"ayrıcalıkları" - Translation from Turkish to Arabic

    • امتيازات
        
    • إمتيازات
        
    • الإمتيازات
        
    • إمتيازاتها
        
    • امتياز
        
    • امتيازاتها
        
    Bildiğiniz gibi özel taşıyıcıların özel ayrıcalıkları vardır. Open Subtitles و كما تعلمون فان المهام الخاصة معها امتيازات خاصة
    Araba park yeri, yemekhane ayrıcalıkları... Open Subtitles امتيازات غرفة العشاء, ايرادات الميزانية, هذا النوع
    Şöyle bir düşünürsen başrahibenin bazı ayrıcalıkları olduğunu hatırlayacaksın. Open Subtitles أظن أنه إن حاولتِ التذكر رئيسة الدير كان لها إمتيازات
    Hastane ayrıcalıkları ve hasta talepleri. Open Subtitles إمتيازات مستشفى وطلباتِ صبورةِ.
    Alcatraz, çok az ayrıcalıkları olan en sıkı korunan cezaevi. Open Subtitles القطراز سجن ذا حراسة مشدّدة مَع قليل جداً من الإمتيازات.
    Pekala, şöyle diyeyim ki, üyeliğin bazı ayrıcalıkları var. Open Subtitles حسناً , دعني أقول أن تلك العضويّة لها إمتيازاتها
    Kadın olmanın bana sağladığı ayrıcalıkları nasıl yanlış kullanıyorum görün. Open Subtitles انظروا كيف اسئ استخدام ما يمنحه لي هذا من امتياز
    Üyeliğin ayrıcalıkları. Open Subtitles وتأتي العضوية مع امتيازاتها.
    Buna ek olarak, kurul sana üyelik ayrıcalıkları veriyor. Open Subtitles إنّ لجنة النادي قامت بتوسيع امتيازات العضوية لك
    Artık hafta sonu ayrıcalıkları yok ve gelecek döneme kadar akşam yemeklerini tek başına yiyeceksin. Open Subtitles عطلة نهاية الأسبوع لن تكون اكثر امتيازات عليك احتجاز وجبات العشاء حتى الفصل الدراسي القادم
    Vampir ayrıcalıkları olmadan. Gücün olmadan kimseyi etki altına almadan, hiçbir vampir yeteneği kullanmadan. Open Subtitles بدون امتيازات مصّاصة الدّماء وبدون القوّة والإذهان وما إلى ذلك
    Beverly Hills'teki birinci sınıf özel hastanelerde ayrıcalıkları var ve anneni oraya sevk etmek istiyor. Open Subtitles لديه امتيازات في مستشفى خاص من الدرجه الاولى في بيفرلي هيلز وهو يريد نقل والدتك الى هناك
    Bağırsağımız güvenliği için oylama ayrıcalıkları elde etmiyor. Open Subtitles الامعاء الخاص بك لا يحصل على امتيازات التصويت على سلامتنا.
    Büyük av oyunu tarihinin en müthiş dallamasının tek çocuğu olmanın sonsuz ayrıcalıkları ve yan etkileri var. Open Subtitles هناك امتيازات لا مثيل لها وآثار جانبية. لكوني الطفلة الوحيدة. أحـد أعـظـم الـأوغـاد، في تاريخ اللعبة الـكبيرة.
    Neyse, içerdeyken ayrıcalıkları olan mahkûmlar vardı. Open Subtitles -أجل على أيّ حال، عندما كنتُ بالسجن، كان هناك سجناء مع إمتيازات
    Hesap ayrıcalıkları sağlayacağında anlaşmıştık. Open Subtitles -اتفقنا أنكِ ستوفرى إمتيازات حسابية
    Televizyon ayrıcalıkları? Open Subtitles ماذا عن إمتيازات التلفزيون؟
    Alcatraz, çok az ayrıcalıkları olan en sıkı korunan cezaevi. Open Subtitles القطراز سجن ذا حراسة مشدّدة مَع قليل جداً من الإمتيازات.
    Albizzi ailesi onlarca yıl ayrıcalıkları yüzünden zayıfladı. Ve şehirde de onlar yüzünden işler durgunlaştı. Open Subtitles لقد أضعف ألبيتسي أنفسهم عقود من الإمتيازات السهلة ومدينة تركد تحت نفوذهم
    Ve rütbenin getirdiği bütün ayrıcalıkları da. Open Subtitles وكلّ الإمتيازات تلك إذهبْ بتلك الرتبة
    Ederdim ama, üyeliğin ayrıcalıkları var... Open Subtitles كنت كذلك ولكن العضويه لديها إمتيازاتها
    Bunlar sadece Beyin Takımı'nın parçası olmanın ayrıcalıkları. Open Subtitles إنه امتياز تناله كونك جزءً من الدائرة الداخلية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more