Bu sırada aynı yıl Bell Labaratuvarları'nda bir sonraki devrim açıklanmak üzereydi, bir sonraki yapı taşı. | TED | وفي هذا الأثناء من نفس السنة بالضبط، في مختبرات بيل كانت الثورة الموالية على وشك أن يعلن عنها، وحدات البناء التالية. |
aynı yıl, neredeyse her Himba'nın bir tüfeği vardı. | TED | خلال نفس السنة كان لكل فرد من الهيمبا تقريباً بندقية. |
Ben de aynı yıl doğdum. Dört gün farkla. | Open Subtitles | وُلِدتُ فى نفس العام بعده بأربعة أيام ٍ. |
Becker'in yine ilk adı Anton olan babası... aynı yıl Nazi Propaganda Bakanlığı'na katılmış. | Open Subtitles | ووالد بيكر واسمه الأول أيضا أنتون انضم لوزارة الدعاية النازية في نفس العام |
Fakat aynı yıl, buraya Alplere gelir... | Open Subtitles | لكن في العام نفسه صعد هنا إلى جبال الألب |
Aynı gün ya da aynı yıl | Open Subtitles | القديرة وتوفي في نفس اليوم من العام نفسه |
Bir yunus tarafından, sincap tarafından ve vejetaryen bir kertenkele tarafından aynı yıl içinde ısırılan tek insansın. | Open Subtitles | و أنت الشخص الوحيد على ما أعلم الذي عضه دلفين و قندس و سحلية نباتية في نفس السنة |
Seninle aynı yıl dogmuş birinin ölmüş birinin dogum sertifikasını almak, | Open Subtitles | الحصول على شهادة الميلاد ل. لشخص ما ميت كان قد ولد في نفس السنة التي ولدت فيها |
Kendall ve ben öğretmenliğe burda başladık. aynı yıl. | Open Subtitles | بدأنا أنا وكندال التدريس هنا في نفس السنة |
Ve bu da aynı yıl 23 Ocak'ta sizin kişisel hesabınıza 11 bin dolar yatırıldığının belgesi. | Open Subtitles | و عمليّة إيداع بتاريخ 23 يناير في نفس السنة لحسابك الشخصي بقيمة 11 ألف دولار |
Ve aynı yıl Calcutta'ya tramvay geldi. | Open Subtitles | و في نفس السنة وصلت حافلة الترام إلى كالكوتا |
Seninle aynı yıl House'un asistanlığı için başvurduğumu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرف أنني قدمت طلبا لأكون زميلا مع هاوس في نفس السنة مثلك؟ |
aynı yıl, ona karşı babalık davası açtı. | Open Subtitles | في نفس العام و التي رفعت فيه قضيه اثبات نسب |
aynı yıl Sparazza, sözüm ona Freeman Heller'ı öldürdü. | Open Subtitles | نفس العام الذي من المفترض ان سابرازا قد قتل فيه هيلر |
Bu da uygunsuz tv programlarını sansürlemek için aynı yıl fırlatılan sansür kurulunun çok gizli uydusu. | Open Subtitles | وهذا قمر صناعي سري أطلقته لجنة مراقبة الإتصالات الأمريكية في نفس العام ليستشعر برامج التلفاز الغير مهذبة |
aynı yıl vaftiz edildim dünyanın bir yarısından gelen bir çocuk ile beraber. | Open Subtitles | ...نفس العام الذي تعمدت به شاب صغير تجول حول نصف العالم تعمد ايضاً |
aynı yıl ulusal kasa açma yarışmasına katılmış. | Open Subtitles | لقد شارك في المُنافسة الوطنيّة لإختراق الخزائن في العام نفسه. |
Bunun ardından New York'a seyahat etti ve aynı yıl araştırmayı Güneyin Dehşeti: Her Yönüyle Linç Kanunu adlı bir broşürde tekrar yayımladı. | TED | لذا سافرت لنيويورك، في العام نفسه أعادت نشر بحثها في منشورٍ تحت عنوان: أهوال الجنوب: شريعة القتل الغوغائي بجميع مراحلها. |
aynı yıl, aynı gün, herşeyiyle. | Open Subtitles | العام نفسه ، اليوم نفسه كل شيء |
aynı yıl, alayının kıdemli albayı olan babam, | Open Subtitles | حتى بلغت السابعه عشر فى نفس السنه . التى رقى فيها والدى لرتبه كابتن |
aynı yıl Konstantiniyye semalarında gündüz vakti görülen kuyruklu yıldız ise o güne kadar aşılamayan surların yıkılacağının bir işareti olarak değerlendirilmişti. | Open Subtitles | وشوهد المذنب فى سماء (القسطنطينية) ذلك العام وهى تعتبر علامة على أن جدران المدينة المنيعة سوف تسقط |