"ayrılıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يغادر
        
    • سيغادر
        
    • ستغادر
        
    • تغادر
        
    • تنفصل
        
    • تنفصلين
        
    • سيرحل
        
    • ينفصل
        
    • يغادرون
        
    • ستنفصل
        
    • يُغادر
        
    • يرحل
        
    • راحل
        
    • ستترك
        
    • سترحل
        
    Demek, baba her zamanki gibi işe gidiyor. 11:45'te anneden bir telefon geliyor ve adam üzgün bir şekilde oradan ayrılıyor, değil mi? Open Subtitles إذاً يذهب الأب للعمل كالعادة الساعة 11: 45 يتلقى إتصال من الأم ثم يغادر منزعجاً
    Yarın gece 1'de ayrılıyor. Limanının sonundan. Open Subtitles سيغادر مساء غدٍ في الواحدة من آخر المرفأ.
    Biliyor musun o gelecek hafta buradan ayrılıyor, bunu biliyor muydun? Open Subtitles أنت تعرف أنها ستغادر الأسبوع المقبل ، أليس كذلك ؟ أنت تعرف هذا ؟
    DiPaola'dan komutaya. Cincinnati, Serenity'e gitmek üzere ayrılıyor. Open Subtitles مندياباولاالىالقيادة السيدة الأولى تغادر المدرسة الى سيرينتى.
    Mahallenize yaklaştıkça, oturduğunuz bölüm ayrılıyor ve sizi doğrudan kapınızın önüne getiriyor. TED وحين تقترب من الضاحية أو المنطقة، تنفصل العربة التي تجلس فيها، وتقوم بالقيادة الذاتية إلى باب منزلك.
    Kimliği belirsiz adamla cesedini değiştiriyor ve kasabadan ayrılıyor. Open Subtitles لذا يبدل الجثه بجسده ثم يغادر البلده, أليس كذلك؟
    İşte bu. Ekspres tren istasyondan ayrılıyor. Open Subtitles حسنا ,هاهو ذا ,القطار السريع يغادر المحطة
    Glasgow'dan akşam 6:50'de ayrılıyor. Yol boyunca yedi durak var. Open Subtitles القطار يغادر محطة "جلاسجو"6.50 مساءاً, سبع محطات على طول الطريق
    Yarın gece 1'de ayrılıyor. Limanının sonundan. Open Subtitles سيغادر مساء غدٍ في الواحدة من آخر المرفأ.
    Sanjay Somji yarın sabah 8'de Bikapur'dan ayrılıyor. Open Subtitles سانجاي سوماجي سيغادر بيكابور في الثامنه من صباح الغد
    Biliyor musun o gelecek hafta buradan ayrılıyor, bunu biliyor muydun? Open Subtitles أنت تعرف أنها ستغادر الأسبوع المقبل ، أليس كذلك ؟ أنت تعرف هذا ؟
    - Sadece gelecek hafta buradan ayrılıyor olduğunu söyledim. Open Subtitles كنت فقط أفكر أنها ستغادر في الأسبوع المقبل
    Tamam. Michelle, Mason'a söyle Kim'le konuştum. Şehirden ayrılıyor. Open Subtitles ميشيل ، اعلمى ميسون الان ولقد تحدث الى كيم وهي تغادر البلدة
    Acele etsek iyi olur. Şu anda ayrılıyor. Open Subtitles من الأفضل أن نعجّل إنها تغادر في هذه الدقيقة
    Yanlara doğru yayıldıkça yerkabuğu çok yavaş bir şekilde ayrılıyor. Open Subtitles وعندما تنتشر بالحواف، فإن قشرة الأرض تنفصل ببطء.
    Koordinatlar ayrılıyor, efendim. İşe yaramıyor, ayrılmaya devam ediyorlar. Open Subtitles الإحداثيات تنفصل يا سيدي، هذا لم ينجح، ما زالت تنفصل.
    Söyle işte, bebeğim. ayrılıyor muyuz? Open Subtitles أفرغي ما بجعبتكِ يا عزيزتي أنتِ تنفصلين عنّي
    17 yıllık bir hapislikten sonra bugün, oradan bir adam ayrılıyor. Open Subtitles ويوجد بها رجل سيرحل منها اليوم بعد 17 عاما من السجن
    Antilobun biri ayrılıyor. Çok geçmeden diğer ikisi de. Open Subtitles ينفصل نو عن المجموعة، و فعل مثله اثنان آخران
    Yaşlı insanlar ayrılıyor ya da ölüyordu ve bu gidişlerde hikâyeler kayıplara karışıyordu. TED كان الناس يغادرون أو يموتون في سن الشيخوخة، ومع هؤلاء المغادرين كانت القصص تضيع.
    Benden ayrılıyor musun? Open Subtitles أنت هل ستنفصل عنى؟
    Adam dairesinden ayrılıyor. Takip edelim mi? Open Subtitles يا رفاق إنّه يُغادر الشّقة أتريديننا أن نذهب وراءه؟
    Ama saat on biri geçe durup dururken hesabını kestirip ayrılıyor. Open Subtitles و بعد الحادية عشر مباشرة, يطلب فاتورته و يرحل
    ayrılıyor musun, Bay Umberto? Open Subtitles راحل إذاً سيد أمبيرتو؟
    İki saat sonra şehirden ayrılıyor. Open Subtitles هي ستترك البلدة في غضون ساعتين
    Tek kız kardeşim ve şimdi Danaher evinden ayrılıyor. Open Subtitles أختي الوحيدة ، والآن سترحل من منزل عائلة (دانهر)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more