Bahsetmek istediğim talebe yönelik üçüncü seçenek, enerji tüketimini azaltmanın üçüncü yolu, sayacınızı okuyun. | TED | الجانب المطلبي الثالث للخيارات الذي أريد التحدث عنه الطريقة الثالثة لتقليل استهلاك الطاقة هو إقرأ عداداتك. |
Zamanla bu hasar da iyice büyüyecek. Belki bu hasarı azaltmanın bir yolunu buluruz. | Open Subtitles | حسناً لابد أن نجد طريقه لتقليل هذا الضرر |
Baskıyı azaltmanın en iyi yolu en kısa sürede bu yaraya bir neşter vurmak. | Open Subtitles | لذا الطريقة الوحيدة لتقليل الضغط لإنهاء هذا فى أقرب وقت ممكن |
Ama biri ısı ve elektrik tüketimini azaltmanın tek yolunun bileşenleri yakınlaştırmak olduğunu fark etti. | Open Subtitles | لكن مطور واحد أدرك أن الطريق الوحيد لتخفيض درجة الحرارة واستهلاك الطاقة كان لجلب مكونات معا. |
Yine de cezasını azaltmanın başka bir yolu vardır. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنالك طريقة لتخفيض مدة عقوبته فهي أولُ جريمة له |
Bu gerçek bir merak konusu, emisyonları azaltmanın inanılmaz önemi ve bu fikirlerin ne kadar spekülatif olduğunu göstermemiz gerekiyor. | TED | إنه لمصدر قلق حقيقي، لذلك فنحن بحاجة أن نركّز على الأهمية القصوى للتقليل من الانبعاثات ومدى عمق هذه الأفكار. |
Birisinin elektrik faturasını azaltmanın en iyi yolu, ona harcamalarını göstermektir, komşularının ne kadar harcadığını göstermektir ve daha sonra da enerji konusunda bilinçli bir komşunun ne harcadığını göstermektir. | TED | أفضل طريقة لتقليل فاتورة الكهرباء لشخص هي أن تريهم نفقاتهم و أن تريهم ما ينفقه جيرانهم ومن ثم أن تريهم ما ينفقه الجار الواعي من الطاقة |
Ancak o riski azaltmanın çeşitli yöntemleri vardır. | Open Subtitles | ولكن هناك بعض الطرق لتقليل المخاطر |
Bence bunları azaltmanın vakti gelmiş. | Open Subtitles | أ... أعتقد أنه ... الوقت لبدء لتقليل تدريجياً من هذا |
Bana hastayı doğru şekilde anladıklarını -- hastanın hissettiği acıyı olduğunca azaltmanın yolunu bildiklerini -- bir de "hasta" kelimesinin anlamının fikir vermek ya da müdahale etmek olmadığını söylediler... | TED | أخبروني بأن لديهم النموذج الصحيح للمريض-- وأنهم يعرفون ما هو الشئ الصحيح ليفعلوه لتقليل ألمي-- وأخبروني كذلك أن كلمة مريض لا تعنى أن أقدم مقترحات أو أن أتدخل أو ... |
Şu sıralar PHIP oluşumunu engelleyebilecek maddeleri araştırıyorum çünkü kanserojen maddeyi azaltmanın bir yolunu bulabilirsem kanseri önlemek için bir yol bulabilirim. | Open Subtitles | أنا أبحث حاليا في المكونات التي سوف تمنع تشكيل PHIP، لأنه إذا كان يمكن أن أجد وسيلة لتقليل المواد المسببة للسرطان من نظامنا الغذائي، |
Alman Yahudilerinin gelmesiyle Lodz Gettosu o kadar kalabalıklaşmıştı ki yerel Nazi yöneticileri, bu nüfusu azaltmanın yollarını aramaya başlamıştı. | Open Subtitles | "بوصول اليهود الألمان أصبح جيتو "اللودز أكثر إزدحاما أكثر من أي وقت مضى وبحثت السلطات النازية المحليّة عن طرق لتخفيض كثافة سكان الجيتو |
İş yükünü azaltmanın zamanı gelmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت للتقليل من عبء العمل |
Costa Rica'da bir kaplumbağa, bu tehlikeleri azaltmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | هنا في (كوستاريكا) تمكنت (السلاحف) من إيجاد طريقة للتقليل من تلك المخاطر |