيك ، واصبر."

Ve sonunda Michael konuşmak için ayağa kalktı.
و أخيراً جاء دور (مايكل) ليتحدث