"ayarlamış" - Translation from Turkish to Arabic

    • رتبت
        
    • رتب
        
    • دبر
        
    • أعدّ
        
    • دبّر
        
    • دبرت
        
    • قام ببرمجة
        
    • قامت بترتيب كلّ
        
    • حدد موعداً
        
    • سهّل حصولهم عليه
        
    Helen, Amthor'la bana ve iki şamar oğlanına bir tanışma randevusu ayarlamış. Open Subtitles لقد رتبت هيلين لى موعدا مع امثور وبعض رجاله الأشرار
    Öğrencilerle soru cevap bölümünde ona ilk soruyu sormanı ayarlamış bulunuyorum. Open Subtitles حسناً، لقد رتبت لك بأن تسأليه السؤال الأول خلال الهيئة الطلابية العامة
    Çifti sahile götüren arabayı oda görevlisi ayarlamış. Open Subtitles البواب رتب امر السياره التي اخذتهم الى الشاطئ
    Tony o gece Swann'ın buraya gelip seni öldürmesini ayarlamış. Open Subtitles توني " رتب دخول " سوان " إلى " هنا في تلك الليلة وقتلك
    Bu piç seninle dövüşmesi için adam ayarlamış. Haydi eve gidelim, abla. Open Subtitles ذالك اللقيط دبر لكي هذا لكي تحاربيه دعينا نعود للمنزل ياأختاه
    Boynu kırılmamış. Çünkü katil teli yere yakın ayarlamış. Ayakları neredeyse yere değecekmiş. Open Subtitles رقبتها لمْ تُكسر لأنّ القاتل أعدّ الخيط بحيث لا يُلامس قدماها الأرض بقدر شعرة.
    Karısının telefonunu almış, bir buluşma ayarlamış sonra da onu dövmüş. Open Subtitles أخذ هاتف زوجته, دبّر لقاءاً معه من خلاله ثم أبرحه ضرباً
    Lonnegan'ın adamları onu lokantada ayarlamış. Haydi. Open Subtitles دبرت لها جماعة لونيغان عملاً في المطعم هيا لنذهب
    Annem bir gezi arabası ayarlamış olsa şimdiye ninja olurdum. Open Subtitles لكنت الآن نينجا دائم لو أن أمي رتبت لي رحلة لسيارة مشتركة
    Görünüşe göre B.S. haklıydı toplantıyı Blacksmith ayarlamış. Open Subtitles تبين دا كان على حق، أن الحداد رتبت لقاء.
    Neyse, kuzenin Lou ile konuştum, sana bir iş görüşmesi ayarlamış... eski çalıştığı kadın merkezinde. Open Subtitles على أية حال لقد تحدثت مع بنت عمك " لو " لقد رتبت لك مقابلة عمل
    Tanıdık bir adam. Bir daire ayarlamış, ilişkisini ilan edip kutlayacak. Open Subtitles شخص أعرفه، لقد رتب شقة لفتاة تُعجبه
    Freddie ayarlamış, kayakçı grubundan birileri. Open Subtitles فريدي رتب لذلك مع مجموعة من المتزلجين
    Freddie ayarlamış, kayakçı grubundan birileri. Open Subtitles فريدي رتب لذلك مع مجموعة من المتزلجين
    Strickler, O'Neill'ı Amerika dışına bir kargo gemisiyle çıkması için ayarlamış. Open Subtitles "ستركلر" دبر لـ "أونيل" ليخرج من الولايات المتحدة عبر شركة شحن
    Saldırıyı Saint Germain'e olan borçlarından birini ödemek için ayarlamış. Open Subtitles هو من دبر الهجوم لتسديد ديونه لسان جيرمان
    Fotoğrafı siteye yüklemekle kalmamış, her şeyi de o ayarlamış. Open Subtitles لمْ ينشر تلك الصُورة فحسب، بل أعدّ كلّ شيءٍ. لكن لماذا؟
    Kalamam bebeğim. Babam muhtemel bir yatırımcı ile görüşme ayarlamış. Open Subtitles أعدّ أبي اجتماعاً مع مستثمرة محتملة
    Her şeyi Jaime ayarlamış. Yol, tecavüzcüler, hepsini. Open Subtitles دبّر جايمي المسألة برمّتها الجولة، المغتصبان، كل شيء
    Yapamam, anneannem bana hizmetçilik için bir görüşme ayarlamış. Open Subtitles لا أستطيع, جدتي دبرت لي مقابلة لأكون جليسة.
    - Varış noktası olarak NCIS'e ayarlamış. Open Subtitles قام ببرمجة عنوان الشعبة كمكان للذهاب إليه.
    Bunu Scottie ayarlamış olabilir. Open Subtitles قد تكون (سكوتي) من قامت بترتيب كلّ ذلك
    Bir ağır ceza avukatıyla görüşme ayarlamış. Gelecek hafta buluşmayı planlamışlar. Open Subtitles لقد حدد موعداً مع محامي جنايات , لقد كان يخطط لمقابلته الأسبوع القادم
    Liam'ın dediğine göre Gibbons ayarlamış. Open Subtitles والتي حسب ما قال (ليام) أن (قيبنز) سهّل حصولهم عليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more