| Pekala. Seninle çıkacak adam sayısını buna göre yeniden ayarlayacağım. | Open Subtitles | حسنا جدا , سأرتب لأعداد هروبك الذى سيعدل وفقا لذلك |
| Sizin için bir araba ayarlayacağım, ki eve kadar bir kamyonda gitmeyeseniz. | Open Subtitles | سأرتب لكم سيارة فلا تحتاجوا للذهاب بالشاحنة. |
| Perşembe günü İsveç'e giden bir uçağımız var. - Sizin için yer ayarlayacağım. | Open Subtitles | هنالك طائرة مغادرة الى السويد يوم الخميس سأحجز لك على متنها |
| Oraya gider gitmez, Washington'daki ofisle canlı bir bağlantı ayarlayacağım. | Open Subtitles | بمجرد أن نعود إلى هناك سأعد بث مباشر مع مكتبنا في واشنطن |
| Bu hafta sonu için çifte buluşma. Sana birini ayarlayacağım. | Open Subtitles | موعد مزدوج في نهاية هذا الأسبوع سوف أرتب لك موعداً |
| Annemle iki haftadır evlilerdi sadece. Cenazeyi ben ayarlayacağım. | Open Subtitles | كان متزوجاً بها لأسبوعين لا أكثر لذلك سأعد ترتيبات الجنازة، حسناً؟ |
| Polis her an buraya gelebilir. Endişelenme. Sana saklanacak bir yer ayarlayacağım. | Open Subtitles | الشرطة يمكن أن تاتى هنا في أي وقت،لاتقلق أنا سأرتّب كلّ شيء |
| Sen jeneratöre benzin koyacaksın ben de bunu ayarlayacağım. | Open Subtitles | إذَن أنتَ ستزوده بالوقود وأنا سأجهز أدواتي |
| Partiden sonra seni alıp Londra'ya getirmesi için... nefis bir araba ayarlayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | سأرتب لأن تأتى سيارة جميلة لتصطحبك وتعود بكِ إلى لندن بعد الحفلة، حسنا؟ |
| Kurul ile bir konferans görüşmesi ayarlayacağım yoksa kontrol hızla elden gidebilir. | Open Subtitles | , سأرتب مؤتمر بينكى وبين مجلس ال12 أو سيكون هذا الأمر خارج عن السيطرة .. سريعاً |
| Kaygılanma, en kısa sürede bir buluşma ayarlayacağım, söz. | Open Subtitles | لا تقلقى، سأرتب لقاءً حالما أستطيع، أَعِدُكِ |
| Size pazartesi için mülakat ayarlayacağım ve gideceksiniz! | Open Subtitles | سأرتب لكم موعداً للمقابله يوم الإثنين، وسوف تكونان حاضرين حينها. |
| Öğleden sonra bizim için bir görüşme ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأرتب لنا موعداً مع الموارد البشريّة تلك الظهيرة |
| Öğleden sonra bizim için bir görüşme ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأرتب لنا موعداً مع الموارد البشريّة تلك الظهيرة |
| Yarın sana kendi pratisyen hekimimde bir randevu ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأحجز لك موعداً مع الطبيب العام الخاص بي، غداً. |
| Yolculuğu ayarlayacağım, ama sorun istemiyorum. | Open Subtitles | سأعد تجهيزات السفر لكن لا أريد أية مشاكل |
| Staz Ağı indirildiğinde bizi alması için bir araç ayarlayacağım. | Open Subtitles | استردادها. سوف أرتب لبكرة وسيلة للحصول على شباك ركود خفضت. |
| Düğün işerini nasıl ayarlayacağım hakkında endişeleniyorum. | Open Subtitles | لقد بدأت فى القلق بخصوص ترتيبات الزفاف |
| Güven tazelemek için ana hissedarlarımızla bir toplantı ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأرتّب إجتماع مع حاملي الأسهم الكبار.. لأقم بطمئنتهم |
| Ben de zaten Michael'a şişman bir arkadaşımı ayarlayacağım. | Open Subtitles | حسناً , أنا سأجهز موعد لـ " مايكل " مع صديقتي السمينة , على أية حال |
| Hepsi ölecekler ama senin için yukarıda sıcak bir koltuk ayarlayacağım. | Open Subtitles | وثم سيموتون جميعهم، لكنني سأوفر مقعد لطيف، دافئ لك بالأعلي. |
| Sana bu Rus kadınlardan birisiyle bir randevu ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأدبر لك ميعاد مع بعض من هؤلاء النساء الروس ستدبر لى ميعاد ؟ |
| Sürülerle bir buluşma ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأنظم إجتماع لكم مع مجلس القطيع |
| Sana birisini ayarlayacağım. | Open Subtitles | لا يجب أن تكوني بمفردك سأقوم بترتيب أمرك مع شخص ما. |
| Henüz emin alıcılar yok ancak Le Havre'a gidip derhâl ambarıma göndermek için sevkiyatı ayarlayacağım. | Open Subtitles | لم أقم حتى الآن بتأمين مشترين لكن سأغادر إلى لو هافر وأرتب النقل إلى مستودعي فوراً |
| Kampa ulaştığımızda kumandanlarıyla konuşup esir takası ayarlayacağım. | Open Subtitles | لما نصل لمعسكرهم سأخاطب ضابطهم الآمر وأتفق على عملية تبادل أسرى. |
| Tasha için devlet tarafından atanmış bir avukat ayarlayacağım. | Open Subtitles | سأضع موعداً مع تاشا و محامي معين من قبل الدولة |